dertleşelim mi sözlük? yok çünkü başka anlatacak kimse, yok... maruz gör bu seferlik... dinle. sadece dinle. tanım isteme çünkü tanım yok zihnimde bu kişiyle ilgili... görmedim çünkü daha önce hayatımda böyle bir şey, duymadım... hissetmedim.
"sana aşık değilim".
oturuyosun bankta. hava hafif yağmurlu, senin istediğin biraz olsun yakınlık. mantıklı olabilmeyi başaramamışsın zaten 26 yıl boyunca. hep yürekten gelir demişsin bu mevzular... seviyorsan yürekten, yanındaysa yüreğinde olduğu için, yürekte aşk yoksa o da olmasın demişsin hep.
sonra inanmışsın, kendin gibi sanmışsın. madem benimle demek ki aşık o da demişsin kendi kendine. içinden...
yaşlı bir çift, yolun karşısında. taksi bekliyor başlarında ama ayrılamıyorlar bir türlü. taksinin içinden bir bayan "hadi anne 1 hafta ayrı kalcaksın babamdan sadece uzatmayın" deyip gülüyor. kadının gözleri dolmuş belli. doyamadan öpüyor aşık olduğu adamı, "sıkı giyin bak havalar soğudu" diyor. adam da "merak etme sen asıl orada kendine dikkat et üşütme" diyor. öpüyor doya doya. sarılıyor içine sokacakmış gibi... öyle bir sarılıyor ki, hiç bir anne görmedim evladına öyle sarılsın...
kadın biniyor taksiye, camı açıp adamı çağırıyor yanına, ellerini sımsıkı tutup, "ilaçlarını da aksatma olur mu" diyor... adam yine "merak etme" diyor gülümseyerek, "seni bir daha görmeden ölmem..." gözlerinden yaşlar süzülürken kadının, taksi hareket ediyor yavaşça... ve yaşlı adam öylece bakıyor giden taksinin ardından yaşanacak olan yalnızca 1 haftalık ayrılığın hüznüyle...
tüm bu olup biteni izlerken birden esas kız giriyor araya... o da izliyormuş, benim baktığım yere bakıyormuş... oysa ben umursadığını bile düşünmemiştim... "bak" diyor, "ne güzel... bu yaşta bile aşıklar birbirlerine."
gülümsüyorum. "peki sen?" diyorum, "sen bana aşık mısın?"
"değilim" diyor. "aşk bitti."
"bitmemiş işte" diyemiyorum. "bitmeyen aşklar varmış, bak karşındaydı az önce, görmedin mi?"
