noluyor yahu ? dediğim yazar ne şarkısı nerede söylüyormuş millet neden toplandı kafamda deli sorular
samsunlu yazar madagaskarmış güldürmesin beni.
sevilen yazar.
çarşambalı mı termeli mi bafralı mı olup olmadığını bilmediğim yeni yazar. zira bu memleketlerin birinden değilse kendisi samsunlu değil, ancak bir trabzonlu, rizeli, ordulu veya çorumlu olur.
#24557730 iNSANIN BAŞINA GELEN HEP MERAKTAN... YA MERAKTAN, YA MERAKTAN. ANLADIN SEN.
hooppp ekledim bunu da. * süpermiş lan, boşuna istemedik bu donuz denen boku yıllarca. ahaha. *
kapı her zamankinden sakin ve sessiz açıldı o gün ya da bana öyle geldi.
merhaba dedi. merhaba dedim. içeri girdi. görür görmez tanıdım hemen.
şaşkındım. gereksiz ve saçma bir tebessüm dışında hiçbir mimik kalmamıştı suratımda. gördüğüme sevinmiştim sanırım.
15-20 saniyelik algılama sürecinden sonra şaşkın ve çaresizce.
-aaa nasılsın beni tanıdın mı? dedi.
+tanıdım tabi ki nasılsın hoşgeldin... seni gördüğüme her zaman ki gibi yine fazlasıyla mutlu oldum.
-uzun süre oldu görüşemedik. seni çok aradım ama ulaşamadım neden bana bir şekilde ulaşmadın.
+aslında sana çok ulaşmak istedim ama cesaret edemedim.
-çok bekledim aramanı belki bir gün diye düşünürken şimdi seni burada buldum. çok canımın yandığı içten içe kan ağladığım dönemler oldu. belki de sesini duymak sana bir şeyler anlatmak mutlu edecekti beni. ama yoktun.
o kadar değişmiş ve o kadar olgunlaşmış ki... kısacık zamanda bana onlarca şey sordu ve anlattı hatta o sadece anlattı ben dinledim. aklımda ki o soruya cevap arıyordum ki o cümleler döküldü ağzından.
+neler yaptın hayatına istediğini yönü verebildin mi?
-iyiyim yaşam mücadelesi veriyorum. biraz canım sıkkın sadece.
+hayırdır?
"bana herşeyini anlatabilirsin. ben seni abartısız bir ömür boyu dinler derdine derman olmaya çalışırım. senin yeter ki gülen yüzün solmasın. sanırım sen halen benim vazgeçilmezim en değerlimsin" dememek için çok mücadele ettim ve nihayetin de diyemedim zaten.
anlatmaya başladı;
ayrıldıktan sonra bir psikopat şerefsiz ile evlenmiş, bir de kızları olmuş. her gün kavga, her gün şiddet hayatı zindan olmuş. şimdi boşanma aşamasında belki de kısa bir zaman sonra benimle aynı durumda olacak yani boşanacak. o kadar çok ikna etmek istedim ama yine de yaşadıkları yenir yutulur cinsten değildi. sustum ve sadece dinledim.
anlattı, anlattı, anlattı anlattıkça ağladı.
ben onun saçının teline zarar gelmesin diye mücadele etmişken gözümden sakındığım o insan karşımda içli içli ağlıyor isyan ediyordu.
+heder oldun yeter ağlama artık. dedim
-ben ağlamaya alıştım artık sorun değil. çok ağladım yıllarca. sessiz sessiz ağladığım ben günler güldüğüm günlerden fazla. onun için sorun değil.
"kıyamam sana ağlama. bırak akıttığın gözyaşlarının bir bir hesabını sorayım. ne olur mutlu. bir zamanlar ışığım olan gülüşün tekrar belirsin yüzünde" bunları da diyemedim. yine sadece "ağlama tamam" diyebildim.
-ben artık kalkayım beni beklerler, vaktini aldım kusura bakma hakkını helal et ne olur dedi.
bu sefer cesaretimi topladım ve;
+lütfen biraz daha kal dedim.
-olmaz gitmeliyim. kendine iyi bak olur mu? umarım tekrar görüşürüz dedi ve kalktı.
şimdi onu gördüğüme hakikaten mutlu muyum açıkçası bilemiyorum ama kapandı diye düşündüğüm bir yara tekrar açıldı. sanmıyorum ki artık kabuk bağlasın bu yara.