az kafadan sıyrıklar. hep bi agresif tavırlar. gergin, çivi gibi bir duruş. sanırsın her an savaşa gireceğiz. birde ekmek derdini çok yoğun hissedersiniz samsun'da, sadece samsun da değil tabii, karadeniz'e kıyısı olan tüm şehirlerde.zaten ekmek derdi olmayan kişiye: erkekler, Bırak şu kaypağı; kadınlar bırak şu sölpüğü der. böyle de düşüncesini net ve kesin olarak belli eder.
adam öldürülen şehir denmiş. doğru bu. burda birbirini öldürenler, birbiriyle kavga edenler, hep birbirine akrabadır. çünkü kardeş kardeşi çekemez. herkes kendi bireyselliğini savunurken, ötekinin bireyselliğini hiçe sayar. bu da fevkalede bir tartışma ortamı yaratır. sonra kavga dövüş gırla gider. sınırını bir karış geçtiğin adamla düşman olursunuz. geçme de, geçirtme de.
hataya tahammül pek yoktur. bu adamda bunu bilmiyor olabilir denmez. cevap olarak şunu duyarsınız: "neyi bilmiyor? orospuluk amına koyduğumdaki. ben biliyorum ya." böyle de eşitlikçidir. asla kimseyi kendinden aşağı görmez.
hata yapma lüksün yok. ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin lafını işitmeyen samsun' luyum demesin. şey desin, samsun'un köylüsü değilim desin. babam bana dedi çünkü ordan biliyorum.
yips, bu kadar.
de niye bu kadar çok samsun'la ilgili konuşuluyor, başlıklar dönüyor anlamadım. uğraşmayın olum bizimle, sinirli ama dürüst insanlarız biz.