gidip gördüğümde istanbul'un biçimsiz küçük versiyonu diye hissetmiştim. kendi sosyo-ekonomik ve kültürel dokusunu oluşturamamış bir şehir olduğunu düşünürüm.
ama babam kadar sevdiğim bir adam samsun'un köylerinden birinden çıkmıştı. onun güzel hatırı vardır. samsun denince o gelir aklıma ve silerim diğer olumsuzlukları.
sosyal , kültürel , ekonomik anlamda karadenizin başkenti diyebiliriz. nufusunun kozmopolit olması , herkesin kendi kültürünü , kimligini yaşamak istemesinden dolayı zaman zaman handikaplar yaşar. kızları güzeldir. pidesi meşhurdur.
istanbul'dan ne zaman dönsem iyice boka saran bir şehir halini aldığını gördükçe üzüldüğüm şehirdir.
Öncelikle, bundan önce de apaçi nüfusu hatırı sayılır bir yer tutardı bu şehirde. Ama apaçi derken bize özgü apaçilerdi. severdik o apaçileri, enazından alışmıştık.
Şimdi ise Avcılar, esenler, bayrampaşa apaçileriyle yarışmaktalar. Soyları tutsa istanbul'un Kürt apaçilerine de benzerler zamanla herhalde de allahtan soyları tutmuyor.
sonrasında ise Beyazev, çalıkuşu, hacı macı yani çiftlik'te en fazla gidilen döner mekanları dönerlerini ve daha kötüsü lavaşlarını iyice bozmuşlar. Onu geçtim Adliye karşısı Oba moba da bozmuş.
daha genişletmek gerekirse, Çiftlik caddesine iki tane Burger king açılmış lan. Bir başına bir de sonuna. bundan önce kapanan burger king herhalde feth etmeye geldi şehiri. Ama 5 liraya kötüleşmiş de olsa Dürüm Ayran yeyip doymak varken 10 küsür lira verip patetesi kolası bir şeye benzemeyen sadece Steak house burgeri fena olmayan ve yavaş mı yavaş çalışan Burgerden kimse bir şey yemez. eminim küresel sermaye nin fast food ayağı tekrardan yenilecektir.
sonrasında da şehir içinde sigara yasağından ötürü kafe kültürü bitmiş(sigara yasağı kullanıcı olmama rağmen iyi oldu belirteyim), yerine apaçilerin tavla attığı çay ocağı-kafe çakması hani istiklal caddesinin arasında bulunan çakmalar gibi garip yerler türemiş. Ulan bir kızla çıkıp şehir içinde gidilebilecek sigara içilebilecek kafe sayısı bir elin parmaklarını geçmez mi? o da ellialtıların oralara kadar yürüme gerektiriyor.
Ayrıca insanının bir lokanta olan diyarbakır ocakbaşı yavşaklığından da tiksiniyorum. bahsettiğim mekan 3 kişiyi zehirleyip öldürmüş, ondan sonra birkaç ay kapalı kalmış ama şerefsiz bir şekilde, arsız bir şekilde, umarsız bir şekilde, kansız bir şekilde tekrardan açılmış ve kodumun vatandaşları yeniden gitmeye başlamıştır. Ha belirteyim şehirde bulunan bütün diyarbakırlı işletmelerini yermiyorum burada. tek bir mekandan bahsediyorum. Ha ben yine gidip samsun'da diyarbakır lokantası isimli bir yerden yemek yemem. Hem oralardan onlarca kat güzel lahmacun, adana vs yapan yıllanmış samsunlu lokantaları var.
tramvay ise.. Nasıl ki istanbul'da tramvay hattının birucundan öteki ucuna seyahat etmek işkence ise tee OMÜye kadar giden Tramvay saçmasapan iş. Bir de seyrek geliyor. Üstüne üstük şehirle alakası olmayan yerlerden geçiyor. daha da beteri şehri denizle birleştireceğim diye yapılan herşeyin içine duvarlarıyla ediyor.
şehir içi dolmuşları ki samsun'un en güzel yanlarından biriydi 1.75 lira olmuş. insanın binesi gelmiyor. uzak mesafe de değil ha. ancak parasını dolmuşun başlangıç ve bitiş noktalarına yakın kullanıldığında çıkartır.
sanayisi olmaması, iş imkanı olmaması da Tayyip'in yediği haltlar. Türkiye'nin en güzel şehirlerinden biri olabilecekken, kültürsülüğe, sanatsızlığa, sanayisizliğe, boşluğa itilmiş bir şehir halini almıştır.
bütün bunlara rağmen, iş olsa dönüp yaşamayı ve aile kurmayı istediğim şehirdir. hiç yoktan apaçi de olsa türk insanının bulunduğu, orta da kalsa, sınırları da olsa diğer anadolu şehirlerine göre daha serbest olan, genelde kara da olsa hava sınırsız sahilin bulunduğu, arabayla çıkmak zorunda kaldığınız hallerin çok sınırlı olduğu, haliyle trafik sorununun çok derdiniz olmadığı şehirdir.
şehiriçinde oturmayanların şehiriçi dolmuşu deyince aklına atakum türkiş dolmuşlarının geldiği yeni nesillere gark olmuş şehirdir. Bak hemşehrim daha düne kadar baruthane ötesi köydü. Ha bugün binalar minalar dikildi şehirleşti o başka mesele ama sonuçta Atakum atakumdur türkiş türkiştir şehiriçi bambaşka bir yerdir. Şehiriçi dolmuşları 1. hat 2. hat ve 3. hattır. bununla beraber şehire kurulan altıüstü 50 bin kişiyi taşıyıp onlarca kmlik mesafeyi kateden tramvay zarar etmektedir. Haliyle 5 dakikada bir tramvay geliyor geyiklerini yapmaya gerek yok taksim 4 levent metrosu ancak 5 dakikada bir gelir. o metro bile AKPnin süper şehircilik anlayışı yüzünden zarar ediyor diye haftasonları son sefer saati 1'i gece 12ye çekip metropol hayatının anasını bellemiştir. Oysa yazları atakum dolmuşları gecenin uzun saatlerine kadar bulunabilen dolmuşlardı. Olay tamamen tramvaylara devredilince zaten zarar eden sistem gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam eder mi? etmez. son sefer saatini hatırlamıyorum tam ama 22 45 falan olması lazım tramvayın 22.45te hayatı bitirirsin oturursun aşağıya belediyenin yaptığı aptalca yatırım yüzünden ulaşım özgürlüğün kısıtlanır.
Bununla beraber şehrin özellikle atakum'u ortadan ikiye kesen duvarlar son samsun selinde suların tek bir noktada toplanmasına neden olmuştur. bu da birçok evi su bastırmıştır. Modern şehirlerde şehirler ortadan ikiye duvarla kesilmez. raylı sistemler şehriniçine gudubet gibi monte edilmez bir iş yapılacaksa tam yapılır. göstermelik geleceğe yönelik olmayan akp usulu gündelik oy telaşında yatırımlar yapılmaz. Bir iş yapılacaksa tam yapılır. duvarlar erken saatlerde biten seferler vs gibi saçma yapım ve işletim örneklerinin yanında en güzel örnek liman kavşağı baruthane yolunun sözde raylı sistem düzenlemesiyle anasının bellenmesi de akp usulu belediyeciliğin bir başka saçmasapan örneğidir ki o kavşak yol düzensizliğinin yarattığı tehlike dolmuşların yarattığı tehlike kadar vardır. Eğer bir sorunu düzeltmek için sel sorunu zarar eden sistemle ulaşım özgürlüğünü kısıtlama sorunu tehlikeli kavşaklar ve yollar sorunu şehri ortadan ikiye bölüp gudubet yaratma sorunu ve birçok sorun yaratıyorsan o atakum türkiş dolmuşları kadar ilkelliktir. şehiriçi dolmuşlarına gelince 1. hatın yerine raylı sistem yapmasın gözünü sevdiğimin belediyesi güya ilkelliği aşmak adına. 3. hatın rotasına istese de yapamaz ki belediye öyle modern bir belediye olsa 3. bulvar yolunu raylı sisteme göre inşaa ederdi.
Tabi bunları anlamak için şehiriçi deyince atakum türkişi de katan nesilden olmamak lazım. Samsun'u iyi bilmek başka şehirlerde yaşamış olmak ve gerçekten avrupalı modern şehirleri görüp bu şehirlerde nasıl bir şehircilik anlayışı güdüldüğünü anlamak lazım.
Hayatında ilk defa ray görüp sanki belediye başkanı vatandaşın parasıyla değil de kendi parasıyla yaptırmış gibi bütün boktanlığına rağmen ahaa rayy dememek lazım.