2013 yılında ses kaydının yapay olarak yapılmayacağını bilmeyen şakirtleri heyecanlandırmıştır. ne koymuşsa atatürk bunlara kaç nesil geçti bu şakirtlerin götleri hala acıyor. vahdettininizi de necip fazıl kısayarrağınızı da alıp siktirin gidin.
ingilizlerin başlangıçta yoğun bir şekilde yunanlıları destekliyordu, benim bildiğim kadarıyla. hatta bizim kurtuluş savaşını kazanmamız lloyd george hükümetinin istifasına yol açmıştır. ernest hemingway de gazetecilik yaptığı zamanlarda anadolu'da bu mücadeleye yakından şahit olmuş olmalı ki, ingilizlerin yanlış ata oynadığını ve bunun bedelini ödediğini yazmıştı, yanlış hatırlamıyorsam okuduğum kitabında. ingilizler baştaki amacının türkiye'yi hindistan gibi sömürgeleştirmek olduğunu düşünüyorum ancak bunu tatbike geçmeden evvel, kuvayı milliye ile yunan kuvvetlerinin savaşının sonuçlanmasını beklemiş olmalılar. adamlardaki kıvrak zeka burada da kendini gösteriyor, kendi askerini öne sürmek yerine başka bir milletin askerini anadolu'ya salıyor ve onların yenilgisinden de ders çıkarıyor, yani anadolu'daki toplumun sömürgeleştirilemeyecek bir halk olduğunu ve türkiye'deki ordu ve devlet kültürünün köklü bir geçmişe uzandığının farkına varıyorlar.
bağımsız bir devlet kurulmasını engelleyemeyeceklerini anlayınca o ülkenin mümkün olduğu kadar kendi çıkarlarına uyan bir yapıda olması için çaba sarf ettiler. mesela musul'u bizden söküp aldılar. tabii o zaman ingiliz imparatorluğunun 'üzerinde güneş batmayan imparatorluk' olarak tanımlandığının da göz ardı etmemek gerekir, ingiltere dünyanın en güçlü ülkesi, günümüzdeki amerika gibi. ona karşı savaşmak, onu karşısına almak kolay bir şey değil. öyleyse ulus devletimizin ne tek başına kendi irademizle ne de yalnızca batılı devletler öyle uygun gördüğü için kurulduğunu düşünmemek gerekir kanaatimde. hem bizim ortaya koyduğumuz bağımsızlık mücadelesi hem de batılı ülkelerin çıkarları öyle gerektirdiği için cumhuriyetimiz kuruldu ki, bunda atatürk'ün siyasi zekası da kendini göstermiştir.
Tarihi bilmeyip bir haber okuyup adam yargılatan ses kaydıdır, ayrıca kayıttakiler bilinmeyen şeyler değildir. Mustafa Kemal samsun'a padişahın güvendiği bir subay olarak gitmiştir ve bu sayede ingiliz subayından vize almıştır, aksi olsaydı milli mücadeleyi nasıl başlatabilirdi?
Yani bu ses kaydı sadece Mustafa Kemal' in zekasını ve bu zekayı milleti için kullandığını ispat eder.
bu belgede bahsedilen mesele atatürk'ün ingilizlerin izni ile samsuna gitmiş olması değil, daha önce de duymuş olabileceğiniz bir gerçektir bu ses kaydı ile bahsedilen; yani vahdettin'in atatürk'ün samsuna gidişinden ve gidiş maksatından kesinlikle haberi olmasıdır beyni kıt arkadaşlar. atatürk'e bok atma çabası yok. bunu ben biliyordum zaten ama siz resmi tarih yalanlarına inanmaya devam edin. bir de haberi yayınlayan veya karşı çıkan herkes, beyninizi mi kaybettiniz arkadaş doğru anlayamıyor musunuz bu kadar basit meseleyi.
her sakallıyı dedesi sanan şakirtlerin skindrik bir kayıtla hemen atatürk'e bok atmasıdır.
bu kayıdın şahsa ait olduğunun kanıtı var mı?
tvnet denen akp yalaması kanal bu kayıtı nereden bulmuşlar, kaynağı nedir?
kayıtta atatürk'ün ingiliz'ler adına gittiğine dair nasıl bir çıkarım vardır?
sallayın aq. 1923'ten beri yerinizde duramadınız...
malum şakirtin yine taharet almak için kullanacağı organını entry girmek üzere kullanmasından kaynaklanan, birinci sınıf kuduz salyasıdır efendim.
şakirtin kuyruk acısı 90 yılda geçmemiş, elbette daha bir 90 yıl daha geçmez, geçmeyecek.
köpeklerin salınıp taşların bağlanması, o köpeklerin köpekliklerini haklı kılmayacağı gibi, hesap döndüğünde bu şakirtlerin uykuya geçip yeniden yeşerecekleri günleri göreceğiz elbette ki yakında...*
ingilizler atatürk ü değil, osmanlı yı sonuna kadar desteklemişlerdir. belki de ittihatçılar bu yüzden hep almanya ya yanaşmıştır.
elbette birinci tercihi kendi çıkarlarıdır ve kaybedecek tarafa oynamak istemezler. desteklerinin amacı ise rusya yı bölgede dengelemesidir. paeçalanmış bir türkiye işlerine yaramaz.
ama inkilap yapsın diye planlar yaptılar atatürk e uygulattılar diye düşünüyorsanız harbiden hayal dünyanız çok gelişmiş.
hatice odaklı ibnelerin neticeyi yine ıskaladığı belgedir. samsun vizesi, isterse yunan subaydan çıksın. bu büyük yürüyüş tam bağımsız türkiye ile son bulmuştur, dahili ve harici bedhahların götüne giren şemsiye hala açılmamış, açılmayacaktır.
--spoiler--
sonuç: türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu mustafa kemal atatürk, 1919 mayıs'ında çıktığı samsun yolculuğunun biletini bu ingiliz subayından almıştır. ingilizler atatürk ü desteklemişler ve atatürk e çizmesi gerken yol hakkında ipuçları vermişlerdir.
--spoiler--
cemaatçi sikkolar ve bazı akp yandaşlarının zeka seviyesini ortaya dökmüşüz yine gençler, meğer paşaya çizmesi gereken yol hakkında ingilizler ipucu vermiş! bu ne demekse.
ses ve görüntü kayıtı çıkarma stiliyle bugün her tür pis işlerini halletmeye alışmış olanların aynı yöntemi bundan yüz yıla evvele taşıma çabası saçmalığı ve götümüzle gülünecek komikliğidir.
çünkü oraya mustafa kemal zaten vahdeddin ve etrafındaki ingiliz komiserleri kandırarak gitmiştir. cemal kutay'dan emin oktay'a herkes anlatır bu hikayeyi. ne diyecekti adam "gidip bir kurtuluş savaşı çıkarıcam. dönerken size ne getireyim" mi diyecekti. tey allaam amip kadar beyniniz yok...
bir de adı geçen subay bile
"padişahın emin olduğu bir adam olduğunu anladık. padişah vahidettin ona çok güveniyordu ancak heyet çok büyük olduğundan 3-4 kişi yerine 35 kişi büyük zabitler, miralay, mirliva falan erkan-ı harptan en mühimler gidiyordu. yalnız bir müfettişlik için çok gördüm ben. bunların hepsine vize vermek benim mesuliyetimdeydi. bana 3-4 kişi çıkacak diye talimat emir verildi ben 35 kişiye vize verdim."
diye "ulan bi numara döndürdü bu türkler" muhabbeti yapıyor, angutun teki "bakın gördünüz mü inculüzler yolladı işte hebele hübele" diye saçmalıyor..
--spoiler--
''padişahın emin olduğu bir adam olduğunu anladık. padişah vahidettin ona çok güveniyordu ancak heyet çok büyük olduğundan 3-4 kişi yerine 35 kişi büyük zabitler, miralay, mirliva falan erkan-ı harptan en mühimler gidiyordu. yalnız bir müfettişlik için çok gördüm ben. Bunların hepsine vize vermek benim mesuliyetimdeydi. Bana 3-4 kişi çıkacak diye talimat emir verildi ben 35 kişiye vize verdim. bütün evrakı bütün dosyayı aldım ingiliz kumandanlığına gittim 3-4 kişi yerine 35 kişi gitmek ister vizeyi verebilir miyim diye. padişah bu kişilere itimat eder, vizeyi veriniz dendi. onlar cevap verdiler: mustafa kemal gitsin ne lazımsa yapsın dendi. ben de bu vizeyi verdim imza ettim ve teslim ettim. anladım ki bu olayda bir heyecan var, birşey var.''
--spoiler--
nasıl bakarsan öyle anlarsın.
bu konuşmadan bir yobaz pekala atatürk'ü samsun'a vahdettin'in ve ingilizlerin gönderdiğini algılayabilir. nitekim doğrudur da. o vize verimeseydi atatürk ve yanındakiler samsun'a gidebilir miydi?
burada subay bennett kendi görüşlerini aktarmış.
"35 kişi müfettişlik vazifesi için fazla" yorumunu getirmiş, lakin mantık hataları da var.
vizeler hem "benim mesuliyetimde" diyeceksin, hem de gidip kumandanlığa onay alacaksın...pek bir mantıksız geldi bana.
son cümledeki "heyecan" kısmına gelirsek.
aynı şeyi tüm subaylar düşünebilir, kurgulayabilir. zira adamların işi o. ister istemez düşünecek, senaryo üretecek. "lan acaba bunlar 35 kişi işgal kuvvetlerine karşı bir pislik yapar mı" diye düşünecek...düşünmezse zaten subay değildir.
ha bir de olayın mustafa armağan boyutu var tabi.
ben bu adamın sunduğu hiçbir tarihi evrak'a, kayıta, yazıya itibar etmem. zira adam tarihçi değil...
kayıt doğru bile olsa, içeriğinde atatürk'ü küçük düşürecek, zaferini gölgeleyecek hiçbir şey yoktur. ingilizlerin milli mücadelede bizi değil yunanlıları desteklediği, uluslar arası antlaşmalara aykırı olarak silah ve teçhizat sağladıkları malumdur.
ülkeyi ele geçirmek üzere olan ingiliz kuvvetlerinin, kurtuluş savaşın'ı başlatan mustafa kemal atatürk'ü desteklediği iddiasıdır.
kısaca inanılmaz bir mantık hatasıdır. bu mantık hatasını da ancak yobazlardan beklerdim. evet, haksız çıkmadım. teşekkürler.
resmi tarihe ve kemalist paradigmaya ecel terleri döktüren büyük gerçek. atatürk samsun a ingiltere nin emri ve isteği ile gönderilmiş bundan haberi olan osmanlı padişahı milletin kurtulması adına rejim değişikliğine izin vermiştir.
diğer bir açıdan bakarsak ulu önder (!) ingilizlerle halifeliğin ve saltanatın kaldırılması, harf devrimi ve islami öğelerin sindirilmesi için anlaşma yapmıştır.
'vizeyi ingilizlerden almış, demekki ingilizlere hizmet etmiş.' gibi bir mantık olabilir mi? istanbul dan gemiyle ayrılmak için adamların izni gerekiyor düşün! ne yapsın öldürsün mü gerçek hayat, polatcılık oynamaya benzemiyor ırak ı yakıp ardından filistine de el atılamıyor malesef bu işler böyle. osmanlı müfettişini kendi ülke sınırları içerisinde yolculuk ederken bir işgalciden izin almak zorunda bırakan zihniyet utansın.*