''padişahın emin olduğu bir adam olduğunu anladık. padişah vahidettin ona çok güveniyordu ancak heyet çok büyük olduğundan 3-4 kişi yerine 35 kişi büyük zabitler, miralay, mirliva falan erkan-ı harptan en mühimler gidiyordu. yalnız bir müfettişlik için çok gördüm ben. Bunların hepsine vize vermek benim mesuliyetimdeydi. Bana 3-4 kişi çıkacak diye talimat emir verildi ben 35 kişiye vize verdim. bütün evrakı bütün dosyayı aldım ingiliz kumandanlığına gittim 3-4 kişi yerine 35 kişi gitmek ister vizeyi verebilir miyim diye. padişah bu kişilere itimat eder, vizeyi veriniz dendi. onlar cevap verdiler: mustafa kemal gitsin ne lazımsa yapsın dendi. ben de bu vizeyi verdim imza ettim ve teslim ettim. anladım ki bu olayda bir heyecan var, birşey var.''
sonuç: türkiye cumhuriyetinin kurucusu mustafa kemal atatürk, 1919 mayısında çıktığı samsun yolculuğunun biletini bu ingiliz subayından almıştır. ingilizler atatürk ü desteklemişler ve atatürk e çizmesi gerken yol hakkında ipuçları vermişlerdir.
ingilizlerin herhangi bir savaş olmaksızın 1. Ve 2. inönü zaferlerinden sonra tamamen aldıkları istanbul u terk etmeleri ile açıklanabilecek olaydır. Diğer taraftan 1. inönü savaşı diye yüceltilen olayın kısa süreli bir çatışmadan ibaret olduğunu biliyorsanız ne demek istediğim tam net olarak anlaşılacaktır.
Dönem şartları ve siyaseti fethetmek değil, istediği şartları kabul ettirmek olarak belirlendiği için ingilizlerin istediklerini yeni kurulan Ankara hükümetine kabul ettirdikleri sonucunu çıkarmamız olasıdır!
Şapka devrimi dahil, bir çok maddiyat gerektiren hükümet kararlarında tamamen ingiliz mallarına yönelimin, yine bu yükümlülük doğrultusunda olduğunu söylersek; öyle sanıyorum ki, yalan söylemiş olmayız!
ses getirmesi gereken bir kayıt olmasına rağmen türkiye medyasında pek itibar edilmeyen, kemalist güruhun ensesinden aşağı terlerin akmasına sebebiyet veren ses kaydıdır.
doğal olarak ingiliz subayların kontrolüne takılmıştır; istanbul ingiliz askeri kaynamaktadır, çünkü padişah makamında götünü büyütürken ingilizler işgal etmiştir istanbulu.
ayrıca bu hadise esaslı şekilde bir çok kaynakta geçer ve ne gariptir bazıları bundan yola çıkarak ingilizler atatürk'ü desteklemiştir sonucuna varabilmektedir.
o tarihlerde ses kaydı ancak taş plaklara yapılabilirdi ve tabii ki, böyle bir kayıt yoktur. ses kaydı iyi yabancı taklidi yapan bir şakirtin olabilir, o kadar. inandırıcı olmak için işitsel malzeme yaratmak zor bir şey değildir. işgal zamanında görevli olduğu iddia edilen "ingiliz"in neden görüntülü kaydı değil de, sadece "ses kaydı" olduğu ileri sürülmektedir ? ses kaydı en kolay olanıdır da ondan ! sahte belge üretmekte ustalaşan kesimler, bunu da rahatlıkla üretebilirler.
atatürk, ingiliz çıkarlarını berhava eden adamdır. yaptıkları içinde, ingiliz çıkarlarına uygun tek bir şey yoktur. ülkemizi işgal eden bir yabancı gücün, kendisine karşı savaşsın diye bir osmanlı subayını desteklediği iddiası, iddia bile değil, ahmakça bir yakıştırmadır. buna kargalar bile güler. vahdettin'in mustafa kemal hakkında idam kararı vermesine ne denilir ? ingilizler, mustafa kemal'e karşı yunanistan'ı sonuna kadar desteklemişler, yunan orduları polatlı'ya kadar ilerlemiştir. büyük zafer'den sonra, ingilizlerle istanbul ve çanakkale'de savaşa girilecek kadar derin gerginlikler olmuştur. mustafa kemal'i görevlendiren vahdettin'dir. mustafa kemal'in resmi görevi, samsun ve havalesindeki olayları teftiş etmektir, yani kendisi, ordu müfettişidir. ingilizlerin veya padişahın ona güvendiği bir gerçekse, bu, onun o ahmakları kandırdığına delalet edebilir. ancak, bugün bazı akademisyen sıfatını üzerinde taşıdığını iddia eden ahmaklar, ancak kendilerini ve kendi yandaşlarını kandırabilmektedirler.
mustafa kemalin dahice köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyerek sonra o ayının postunu bir güzel yüzmesi hadisesi ile ilgili bir detaycık.ingilizlerin böyle bir kerizliği nasıl yaptıkları kanımca kendileri için de bir muammadır.
'vizeyi ingilizlerden almış, demekki ingilizlere hizmet etmiş.' gibi bir mantık olabilir mi? istanbul dan gemiyle ayrılmak için adamların izni gerekiyor düşün! ne yapsın öldürsün mü gerçek hayat, polatcılık oynamaya benzemiyor ırak ı yakıp ardından filistine de el atılamıyor malesef bu işler böyle. osmanlı müfettişini kendi ülke sınırları içerisinde yolculuk ederken bir işgalciden izin almak zorunda bırakan zihniyet utansın.*
resmi tarihe ve kemalist paradigmaya ecel terleri döktüren büyük gerçek. atatürk samsun a ingiltere nin emri ve isteği ile gönderilmiş bundan haberi olan osmanlı padişahı milletin kurtulması adına rejim değişikliğine izin vermiştir.
diğer bir açıdan bakarsak ulu önder (!) ingilizlerle halifeliğin ve saltanatın kaldırılması, harf devrimi ve islami öğelerin sindirilmesi için anlaşma yapmıştır.
ülkeyi ele geçirmek üzere olan ingiliz kuvvetlerinin, kurtuluş savaşın'ı başlatan mustafa kemal atatürk'ü desteklediği iddiasıdır.
kısaca inanılmaz bir mantık hatasıdır. bu mantık hatasını da ancak yobazlardan beklerdim. evet, haksız çıkmadım. teşekkürler.
kayıt doğru bile olsa, içeriğinde atatürk'ü küçük düşürecek, zaferini gölgeleyecek hiçbir şey yoktur. ingilizlerin milli mücadelede bizi değil yunanlıları desteklediği, uluslar arası antlaşmalara aykırı olarak silah ve teçhizat sağladıkları malumdur.
--spoiler--
''padişahın emin olduğu bir adam olduğunu anladık. padişah vahidettin ona çok güveniyordu ancak heyet çok büyük olduğundan 3-4 kişi yerine 35 kişi büyük zabitler, miralay, mirliva falan erkan-ı harptan en mühimler gidiyordu. yalnız bir müfettişlik için çok gördüm ben. Bunların hepsine vize vermek benim mesuliyetimdeydi. Bana 3-4 kişi çıkacak diye talimat emir verildi ben 35 kişiye vize verdim. bütün evrakı bütün dosyayı aldım ingiliz kumandanlığına gittim 3-4 kişi yerine 35 kişi gitmek ister vizeyi verebilir miyim diye. padişah bu kişilere itimat eder, vizeyi veriniz dendi. onlar cevap verdiler: mustafa kemal gitsin ne lazımsa yapsın dendi. ben de bu vizeyi verdim imza ettim ve teslim ettim. anladım ki bu olayda bir heyecan var, birşey var.''
--spoiler--
nasıl bakarsan öyle anlarsın.
bu konuşmadan bir yobaz pekala atatürk'ü samsun'a vahdettin'in ve ingilizlerin gönderdiğini algılayabilir. nitekim doğrudur da. o vize verimeseydi atatürk ve yanındakiler samsun'a gidebilir miydi?
burada subay bennett kendi görüşlerini aktarmış.
"35 kişi müfettişlik vazifesi için fazla" yorumunu getirmiş, lakin mantık hataları da var.
vizeler hem "benim mesuliyetimde" diyeceksin, hem de gidip kumandanlığa onay alacaksın...pek bir mantıksız geldi bana.
son cümledeki "heyecan" kısmına gelirsek.
aynı şeyi tüm subaylar düşünebilir, kurgulayabilir. zira adamların işi o. ister istemez düşünecek, senaryo üretecek. "lan acaba bunlar 35 kişi işgal kuvvetlerine karşı bir pislik yapar mı" diye düşünecek...düşünmezse zaten subay değildir.
ha bir de olayın mustafa armağan boyutu var tabi.
ben bu adamın sunduğu hiçbir tarihi evrak'a, kayıta, yazıya itibar etmem. zira adam tarihçi değil...
çünkü oraya mustafa kemal zaten vahdeddin ve etrafındaki ingiliz komiserleri kandırarak gitmiştir. cemal kutay'dan emin oktay'a herkes anlatır bu hikayeyi. ne diyecekti adam "gidip bir kurtuluş savaşı çıkarıcam. dönerken size ne getireyim" mi diyecekti. tey allaam amip kadar beyniniz yok...
bir de adı geçen subay bile
"padişahın emin olduğu bir adam olduğunu anladık. padişah vahidettin ona çok güveniyordu ancak heyet çok büyük olduğundan 3-4 kişi yerine 35 kişi büyük zabitler, miralay, mirliva falan erkan-ı harptan en mühimler gidiyordu. yalnız bir müfettişlik için çok gördüm ben. bunların hepsine vize vermek benim mesuliyetimdeydi. bana 3-4 kişi çıkacak diye talimat emir verildi ben 35 kişiye vize verdim."
diye "ulan bi numara döndürdü bu türkler" muhabbeti yapıyor, angutun teki "bakın gördünüz mü inculüzler yolladı işte hebele hübele" diye saçmalıyor..
ses ve görüntü kayıtı çıkarma stiliyle bugün her tür pis işlerini halletmeye alışmış olanların aynı yöntemi bundan yüz yıla evvele taşıma çabası saçmalığı ve götümüzle gülünecek komikliğidir.
--spoiler--
sonuç: türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu mustafa kemal atatürk, 1919 mayıs'ında çıktığı samsun yolculuğunun biletini bu ingiliz subayından almıştır. ingilizler atatürk ü desteklemişler ve atatürk e çizmesi gerken yol hakkında ipuçları vermişlerdir.
--spoiler--
cemaatçi sikkolar ve bazı akp yandaşlarının zeka seviyesini ortaya dökmüşüz yine gençler, meğer paşaya çizmesi gereken yol hakkında ingilizler ipucu vermiş! bu ne demekse.
hatice odaklı ibnelerin neticeyi yine ıskaladığı belgedir. samsun vizesi, isterse yunan subaydan çıksın. bu büyük yürüyüş tam bağımsız türkiye ile son bulmuştur, dahili ve harici bedhahların götüne giren şemsiye hala açılmamış, açılmayacaktır.
ingilizler atatürk ü değil, osmanlı yı sonuna kadar desteklemişlerdir. belki de ittihatçılar bu yüzden hep almanya ya yanaşmıştır.
elbette birinci tercihi kendi çıkarlarıdır ve kaybedecek tarafa oynamak istemezler. desteklerinin amacı ise rusya yı bölgede dengelemesidir. paeçalanmış bir türkiye işlerine yaramaz.
ama inkilap yapsın diye planlar yaptılar atatürk e uygulattılar diye düşünüyorsanız harbiden hayal dünyanız çok gelişmiş.
malum şakirtin yine taharet almak için kullanacağı organını entry girmek üzere kullanmasından kaynaklanan, birinci sınıf kuduz salyasıdır efendim.
şakirtin kuyruk acısı 90 yılda geçmemiş, elbette daha bir 90 yıl daha geçmez, geçmeyecek.
köpeklerin salınıp taşların bağlanması, o köpeklerin köpekliklerini haklı kılmayacağı gibi, hesap döndüğünde bu şakirtlerin uykuya geçip yeniden yeşerecekleri günleri göreceğiz elbette ki yakında...*
her sakallıyı dedesi sanan şakirtlerin skindrik bir kayıtla hemen atatürk'e bok atmasıdır.
bu kayıdın şahsa ait olduğunun kanıtı var mı?
tvnet denen akp yalaması kanal bu kayıtı nereden bulmuşlar, kaynağı nedir?
kayıtta atatürk'ün ingiliz'ler adına gittiğine dair nasıl bir çıkarım vardır?
sallayın aq. 1923'ten beri yerinizde duramadınız...