bir belgesel. evet bir belgesel ama diğerlerinden sıyrılan bir belgesel. herhangi bir konuşma yok. bir anlatıcı yok. öyle güzel kurgulanmış ki başta çok sıkılacağınızı düşünürken birden sahneler arasında bağlantı kurmaya, küçük ayrıntıları yakalamaya, anlatılmak isteneni cımbızlamaya çalışmaya başlıyorsunuz.
insanın doğadan kopuşu, doğadan uzaklaşan insanın tüketim canavarına dönüşmesi, kaos ve kalabalık içinde yalnızlaşması, silahlanarak kendi kendine verdiği zarar, dine yönelişi vb. bir sürü başlık alt alta sıralanabilir.
Çalışma masasında çıldıran ofis çalışanının delirme sahnesi favorimdir. Durup düşündürür.
25 ülkede 5 yılda çekilen ron fricke şaheseri. Halen izlemeyen varsa mutlaka izlemeli. Yine aynı yönetmenin 1992 çektiği baraka belgeseli de muazzam güzellikler barındırır. Alt fonda daimi sirkülasyon halinde ancak mutlak uyum ve görsel şölenle katlanıp ruhunuza dokunan ezgilere sahiptir. Harcadığınız her saniyeye değer. Belgeselin bitip ekrana kitlendiğinizi o kısacık an da fark edersiniz ki dünyaya, insanoğlunun günümüze dek biriktirdiği kültürler mozaiğine, küresel değerlere ve ne yazık ki günümüz insanının haline bakışınız çoktan değişmiştir.
Her seferinde yeniden ve yeniden büyülenir, ilk izlediğiniz heyecanı ve lezzeti hissedersiniz.
2011 yapımı, ron fricke belgeseli. bana göre görsel bir şölen. ilk sahnelerde "bir anlatıcı olsaydı daha iyi olmaz mıydı?" dedim. sonrasında ise neden diyalog ve anlatıcı olmadığını çok net gördüm. tamamen size bırakılmış anlatım, eminim herkes farklı tatlar almıştır. dünya, insan, doğum, yaşam, ölüm, vahşet, karmaşa, sadelik, olağanüstülük vs ne ararsanız var. o kadar çok sahne var ki anlatılması gereken. aslında anlatılmaması gereken. yalnız izlemek ve hissetmek gerekiyor. ben "bu zamana kadar nasıl izlememişim" diye baya hayıflandım. müzikler inanılmazdı, her görüntü için özenle seçilmişler sanki. mutlaka izleyin mutlaka..
Genç bünyeye sıkıcı gelebilecek bir belgesel , ama güzeldir izlenesidir. Aynı zamanda doğu dinlerinde reenkarne ye eş bir kavramdır. Ayrıca budizmde bohdi yani aydınlanarak bu çemberi kırmak mümkündür ve çemberi kırmanın hakikatı öğrenmektir. Bu çemberi kırmak demek nirvana ya ulaşmak demektir aynı zamanda.
insanı insana anlatan en güzel belgeseldir. Belli kriterleri kendi içinde irdelerken düşünmeye iter sizi. Ayrıca müzikleri de oldukça güzeldir. Tek kelime etmeden, 50 yıllık hayatlarında 5 dille anlatamayanlara inat anlatırlar.
bazı bölümleri insanların ne kadar aç gözlü, bencil, vahşi, tüketim çılgını ve haysiyetsiz olduğunu özetleyen belgesel. insanlar gerçekten mide bulandırıcı.
Ron Fricke yönetmenliğinde çekilmiş olan, 2011 yılında gösterime girmiş belgesel. hem belgesel, hem görsel şölen, hem de sanatsal bir çalışma.
dünyanın farklı coğrafyaları, iklimleri ve kültürlerinden oluşan harika bir kompozisyon var. kullanılan çekim teknikleri, efsunlu manzaralar ile yeryüzü kocaman bir sahne misali kullanılarak izleyicide illüzyon etkisi yaratıyor.
doğanın sunduğu güzellikler, muhteşem mimari yapılar, farklı koordinatlarda benzeşen ve ayrışan noktalar etkili bir biçimde yansıtılıyor. bununla birlikte; insanın doğa ile münasebeti ve dünyaya egemen olan insanoğlunun trajik manzaraları(tüketim çılgınlığı, doğallıktan hızla ulaşarak kendisi ve çevresini hızla kemiren, makineleşen insan) eleştirel bakış açısını yansıtıyor.
yönetmenin benzer yapıda olan diğer eserlerini de izlemenizi tavsiye ederim.
"doğum, yaşam ve ölüm" den oluşan döngüdür.
Ayrıca Guerlain'in en eski ve en ünlü parfümlerinden biridir. Pek fazla kullanılmadığından orada burada koku piştisi olma şansınız düşüktür. Dikkatli kullanılması gereken bir kokudur her tene gitmez.
ust nota : yasemin, orta nota : *yasemin, sandal agaci, gul, alt nota : vanilya.
(gul ve vanilya notalari agir basmaz, yasemin ve sandalagaci karisimi yayilir etrafa, ki boylesi daha iyidir)
guerlain parfumudur. diger tum kokulari gibi bu da iyi bir calismadir. 20 yildir piyasada barinmaktadir.
pudrali bir koku oldugundan mutevellit kadin kokusu gibi durabilir. zaten 25 civari yasin altina pek tavsiye etmiyorum. ben tam sinirda oldugum icin kullanabilirim. kokularindan bunaldigimdan dolayi cok sik parfum degistiririm, o acidan koku imzam yoktur. benim tarzimdaki hemen her parfumu kullanmisimdir, tarzim olmayanlari da tanirim bilirim. bu parfum, ne kadar kullanirsam kullanayim bikmadigim, hala severek kokusunu burnuma burnuma cektigim, sicak, kadinsi olmasina ragmen agir olmayan* bir parfumdur.
herkesin tenine gitmez, kiminde o mis gibi notalarini sirasiyla ortaya cikarirken kimilerinde sadece alkol kokar. ya da keskin, agir, bayiltici bir koku yayabilir. oyleyse sakin ama sakin kullanmayin,kendinizi bogmayin. bu durumda cevrenize de rahatsizlik verirsiniz istemeden.
eger bu parfumden hoslandiysaniz fakat teninize gitmiyorsa, o zaman sadece kiyafetlerinize sikabilirsiniz, yine o pudrali sicak ve kalici kokuyu yakalarsiniz.