sözde demokrasi peşinde koşan fakat zamanında "demokrasi amaç değil bir araçtır, bir yerden sonra inilir" gibi laflar etmiş, toplumun zaafları üzerine çalışarak prim yapan, göz boyamaya yönelik ve tekrar tekrar "biz bunu yaptık" diyebilmek adına projeler, faaliyetlerle üzerine düşen görevi değil de fazlasını lutfediyormuş gibi görünmeye çalışan, türlü kurgularla akıllara soktuğu, refah ve huzur getirdiğine/getireceğine yönelik izlenimlerin perde arkadasında zamanında yine "atatürk'ün dinsiz devlet anlayışını yokedeceğime söz veriyorum" demiş bir adamın zihniyetiyle boygösteren ve yayılma/elegeçirme politikalarını her geçen gün güçlendiren bir takım siyasetçilerin ağzından çıkan sözlerdir en başta.
kişiden kişiye samimiyet derecesi değişen sözlerdir.öyle biri seni seviyorum der ki sadece güler geçersiniz.ama bazen zorla duyulan bir fısıltıyla söylenen aynı söz öyle derinden çıkar ki mutluluktan gözleri dolar insanın.