*selçuk üniversitesinde vereceği konferansa protokol yetersizliği nedeniyle katılmamış protokol insanı. insan sormadan edemiyor, protokole konferans vereceksen niye üniversitede veriyorsun? git başka yerde ver, yok gençlere konferans vereceksen neden protokolü bahane edip gelmiyorsun? başka bir bahane bul kendine. neyse bu vesileyle notunu vermiş olduk.
başörtülü öğrencileri üiversiteye almayan rektörlerin hukuki yanılgı içinde olduğunu söyleyen yargıtay onursal başkanı. konuya ilişkin sözleri şöyle:
"bunun için yök yasası'nın 17. maddesinde değişiklik yapılmasına gerek yok. bu maddeye göre giysi öğrenciler açısından kural olarak serbesttir. bu durumda bir yasaktan söz edilemez... anayasa mahkemesi'nin türban yasağı ile ilgili olarak daha önce verdiği kararın gerekçesini dayanak gösteren rektörler, bu durumda hukuki yanılgı içine düşmüş olurlar. çünkü mahkeme kararlarının gerekçeleri değil, sadece hüküm fıkraları bağlayıcıdır. sadece hüküm fıkrasına uymamak engel oluşturur... hukuku bilmemezlik de özür sayılmaz."
anayasa mahkemesi kararının siyasi bir karar olduğunu iddia etmiş kişidir. meclisin %80'inin onayına sahip bir kanunun iptalinin bu şekilde yorumlanması normaldir.
sahafın birinde, eski mi eski bir tarihte basılmış bir kitabına rastlayıp okuduktan sonra tanımya nail olduğum bir hukukçu. bu kitabın yeni baskısı da yokmuş, yapılmıyormuş zati.
1937 yılında konya'nın bir ilçesinde doğmuş. şansa bakar mısınız, hemşeri çıktık iyi mi!
konya lisesi'nden çıkıp, ankara hukuk fakültesi'nden mezun olmuş kendileri. yargıtayımız'da görev yapmış ve son zamanlarda ise ceza hukuku profluğu görevini ihya etmekteymiş...
ismet özel'in yasak düşüşünceli adam olarak tayin ettiği andre gide'in, "cinayet mahkemesi anıları" adlı eserini dilimize kazandırmış. zaten bir sürü de hukuk ile ilgili yazmış bulunduğu kitabı mevcut. iki de dil bilir imiş, hadi bu da cabası olsun kardeşlerime. (adam prof beyler). toy bir hukukçu olarak kitaplarının bütününü okumayı hedeflemekteyim ayrıca.
Akıllı bir adamdır; suçun sabitlendigini ne kadar kaçarlarsa kaçınlar onları bekleyeceğini, kacamayacaklarını kendilerinin de göreceğini iddia etmiştir.