itiraf ediyorum, samanyolunu izliyorum, ama sadece ayna programını. onu da saim orhan'ın kara kaşına kara gözüne meraklı olduğum için diye değil, değişik ülkeler görmek için izliyorum. ama bazen beklentimin altında kalmıyor değil. sen koskoca los angeles sahiline gideceksin, ama bir tane bile bikinili tangalı kız olmayacak. bu ne biçim basın yayın anlayışı. sansürlüyormusunuz yoksa sonradan çıkarıyormusunuz o sahneleri bilmiyorum.
09:00- aslanlar ve geyikler
10:00- vahşi hayvanlar
12:00- afrika hayvanları
15:00- antiloplar
16:00- yarım elma
18:00- maceracı
19:00- davetsiz misafir
20:00- ana haber
21:00- timsahlar..
(bkz: kanlal 7 tv) ve (bkz: flaşh tv) ile aynı zihniyette olan kanal.
tekrar.. tekrar.. tekrar...
programına göre değişir. kültürel yapıyı birebir yansıttığından emin olmasam da ayna programını izlerim. geri kalmış ülkelerdeki yapıyı merak etmek, gözlemlemek açısından bakarsan fark bir sonuç, haber bültenini veya sır kapısını izlerken fark sonuç alırsınız.
Anlayamadığım nokta niye zeka seviyesini yok şu partiye oy veren insan zekası, bunu izleyen insan zekası, bunu dinleyen insan zekası, bunu giyen insan zekası diye bir kategoriye koyuyorlar. Televizyon kanalı ve zeka seviyesi birbirinden ayrılmaz bir ikilidir de biz mi bilmiyoruz.
reyting mücadelesine kurban edilecek bir yayıncılığın asla doğruyu ve güzeli anlatamayacağına, böyle bir anlayışın tam tersine toplumda kin ve nefret tohumları ekmekten başka bir işe yaramayacağına inanan parlak bir zekadır.
