dizi sonunda kanser olup ölürler. verdikleri mesaj benim için yanlıştır. nitekim dizilerinin tümünde kötüler bu dünyadayken cezasını çekmektedir. oysa ki gerçek hayatta bu böyle olmamaktadır. kötüler gayette mutlu mesut yaşayabilmektedir. bu nedenle haksızlığa uğrayan biri bu dizileri izlerken "yahu bana kötülük yapanlar niye böyle ceza çekmiyor" diye düşünüp umutsuzluğa düşebilir. o yüzden burdan stv yetkililerine sesleniyorum. kötü karakteri her zaman kanser yapmanıza, öldürmenize gerek yoktur. arada onlarda kazansın.
önce bir kötülük yaparlar sonra yaptıkları kötülüğün aynısı başlarına gelir.
bu dizilerdeki kötü adamları allahtan birine tecavüz ederken falan göstermiyorlar.
aynısının başlarına geldiğini görmek hiç estetik değil zira. düşünürken bile böğürerek kustum.
aralarinda, dindar kayinpederinin seccadesini saklayan, sonra da adamin seccadeyi arayip durmasi karsisinda elinde bir kadeh sarap ile kahkahalar atarak eglenen gelin karakteri de vardir. Hatta ayni bolumun bir baska yerinde bu gelin, dindar amcamiza sarap soslu makarna yedirdikten sonra icine sarap koydugunu aciklamis* dedenin kusma cabalarina da ayni kahkahalarla yanit vermistir.
birçoklarının izlemeyip haklarında yorum yapabildiği karaketerlerdir. başı açık falan değildir hepsinin.
stv'deki kötü karakterler herkesin etrafındaki ve hatta sözlükte de bulunan kötü karakterlerdir. allah'a küfredip, kumar oynayıp, oğlunun rızkını meyhanede yiyen adamın zaten anasının bileziğini satmasına ve karısını dövmesine kimse şaşmamalı.
namaz kılmayan karakterlerdir. oysa yatsız namazından mütevvellit soluğu öz kızının yanında alan örneklerde mevcuttur. bu ayrıntıyı gözden kaçırmaktalar.
--spoiler--
zülküf yatsı namazına gitmeden önce oğlunu kömürlüğe kitledi. ardından abdestini alıp yatsı namazını kıldı. ancak karşı konulmaz bir orospu çocukluğu vardı içinde. öz kızını düdüklemeliydi...
--spoiler--
demek ki iş kafayı kapatmakla mı bitiyor sorusunu akla getiriyor ne zaman baksam melek kadın kapalı , pislik her boku yiyen , başkalarıyla aşna-fişne olan kadın açık .. ilginç durumlar bunlar.. dizilerin kalitelerinden hiç bahsedemiyorum hep iyilik kazanıyor.. bi kere de kötülük kazansın.. hayat hiç öyle değil ama .. bunu bil stv ! **
klasik türk filmi özelliklerini taşır.
Önyargılı bakmamak lazımdır. özellikle eski türk filmlerinde de kötüler tam kötü iyiler tam iyidir ortası yoktur. başı açık iyi kadın birçok bölümde görülebilir. zapping aralarında denk gelinen sahnelere göre yorumda bulunmak ne derece doğru olur bilinmez.
senaristlerce kadın olanları "vicdansız" erkek olanları "adi" sıfatlarına layık görülmüş karakterlerdir. bir kadına 40 kere vicdansız kadın denir mi lan? ayıptır ya. kadının adı yok şerefsizim. ay pardon dilim sürçtü, hep bu samanyolu.
bir şeyi kötü göstercez diye b.kunu çıkartmanın tek olmasa da en güzel örneği. hiçbir kanal ak değil de bu kanal böyle işte.
(bkz: hayat dersi)
kötü çok kötü, iyi çok iyi.. gri karakter yok sanki bu dünyada. içki içen illa karısını dövecek, parayı dışarıda yiyecek, millet acı çektikçe kahkahalar atacak, herkese kötü davranacak (kediye bile)..çocukları heeeep ağlayıp vıyaklıcak..
amaaaa sonra, en sonunda tüm yaptıklarının cezasını sürüm sürüm sürünerek ödeyecek ve iyiler gözucuyla onları süzerek "baaaaaak gördün mü nasılmış" diyip nanik yapacaklar..