çok riskli bir iştir.
küçük yaşlarda yapabilmek her baba yiğidin harcı değildir.
bir saniye farkla yüzüstü yere yapışıp 1-a deki büşraya rezil olabilirsiniz.
sanırım 2 yıl kadar oldu 5-6 arkadaş geziyoruz parkta. M ve B salıncaklara koştular yarış yapıcaklarmış, biz de karşılarına geçtik izliyoruz. bunlar hızlandılar da hızlandılar. sonra iddialaşmışlar kim daha uzağa atlayabilir diye. salıcak havadayken bir baktık ki M havada uçuyor. (bkz: havada durdum şahitlerim var) güzelce süzüldükten sonra kurbağalama hop yerde. kaldırmış kafayı gülüyor. tabi B bu sırada hala sallanmakta. her neyse artık M salıncaktan atlamanın bedelini bütün gün yırtık pantolanla gezmekle ödedi. neymiş ? salıncaktan atlamak gaza gelipte yapılmaması gereken bir şeymiş.
çocukken bolca denenip, kumdan mütevelli pek zarar görülmeyen eylemdir. atlarken salıncaktan çıkıp 1-2 saniyelik yükselişte olduğunuz an muhtemelen peter schmeichel in çataldan top çıkardığında ki keyfiyeti yaşarsınız. dizler üstüne düşüldümü sıkıntı oluyordu sadece. amaan ondan da ne olacak, kabuksuz diz kırmızı kramponsuz okocha ya benzer nede olsa.
Salincaktan atlarken en sevdigim tsortun bir kisminin salincagin oturagiyla zinciri arasindaki S seklindeki demire sikisip atlama sonucu tsortun ustumden yirtilip ciktigi tsortun salincakta kalip benden ayrildigi anda girdigim gulme krizi sonucunda bir daha tovbe ettigim aktivitedir.
atlama zamanını ayarlayamadığınızda ters yönde takla atıp, boynunuzdan patır kütür sesler gelebilir, akıl olmadığından atlamaya devam edilir.
ama güzel duygu be, uçuşa geçtiğin an hafiflik ve nefesin kesilmesi. o duyguyu hatırladığım için mutlu oldum, çocuk olasım geldi..