seker mi seker yumusakca. Hele dokununca o antenlerini noluyo yia edalarıyla geri cekmeleri yok mu. Ayrıca bu hayvanların alt taraflarında bir adet ayagı vardır yerde sürünerek gitmek icin. O gittikleri yerde yapıskan izler bırakmalarının sebebi de bu ayaklarıdır.
hayko bağdat'ın hayatını anlattığı herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği sayfa sayfa büyüyen bir çocuğun ilişkileri, gülümsemeleri, kaybedişleri, kurmacaları ve eylemlerinin anlatıldığı cesur bir kitap. bir solukta okuyup kimi yerlerde kendi kendinize tebessüm ettiren hoşlukların toplaması.
uzun bir aradan sonra bir solukta bitirdiğim romanın ismi.
kitap öyle bir aldı ki beni iş ortamında üç saat gibi bir sürede kitabı bitirdim. kitabın sonunda istem dışı şöyle bir ifade takındım; "nooldu lan bitti mi şimdi".. vay anasını satıyım çok iyi geldi ama. cidden tavsiye ediyorum. hani bu kitabı kesinlikle okumanız lazım.
mustafa halife - salyangoz(bir casusun günlüğü)
yekta kopan'ın son romanı aile çay bahçesi de kitabın ana karakteri müzeyyen'in bir kırmızı salyangozla karşılaşması vardır.
ve kırmızı salyangoz ona şunları söyler ;
Böylesiniz siz insanlar. Kaypak bir cümlenin, oyunlu bir cümlenin gölgesinde yaşamayı seviyorsunuz. Ağaç ağaçtır. Sana özel bir cümle fısıldamak derdinde değildir. Bildiği gibi yaşar, bildiği yaşama bizleri ortak eder, hepsi bu. Hangi canlıya iyilik, hangisine kötülük yaptığını düşünmeden doğanın kahramanı rolüne soyunmadan doğar, büyür, ölür. Ama siz insanlara yetmez bu, başka anlamlar ararsınız ağacın varlığında. Şu garibim ağacın kudretiyle kendinizi temize çekme çabaları. Bitmek tükenmek bilmez kötülüğünüzü gizlemek için bulabildiğiniz her yalana her benzetmeye sığınırsınız. Yorulmadınız mı kendinizi kandırmaktan? Bari sen yapma Müzeyyen...
Tiyatro eleştirmeni Hüseyin Sorgun’un, uzun zaman aralıklarında yazdığı öyküler de, Salyangoz adıyla kitaplaşmıştır. Everest Yayınları tarafından basılan kitapta toplam sekiz öykü bulunuyor: Salyangoz I, II, III, Korkuluk, Hücre, Elveda, Aşköldüren Rüzgârı, imdat…
sümüklü böcek olarak bilinen, çoğu zaman sırtında evini taşıyan, bazı milletlerce yemeği yapılan, ticaretini yaptığım (müslüman mahallesinde de satmışlığım vardır.) hayvan cinsinin adıdır.
isminin nasıl bulunduğu merak konusu olan hayvandır. basit yaklaşımca; sal salya dan, yan duvarda yan durmasından ve biraz zorlayan goz da gozalak tan gelmiş olsa gerektir. artık kozalak olan gozalak bu hayvana benzetilmiş olabilir.
bir salyangoz besliyorum; deneyimlerime göre yeşillik ne varsa verdim yedi, elma, kuru incir bunları da sildi süpürdü ama üzüm yemiyor. he bir de etrafta su olmazsa dolanıp duruyor bir salyangozunuz olursa susuz bırakmayın ki rahat rahat dinlenmesine çekilsin. ayrıca sanıldığı kadar da yavaş bir canlı değil, çok da zeki olduklarını düşünüyorum sanırım aramızda bir bağ oluştu.
--spoiler--
suriyeli yazar mustafa halifenin salyangoz romanı hristiyan bir arap vatandaşın esaret günlerini anlatıyor,eğitim için gittitği fransada ülkesinin devlet başkanı hakkında bir eğlence ortamında sarfettiği sözlerden dolayı ülkesine döndüğü an da müslüman kardeşler örgütüne üye olmaktan tutuklanmış ve 13 yıl hapishanede kalmıştır.13 yıl hemde müslüman kardeşlere üye olmaktan hapis yatmak bir hristiyan olarak hayli ilginç. bu romanın ortaya çıkış hikayesi ise 13 yılın sonunda hafızasında kalanların aktarılmasıdır,romanda çok büyük kopukluklar olmaktadır,mesela bir sonra ki sayfada 3 yıl sonrasından bahsedebilmektedir.
romanın bana ilginç gelen yanlarından birisi ise yazarın karakterlerden bahsederken devlet başkanı ve mahkumun adından hiç bahsetmemesidir.romanda okurken sürekli karakterlerin isimlerini merak ediyorsunuz
bu romanı okurken içinizin sızlayacağından emin olabilirsiniz,yazar yalın bir ifadeyle olayları aktarmıştır,edebi olarak pek değerli söz dizileri,betimlemer bulamayacaksınız ama roman bittiğinde bunu bir eksiklik olarak görmeyeceksiniz.
siyasi kitapları ağırlıkta takip eden birisi olarak aradığımı buldum diyebilirim,romanı basit bir günlük okur gibi okuyacaksınız.romanda geçen olayları hayal etmek istemeyeceğinizden eminim,mide bulandırıcı işkenceler,tecavüzler,küfürler.
--spoiler-- *
türkiye de burgonya, helix aspersa ve helix lucorum gibi türleri bulunan, nisan ve mayıs yağmurları ile üreme dönemine giren karından ayaklı ve kabuklu canlı.
çok ağır hareket eder bunlar çok.
helix lucorum' cinsi ayrıca türk salyangozu olarak bilinir.
Az sayıda oldukları takdirde, toplanıp uzak bir yere götürerek ya da çok olduklarında bahçe duvarlarına, sebze aralarına, ağaçlara sarımsak suyu dökerek ya da sarımsak asarak uzak kalmalarını sağlarlar. Kullanılan diğer bir yöntem ise, bakır şeritler asmaktır. Bakır şeritlerin salyangozların salgıladığı sümüksü maddeyle etkileşime girerek bir elektrik akımı oluşturduğu ve uzaklaşmalarına neden olduğu düşünülmektedir.