resimleri saatlerce izlenebilir. daha önce görmediğiniz bir detayı gördüğünüzde "eureka!" diye bağırarak çıplak koşasınız gelir, o derece sevinirsiniz. dali'nin böyle mutluluk verici bir yanı vardır işte.
entryme salvador dali'nin çizmiş * bir insan olması hasebiyle dali ve deli kelimelerinden oluşturulmuş zekice vurgular yapmayacağımı belirterek başlamak isterim. yeteri kadar yapılmış zaten. "adı dali ama kendi deli eheheh" ve benzeri "salvador deli" esprilerini sağolsunlar bolca kullanmışlar. neyse efendim konumuza geçelim. bu dali insanı bir gün koltuğunun altına resimlerini almış yollanmış picasso'nun evine. göstereyim hele şunları, beğenirse sürrealist bir insan olurum adı de pek güzel, bıyıkları da salar imaj yaparım kendime. sonra gelsin paralar gitsin hatunlar şiarı ile çalmış kapıyı. o esnada içeride sevgilisi ile aşk eyleyen picasso "hay hamuğa koyim bi rahat huzur vermediler ne sevişmekten tat alabildim ne başka bişeyden, olmaz olsun böyle hayat" diyerek yarı çıplak açmış kapıyı. bunu gören dali anam anam niyeti bozmuş la bu diye ilk anda ürksede akabinde meramını izah etmiş. böyle skndrik bir sebepten ereksiyonunu yitirmiş ve motivasyonu kaybetmiş olmanın verdiği sinirle picasso abimiz dali'yi azarlayarak "resimlerini de al git burdan lan deyyus" demiş. dali; "lan mı, lan mı canın sağolsun" diyerek yaşadığı büyük hayalkırıklığı ile "ulan madrid seni yenicem, sana ezilmeyecem" nidaları arasında bir gün picasso'dan daha büyük ressam olacağı yeminini ederek ordan uzaklaşmış. neyse efendim gel gör ki dali hiçbir zaman picasso'dan büyük bir ressam olamasada o günün hırsı ile gördüğünüz üzere sayılı isimlerden birisi olmuştur resim sanatında. biz de bundan sekiz dokuz sene önce akm'ye geldiğinde koşarak gitmiş orjinal dali eserlerini görüp kendimizden geçmiştik. picasso'ya kolpadan bir ilgi ile "he canım he güzelim aferim çok şahane olmuş" demeyerek onu gaza boğduğu, hırslandırdığı için teşekkür etmiştik. bir de kendisinin osuruk hakkında bir kitabı vardır ki bu da sevgi saygı katsayımızı daha bir coşturur kendisine karşı. osuruk hakkında kitap mı olur abi "deli" işte adam adı üstünde ehehe. *
her resminden imzası anlaşılacak, gerçeküstücülüğü kendine has tarzıyla görsel bir şölene dönüştürmüş, delilikle dahiliğin kesiştiği noktayı temsil eden, nevi şahsına münhasır sanatçı. chaplin'in bıyığı * ne kadar ünlüyse onunki de o kadar ünlüdür. http://en.wikipedia.org/wiki/Salvador_Dal%C3%AD
ölmeden önce 200 civarı boş tuvale imza attığı söylenen, bunun bir şaka olması umut edilen, hayran olduğum, asalarına bittiğim, canlı canlı görmeyi isterdim'li cümleler kurduran üstad. " Bir deliyle benim aramdaki tek fark benim deli olmayışımdır. "
gördüğü rüyaları çizen bir ressam olduğundan, rüyalarını hatırlamak için şöyle yaratıcı bir teknik kullanan sürrealist kişisidir. yatarken eline bir kaşık alır ve elini yatağından sarkıtır, böylelikle derin uykuya geçmeden önce elindeki kaşık yere düşer ve uyanır. görmüş olduğu rüya sıcağı sıcağına tuvale verilmeye hazırdır. **
çapraşık ilişkiler yaşayan ve bunu resimlerine yansıtan(havada uçan cinsel organlar) sürrealizmin babası.
aslında çoğu insan anlayamaz resmettiklerini çünkü gerçeğin kendisinden bile korkarlar bu yüzdendir ki anlamazlar gerçeküstü eserleri.
yanan zürafalar, akan saatler vs vs, gerçeğin kendisinden bile ağır aslında gerçeküstü..
çizdiği resimlerdeki imgelemenin, şizofren olmasından kaynakladığını ve o resmettiklerinin aslında gerçekte gördükleri/hayatı anlamlandırışı olduğunu söyle kimi otoriteler.
ip gibi inceltip, ozenle yukariya dogru kivirdigi, neredeyse gozune gelen biyiklarinin ucuna taktigi nergislerle manyak manyak bakiyor masamin uzerinden dogru. bedava dahilik yok tamam anladik canim da, gozlerini fena belertmissin, korkuyom.
''resimlerimde ne anlattığımı sorduklarında onlara benim de bilmediğimi söylüyorum. ama bu o resimlerin anlamsız olduğunu göstermez. aksine onların rasyonel öğelerle açıklanamayacak kadar derin anlamlar, duygusal patlamalar içerdiğinin bir kanıtıdır.'' birebir yazamamış olabilirim ama buna benzer bir söylemi olduğunu okumuştum.
1946 yılında Alfred Hitchcock'un Spellbound filminde rüya sahnesi için sahne tasarımı yapmıştır. Ayrıca ara güler'in "yeryüzünde yedi iz" kitabında bulunan "yedi iz"den biridir.