dünya üzerinde bunu yapabilecek, hayal edebilecek kaç kişi var bilmiyorum ama nasıl yaptığımı anlayamadığım eylem.
fransanın perpignan iline ki touluse ye ve barcelona ya çok yakın bir yer, fransız katalon bölgesi olarak geçiyor, buraya geziye gittik, harika yerler, parise gitmektense buralara gidin iyi bir rehber eşliğinde.
gezinin 4. günü durağımız ispanyanın figueres şehriydi. malum burası salvador dalinin memleketi ve müzesinin bulunduğu yer. öncelikle şunu söyleyeyim adam hakikaten deli ve çıılgın, yaptığı eserleri görünce buna kanaat getiriyorsunuz zaten. Belediye bu müze olan binayı zamanında bu çatlak adama verip içini eserleriyle doldurmasını istemiş, dali de bu isteği kırar mı? vermiş küsküyü, harika işler, nesiller boyunca hayranlıkla izlenecek eserler bırakmış oraya.
dali müzesi iki kısımdan oluşuyor, birinci bina heykeltraş, resim ve bilimum buna benzer eserlerden, ikinci kısım ise dalinin tasarladığı mücevherlerin sergilendiği bölüm.
olay ikinci bölümde geçiyor, dali müzesine ziyaret rezervasyon sistemi ile bilet alarak gerçekleştiriliyor, bizim giriş saatimiz 15:30 du. figueres e saat 12:00 gibi geldik, önce şehri gezdik, çok büyük olmayan ama tarih kokan bir şehir, insanları çok sıcak kanlı malum akdeniz ülkesi burası. eğlenceli insanları mevcut. müzeye girmeden önce müzeye yakın harika deniz mahsülleri yapan bir restoranda yemek yedik. bu yemek esnasında bendeniz tam 4 bira içmiş, işeme ihtiyacını restoranda dahi görmüş fakat böbrek mide senkronunu tam olarak kuramadığından mütevellet dali müzesinde zor anlar yaşamıştır.
müzenin 1. kısmını gezdikten sonra mücevherlerin olduğu 2. kısma geçtik. bu arada gezide tekerlekli sandalyede bulunan kardeşim ve yeğenimle beraberdik. kardeşim işeme ihtiyacını tak sonda denen bir aletle yapıyor. o an kardeşimin de benim de çok fena işeme ihtiyacı geldi. güvenliklere durumu anlattık, bir kadın bizi asansörle yukarıya çıkardı ve anahtarla tuvalet kapısını tam açacakken kardeşimin tak sondasının girişte kapıda bıraktığımız çantada olduğu aklımıza geldi. tam kapıyı açarken kardeşim sondasının olmadığını girişten almamız gerektiğini güvenlik görevlisine söyleyince, kadın wc yi açmaktan vazgeçti, malzemeleri alın ben açarım no problem dedi. ulan bende heytt be müzeye bak wcyi bile kilitle özel açıyorlar diye söyleniyor, doğru ya lan dali müzesi burası önüne gelen öyle işeyemez, demek ki prosedür böyle diye hayretler içinde kalıyorum, halbuki aşşağıda lavabolar varmış.
bu arada ben altıma işedim işeyeceğim ve yeğenimin sondaları kaç dakika içinde getirebileceğini hesaplarken, bir yandan da acaba olası durumda nereye işeyebilirim diye etrafta tura çıktım.. artık ramak kaldı, işedim işeyeceğim altıma... en sonunda kestirdiğim yerlerden birine o kadar ziyaretçinin olduğu ama o an ıssız kalan, kameralerinda muhtemelen kör noktada kaldığı bir yere ki muhtemelen diyorum arkamda kamera var mıydı tam anlayamadım, işedim. çıkardım aleti, şarıl şarıl akmasın diye ses yapmaması için seramik duvaralara işedim..o ara yan bölümden ses geldii, işi yarıda bıraktım.. kafamı duvarın kenarından o bölüme çıkardım, bir grup insan elleri çenelerinde, acaba sanatçı burda ne anlatmak istemiş havasında yapıtları inceliyor.. ohh dedim devam.. yaklaşık 1,5 dakika süren bu işeme sonrasında ne yapacağımı bilemeden kardeşimin yanına gittim... o ara yeğenim geldi ve wcnin kapısı açıldı.. durumu kardeşime anlattım..
hiç gülmeden verdiği tepki şuydu.. dali bu hareketini görse alınından öperdi.. adamın eserlerine böylesi şapka çıkaran biri muhtemelen olmamıştır...
yeryüzünde dali müzesinin neredeyse ortasına işeyen belki ilk insan benim.. gurur duymuyorum ama cesurca bir iş... altıma işeseydim daha mı iyiydi? kardeşim altına işesen daha iyiydi dedi de..
kadın doktor sordu; en son yaptığıınız taşkınlık neydi? dedim salvador dali müzesine işedim, bildiğiniz işedim dedim. salvador dali müzesi nerde diye sordu? doktorlarda cahil anam. herkes herşeyi bilecek diye bişey yok tabi.