ingilizcede "tuz" anlamına gelen kelime. Yanlış bilmiyorsam salary yani maaş kelimesi ile derin bir ilişkisi var. Şöyle ki; Roma imparatorluğu askerlere maaş olarak tuz dağıtıyormuş zamanında. Bununla birlikte askere tuz dağıtımı sadece Romalılarla da sınırlı değil. Bir makalede eski türk devletlerinde askere tuz ve ekmek dağıtıldığını okumuştum efendim.
güzelim angelina'nın 40 yaşından sonra üst geçitlerden, viyadüklerden atlayıp zıplarken sağının, solunun çizilip, sıyrılmasına neden olmuş film.
politik-gerilim türünün meraklısı olarak, işin içine böylesine bir aksiyon da girdi mi şahsen, dvd'sini filan bekleyemezdim.
ilk izlenimim, sağlam bir potansiyel taşıyan filmin, yönetmen kurbanı olduğu yolundaydı. biraz daha kurcalayınca güzellikleri de ortaya çıkıyor tabiki.
Quantum of Solace'le neredeyse birebir benzerlik gösteren konu pek özgün sayılmasa da, küresel komplo teorilerinin cazibesi sayesinde izleyiciyinin merakını sürekli canlı tutuyor. yine de bu, gidişatı çoğu kimse için tahmin edilebilir olmaktan kurtaramıyor.
birkaç göze batan nokta da yok değil.
şöyle ki;
--spoiler--
birincisi, salt'ın donunu çıkarıp güvenlik kamerasının üstüne kapatması, seksi olmadığı gibi, gereksiz de bir sahneydi.
ayrıca metrodaki dövüş sahnesinde, angelina'nın yavaşlığı baya dikkat dağıtıyor.
bir de, bu kadıncağız oradan oraya kaçışı esnasında, yankesici gibi sürekli bir şeyler çalıyor. sayabildiklerim şu kadar;
o önceden hazır ettiği, acil kaçış torbasında koca bir deste para varken bu kadar hırsızlığın gereği var mıydı, bilemedim.
yalnız, karnının kenarındaki kesiği, battal boy hijyenik ped ile kapatması, zekice bir kadın ajan vurgulaması olmuş. orada kutlamak lazım.
--spoiler-- salt, usa'de yakın zamanda patlak veren rus casus skandalının ekmeğini yiyedursun, bu filmin devamının gelmesi kesin gibi. doğrusu jason bourne'a alternatif bir dişi ajan karakteri gerekliydi ve bunu kimse angelina jolie'den iyi yapamazdı. umarım devamı da bu kadar güzel olur.
abd nin biz iyi çocuguz, hani o kadar imkan olanak var ama bakın sessiz sedasız takılıyoruz anlatımı, kalkıp tüm dünya ya bok gibi baktıklarını anlatan ve bir rus ajanı olan salt kancıgının arabaların üstünden uçmaları, asansörden hoplamalar sıçramalar yok ebesinin damı dedirtecek kadar gereksizdi. he aksiyonmu evet aksiyon ama matrix izlemiyoruz bildigimiz polisiye filmi izliyoruz. cüneyt arkın izleyin aynı durum. tarkan.battal gaziye saçma diyen bu filmede öyle der. konu degişik mi degil, bunun gibi nice film sıralanabilir. artık abd nin bu tarz malakça senaryolardan vazgeçmesi lazım, he anladık iyisiniz temizsiniz siz üstünsünüz bilmem ıvır zıvırsınız çokta zikimize biz film izlicez misyon izlemicez arkadaşım. bi kadın özel birimden tut tüm polisi tek başına indiriyorsa yuh yani o zaman sizin ırk tam bir mal derim bende. adam gibi film çekini adam gibi senaryo yazın adam gibi oyanayın deli etmeyin adamı.
yönetmen Phillip Noyce imzalı 2010 yılı yapımı bir aksiyon. konusuna gelince;
CIA adına çalışan ajan Evelyn Salt'ın * bir sorgu sırasında rusya adına casusluk faaliyetlerinde bulunduğu anlaşılır. Bunun üzerine CIA ajanları ile ajan salt arasında bir kovalamaca başlar.
Angelina Jolie'nin sürekli aynı rollerle karşımızda çıkmasıyla kendini tekrarladığı imajını bir kez daha perçinleyen bu filmde mantık hataları da bulunmaktadır. onu da spoiler olarak verelim:
--spoiler--
ajan salt bir gemi içindeki herkesi öldürür. daha sonra asker kılığındaki bir ajanla birlikte beyaz saray'a girerken görürüz. ama bu bu askerin olaydan kesinlikle haberi yoktur. bu nasıl bir örgüttür ki, kendileri hesabına çalışan onlarca kişi ölüyor ve kimsenin haberi olmuyor? Hadi onu geçtim, ajan salt'ın yanındaki subay kılıklı ajan neden bu kadar acemice suikat düzenliyor? Onca yıllık eğitimin karşılığı bu mudur?
--spoiler--
son olarak; amerika'nın hala rusya'dan tırsım tırım tırstığını gözler önüne seren filmdir.