şimdi kapanır ışıklar, bir televizyon kalır karşıda bir de ben...
ne de çok insan gezdi durdu, kafamın içinde; kafamın içine basa basa, hiç de dikkat etmeden topuklularına, bir uyuyan var mı diye düşünmeden... karşımda futbol topu kalsın sadece, önümdeki sehpada yarıya kadar içilmiş bir çay, gözlerimle topu takip edeyim, gol olmayan şutları. kalkamam bu koltuktan, kalkarsam içime oturan huzurda kalkar uykumla birlikte, uyumak en güzeli huzurla; ama en çok salonda.
ne kadar da çok yürüyen var beynimin içinde ve ne kadar da çok gol olmayan şut.
öğrenci evlerinde sıkça rastlanan durumdur. şöyle olur:
bir cumartesi gecesi sabaha karşı eve gelirsiniz. tabi gelene kadar önce doğru mahalleyi sonra doğru apartmanı ve daireyi bulmanız icab eder. Eğer bu aşamalardan başarıyla geçmişseniz, bi de klasik anahtarı deliğe sokmaca oyunu oynamanız gerekmektedir. Ve hepsini başarıyla bitirdikten sonra eve girersiniz, ufak ve sarhoş adımlarınız sizi odanıza götürür tek istediğiniz hemen zıbarmaktır. fakat o da nedir, yatağınızda tanımadığınız birisi veya birileri yatmaktadır. bu durumda yapabileceğiniz iki yöntem vardır, yatakta yatan zat hatunsa ve tekse, sarhoş ayağına yatıp halvet olma denemeleri yapılabilir. ha yatakta insan görünümlü bi hayvan ve hayvan sürüsü varsa hızlıca istikamet değştirilir ve salonda reserve konumdaki bir çekyata sarhoş bünye bırakılır. sabah heryerde olacaktır nasolsa, ne farkeder ki?