Freudyen bir adam olan pasolini bu filmde faşizmle bastırılmış duygular arsında bağlantı kurar. Faşistler bastırılmış duygularından ötürü şiddet yanlısı oluyorlar. Filmde hakim, savcı hepside faşist italyanın görevlileri. Ve herbirinin de sapkın cinsel arzuları var.
romanın orjinalinden çok oyuncuların bu rollerinin nasıl üstesinden geldiklerini ya da midelerinin bunu nasıl kaldırdığını düşündüğüm film. kanımca oyuncular gerçek hayatta mühebbet hapis cezası çekmişlerdir ve eğlence olsun diye bilmeden bu film teklifini değerlendirmişlerdir. ya hepsi umutsuz ruh hastalarıdır ve zaten filmin içindekilerden rollerinden gerçekten zevk alıyorlardır, son olarak da gerçekten profesyonelliği aşmış gerçekten herbiri ödülü hakeden mükemmel oyunculardır. Sonuncusu mantıklı gözüküyorsa da diğer üçünü de göz önünde bulundurun.
"15 yıl önce yine festival kapsamında,emek sinemasının hınc hınc dolduran(yavaş yavaş boşalan) kalabalığı.." türevi bir yazı okumuştum 26. uluslararası istanbul film festivaline gitmeden önce.Bu tabiki gurur yapıp filmi sonunda kadar izlememe tüm salon da olduğu gibi etkili oldu.
Film başlarken ilk sahnelerde penis ve vajinayla karşılaşmak sinema da biraz şaşırmanıza neden olucaksa,ilerleyen sahnelerinde karşılaşacaklarınızın ve bunlara tepkilerinizin meshul değildir ne film festivali ne de pasolini.sorunsuz geçen 15 dakikadan sonra hareketlenmeler oldu salonda.filmin methini duymuş ve buna göre kendi üretime psikoz içindeki tek tük insanın salonu sinirli bir şekilde terk etmesi vuku bulmuştur.Arkamda oturan 15 yıl önce de emek sinemasında bu filme gitmiş gibi duran çiftin,filmi terketmesini ve bir daha 15 yıla doğru umutsuzca bekleyeceklerini düşünüyor olmam benim değil filmin suçu.ama filmin sonuna doğru salonun doluluk olayı insanların 15 yılda ne kadar duyarsızlaştığı,şiddeti ve şiddetinin getirdiklerini ne kadar normal karşıladıkları şeklinde bir izlenim edinmemi sağladı.
Film özü itibariyle 3 bölümden oluşuyor.hatırladığım kadarıyla çılgınlık çemberi,bok çemberi ve kan çemberidir.gerçi kan çemberinde pek kan kan gördüşümü hatırlamıyorum ama.
bok çemberine kadar izleyebilirsiniz ama bok çemberinde arkamdaki arkadaşın dayanamayıp kusmasını göz önüne alırsak ordan sonrası biraz zorlama olabilir
son tahlilde film faşizm bok çemberinin merkezine doğru yol alan ve yarıçapının ne kadar küçük tutulması gerektiğinin umutsuz bir ispatıdır.Mutlaka bir şekilde izlenmelidir bence.
26 uluslararasi istanbul film festivalinde izleme firsati buldugumuz film. pasolini'nin her seyi bu kadar 'acikca' gostermesi pek begenilmemis olacak ki, yeni melekte balkonun yarisi filmi yarida birakti. cok sert bir film. kesinlikle..
Marquis de sade'nin edebiyat dünyasına maL oLmuş kitabı.. şeytanLa yüzLeşmenizi sağLayacak bir kapı araLığı sunar size.. sade'nin cinseLbaşyapıtı oLarak görüLen bir kitaptır..
sodom'un 120 gününü bir başyapıt yapan şey, anlatılanların okuyucunun keyif alması ( veya tam aksi bir hisle ama yine de kitaba dair ilgi uyandırmak ) için yazılmış olmamasıdır ki zaten sadizmin ilk düsturların biridir bu.
üstelik kitap içindeki "iğrençlikler ve sapıklıklar" bugün son derece masumane gelmekte ve pek çok porno sitenin sıradan içeriğini oluşturmaktadır. kitabın güncelliğini korumasının sebebi yazarın üslubundaki kayıtsızlıktır.
sinema uyarlamasında, tırnak ve bok yedirtme, türlü işkenceler yapılan kişinin karşısına geçerek cinsel zevk alan insanlar gibi bir çok sapkın eylemi bünyesinde bulundurarak faşizme göndermeler yapan bir garip film! gore film katagorisine giriyormuş bu tür filmler! görmek istiyenlerin bu filmi ağzına kadar dolu bir mide ile izlememeleri tavsiye edilir.
marquis de sade'nin zamanında (yamulmuyorsam 1700'lü yılların ikinci çeyreği) tartışma uyandıran, tüm kiliseyi, krallığı ve üst düzey zengin insanları eleştirdiği kitabı. süper zengin dört kişinin 120 gün boyunca bir şatoda, belirli kurallar çerçevesinde oynadığı şehvet oyunları anlatılır. kitabı aykırı edebiyat yapan olgu ise bu dört zenginin yanlarına on tane 12-15 yaş arası erkek ve aynı şekilde kız çocuklarını almasıdır. bu 120 günde yaptıkları akla hayale gelmez işkence ve tecavüz sahneleri okurun* bir süre sonra kitaptan iğrenmesini, tırsmasını sağlamamış değildir. fakat gerek üslup açısından, gerekse ayrıntılar açısından çok başarılı bir kitaptır.
pasolini zamanında filmini çekmiştir. bir hafta sonra da öldürülmüştür. yasaklıydı film fakat sonradan yasak kaldırıldı. artık her yerde bulunabiliyor.