saçma sapan ucuz unutulmaya mahkum bir kitabı ve yazarı meşhur edip islamiyeti rezil etmenin anlamı nedir ey ayetullahlar. Kitabı okuyan yakınlarım hiçte o kadar delirecek katli vacipdir denilecek ifadeler olmadığını okuyana göre yorumlanabileceğini söylediler.
madımak olayının başlangıcı, Aziz Nesin'in bu herifin şeytan ayetleri kitabını Türkçe'ye çevirerek Türkiye'de yayınlatmasıyla başlamıştı. yani daha özü, islamcı kesimin aziz Nesine tavır alması bu durumla başladı.
ilk cümleyi kasten silmedim, çünkü olay bir yerden sonra oraya döndü.
ben o zamanlar çok küçük bir çocuktum ama araştırdım.
The golden house (bkz: altın ev) romanından anladığımız kadarıyla hala çok-kültürlülük nanesi yiyen beyinsiz. -Bu varsayıma joker-trump analojisi üzerinden vardım ve bu arada romanı beğendim-.
Evet beyinsiz, çünkü neredeyse 30 yıldır adım adım korumayla dolaşmasına ve sıklıkla ikametgah değiştirmesine dolaylı yoldan sebep olan görüşü süper bir şeymiş gibi yutturmaya çalışıyor. 30 yılın her günü , acaba kafası kutsallıktan başka bi boka çalışmayan 80 iqlu bi insan demosu beni bugün öldürecek mi sorusu var aklında. Rüşdü esasında göç temalı boktan romanı *ni yazdığında britanya nüfusunun yüzde 5i müslüman olsaydı eğer ingiltere nah arkasında dururdu onun. işçi partisinin içi siyasal islamcı kaynıyor. Müsade ederler miydi buna?
Medeniyetin bir numaralı cari düşmanları, göç ettikleri medeniyetin ortasında, medenilerin hoşgörüsünü suistimal ederek, medeniyet düşmanlığı yapıyor. Ve salman rushdie gibi dangalaklar mağduru olmasina rağmen buna ses çıkartmayı bırak ses çıkartanları eleştiriyor.
bağımsızlığımızı hiçe sayıp mustafa kemalin aslanlarına karşı türk halkını kışkırtan ingiliz anglosakson kilisesinin koruması altında olan bir adama adamdır diyenin kanından şüphe ederim,insanlığından da...
insanlığın ister inan ister inanma değeri olan muhammed peygambere iftira atan,oryantalist birisidir.
bu arada kaynağı kuran değil sapkın yobazların uydurma hikayeleridir.eh sen peygamberi böyle anlatırsan, millete kuran okumayın haa sen anlamazsın dersen,hadis olmadan olmaz dersen bu adamda islamı sünnilik veya şiilik gibi zanneder şeytani kitabını yazar.halbuki rabbimiz zanna uymayın diyerek ne anlatmak istediğini iyi anlıyoruz...
şeytan ayetlerinin uyduruk hadis kitaplarından hiç bir farkı yoktur.okuyan bilir.ama sadece kuran diyen adam etkilenmez,etkilenenler ise acilen sünniliği ve şiiliği islam sanmaktan vazgeçsinler.mezhepler ayrı bir dindir islamla alakası yoktur.salman isimli oryantalistte yobaz din tüccarları da keçiye inanmaya devam etsinler...
oryantalist denince aklıma hep bu herif gelir. hani şu batının doğuya bakış açısı. bu adamın yazdıklarını okuduğunuzda hep bir doğu eleştirisi vardır. kimi romanında hindistanı kimisinde pakistanı vesaire kendi uslubunca eleştirir.
ingiliz kraliyeti tarafından sovalyeliğini de unutmamak lazım çünkü yazdıklarının arkasında kimin olduğunu ve durduğunu bilmek lazım. yıllarca doğunun kanıyla beslenmiş ingiliz imperyalliği. edward said veya cemil meriç deyimiyle oryantalizm batının sömürgeciliğinin bir kolu. işte bu da adamı. çünkü dönme kendisi her şeyden dönme. dönme olduğu için batılı tarafından korunup kollanmakta. mesala shame romanındaki ömer hayyam şakil karakterine anneleri tarafından söylenen şu manaya gelen cümlesini gördüğümde nedense yazarın kendisi aklıma geldi.
orhan pamuk'un salman rushdie'leşme sürecine gelecek olursa bunu yamulmuyorsam ilk atilla ilhan dile getirmişti. rushdie'ninde pamuk ve türkiye hakkındaki söylediklerine de ortada gerçi. rushdileşmesi gayet doğal.
enteresan * bir şekilde güzel kadınlarla birlikte olmaktadır. padma lakshmi ile evlenip, riya sen ve daha ilginç olanı olivia wilde ile adı çıkmıştır. olivia wilde diyorum ya yuh.
şeytan ayetleri kitabı yasadışı yollarla yayınlanan kitabın yazarı. kara güneş basım isimli yeni kurulan yayınevinin katkılarıyla basılmıştır. yasa dışı bir yayınevi olduğu söyleniyor. ne adresi ne de kurucularının kimlikleri bilinmemekte. kitaba ulaşmak isteyenlerde mail atarak ulaşabiliyorlarmış. mail attım merakla bekliyorum. kağıt olarak basılacak mı bilmem ama söylentiye göre wikileaks usülü dağılacakmış kitap. yani internet dökümanı halinde.
salman rusdie geçen yıl artık saklanmayacağını duyurmuştu. zira yıllar önce hümeyni öldürülmesi yönünde fetva vermişti. salman ın bu açıklamasının ardından fetvasının hala geçerli olduğunu duyurmuş. merakla bekliyoruz neler olacağını.
henüz yeni kesfedilmis ve neden daha önce tanisamadik diye hayiflanilan yazardir kendisi.
inanilmaz bir yazim dili vardir cünkü. inanilmaz güzel hikayeler anlatiyordur cünkü.
1947'de Hindistan'da dogmus. ana dili Urduca yani, Ingilizce'yi sonradan ögrenmis. Cambridge'de tarih okumus.
kitaplarini Ingilizce yaziyor. bir yabanci dilde, insan kendisini nasil bu kadar özgür ifade edebilir anlamak mümkün degil. sonradan ögrendigin bir dille, nasil bu kadar uzun ve büyüleyici cümleler kurabilirsin cidden merak eder insan okurken.
daha cok Hindistan mitolojisinden izler tasiyor kitaplari. inanilmaz fantastik, inanilmaz mistik, inanilmaz güzel.
dünya capindaki basariyi "Geceyarisi Cocuklari" ile yakaliyor. 20. yy'in klasiklerinden biri sayiliyor bu kitap hala. Hindistan'daki politik konulari da elestirmesinden dolayi da Hindistan'da yasak.
arkasindan, bu kez Pakistan'da ayni akibete ugrayan "Utanc" cikiyor sahneye, Geceyarisi Cocuklari kadar etkileyici olmasa da, yine de cok hos bir kitap olarak.
ve dünyayi birbirine katan "Seytan Ayetleri" ile, neredeyse, tanimayan kalmiyor kendisini humeyni tarafindan hakkinda cikarilan ölüm fetvasi yüzünden.
"Harun ve Hikayeler Denizi" ve "Soytari Salimar" diger önemli kitaplari bunlarin yaninda.
''utanç'' romanı muntazam bir doğu toplumu eleştirisidir.pakistanı konu etsede gelişen olayların içerisinde ve yazarın göndermelerinde kendi ülkemizi görmek hiç de zor değildir.gelişmemişliğin sebebleri ise hep aynıdır. ''öfke'' romanında ise; bu defa batı, yazarın eleştirel bakış açısından nasibini alır. kapitalizmin aslında nasıl da kendi kendini öğütmekte olduğunu,insanın bu keşmekeşte; nasılda çaresiz öfkesiyle baş başa kalakaldığını kendine has üslubuyla resmeder.
sadece tek bir kitabını okusam da beni yarattığı büyü ve gerçek arasında dolanan dünyasıyla etkileyen yazar. cümlelerle dans ediyor, kelimeleri eğip büküyor. top sakallı alnı açık gözlüklü bir adam, üzerinde rengarenk bir elbise, elinde tahta kaşıkla bir kazanı karıştırıyor. baharatlar, çiçekler, hayvan ve insan uzuvları, farklı farklı duygular serpiştiriyor içine ve hindistan oluveriyor kazanın içindeki sıvı. öyle bir amcamız işte, geceyarısı çocuklarını bitirdikten sonra onu hep bir büyücü olarak hayal ettim, ancak bir büyücü kelimelere renkler kazandırabilir, hem başını döndürüp hem de okuyucuyu en son durakta memnuniyetle indirebilir. Ölene kadar sürecek olan ölüm fetvasına inat o cesur kitaplar yazmaya devam etsin. şeytan ayetlerini türkçe okuyamamaksa hala üzer beni.