şeytan ayetleri isimli bir kitap yazmış, bu nedenle Müslüman çevreden tehditler ve yoğun eleştiriler almış, bu yüzden batının kanatları altına alınıp, korunan aslında Hintli yazar.
urduca ve inglizce konuşan müslüman bir ailenin oğlu olarak bağımsızlıktan iki ay önce, 1947'de bombay'da doğdu..1988 yılında şeytan ayetleri kitabı ile whitbread ödülünü kazansa da müslümanlığa hakaret ettiği gerekçesiyle kitap hindistan ve güney afrika'da yasaklandıktan sonra ayetullah humeyni tarafından yazar hakkında ölüm fetvası verildi.. 2004-2006 yılları arasında pen'in başkanlığını üstlenen yazar, uzun yıllar öldürülmek riskine karşılık yer altında yaşadıktan sonra, new york'a yerleşmiştir..
orhan pamuk'un idolü olması muhtemel başarılı yazar. fakat idol almakla taklit etmek arasındaki ince çizgiyi göremediğinden mütevellit, bizimkisi yazarın, yandan yemiş görünümündeki şahini formatındadır.
anlayanlar anlaya; gerisi beri kaça!
yazmi$ oldugu $eytan ayetleri kitabiyla sinirli du$unulup fazlasiyla yargilanan, hakkinda humeyni tarafindan ölüm fetvasi verilen hint asilli ingiliz vatanda$i yazar. her ne kadar midnight children gibi ucuk bir kitap yazmi$ bile olsa kendisini pek sevmemekle birlikte yazarligina, yetenegine, kurgusuna hayran kaldigim ve kiskandigim biri olmayi ba$armi$tir. gectigimiz yillarin yukselen yazarlarindan biri olmasinin en buyuk sebeplerinden biri -yetenegi di$inda -ki- gercekten yeteneklidir- ba$ta ingiltere olmak uzere bir cok avrupa ulkesinin ve amerikanin deh$et bicimde destek cikarak ozellikle orta doguda gundeme oturan islami ic kari$ikliga canak tutmasidir.
'Şeytan Ayetleri' adlı kitabı ile Müslüman dünyasının tepkileriyle karşılaşan ve hakkında ölüm fetvası verilen Hindistan asıllı yazar Salman Rüşdi'ye (Rushdie), yaşamakta olduğu ingiltere'de Kraliçe Elizabeth II tarafından şövalyelik unvanı verildi. Hakkında çıkarılan ölüm fetvasından dolayı yıllarca kaçak yaşamak zorunda kalan Salman Rüşdi'ye şövaliyelik unvanı verildiği ,dün Londra'daki Buckhingam Sarayı tarafından açıklandı.
Unvan için Rüşdi, 'Bu ödülü almak beni heyecanlandırdı. Eserlerimin böyle ödüllendirilmesinden dolayı minnettarım' diye konuştu. Bazı edebiyatçılar tarafından 20. yüzyıl sonunun en büyük romancıları arasında gösterilen Salman Rüşdi'nin 13 eseri, ona çeşitli ödüller kazandırdı. Özellikle 1981'de yazılan ve Rüşdi'nin en iyi eseri olarak gösterilen 'Gece Yarısı Çocukları', yazara birçok ödül kazandırmıştı. Salman Rüşdi'nin 'Şeytan Ayetleri' adlı kitabının yayımlanması ardından, iran islam Devrimi'nin lideri Ayetullah Humeyni, 'Şeytan Ayetleri'nin islam'a hakaret ettiğini belirterek, 14 Şubat 1989'da ünlü yazarın öldürülmesi için fetva çıkarmıştı. Böylece Müslümanlar tarafından öldürülme tehlikesiyle baş başa kalan yazar, saklanarak yaşamaya başlamıştı. Ancak uluslararası baskılar üzerine, 1998'de iran Hükümeti ölüm fetvasını geri çekmişti. Hindistan'ın Bombay kentinde, 19 Haziran 1947'de doğan Hint asıllı ingiliz yazar ve romancı Salman Rüşdi'nin romanlarının çoğu Hindistan'ı konu alıyor. Mit ve fantaziyi gerçeklikle iç içe geçiren bir anlatım tarzıyla bilinen Rüşdi, yine ingiltere'nin en önemli edebiyat ödüllerinden Booker Ödülü'nün sahibi oldu. Cambridge'de tarih eğitimi gören Rüşdi, fantastik bir bilimkurgu denemesi olan ilk romanı 'Grimus' (1975) ile eleştirmenlerin dikkatini çektikten sonra, 'Geceyarısı Çocukları' (Metis, 2000) romanıyla (1981 Booker, 1982 James Tait Black, 1993 Booker of Bookers ödülleri) dünya çapında ün kazandı. Hindistan tarihi ve politikasına eleştirel yaklaşımı nedeniyle Hindistan'da yasaklanan bu romanı, bu kez Pakistan'da aynı akıbete uğrayan 'Utanç' (Metis, 2005) izledi. Nikaragua anılarını aktardığı 'The Jaguar Smile'ın (1987, Jaguar Gülüşü, Pencere, 1989) ardından yazdığı 'The Satanic Verses' (1988, Şeytan Ayetleri) ile 1988 Whitbread Ödülü'nü kazandıysa da, Müslümanlığa hakaret ettiği gerekçesiyle kitap Hindistan ve Güney Afrika'da yasaklanması ardından iran islam Devrimi Lideri Ayetullah Humeyni tarafından yazar hakkında ölüm fetvası verildi.*
1989 yılında çıkardığı şeytan ayetleri kitabından sonra ayetullah humeyni tarafından ölüm fetvası verilmiş yazardır. ingilterede kraliçe tarafından şövalye ilan edilen 300 kişiden biri olmuştur en son.
önyargılı yaklaşıldığını düşündüğüm yazar. şeytanın ayetlerini eleştirmek hakkını kendinde gören insan önce kara plak'ı okumalıdır.
ayrıca bu kadar büyütülecek, hakkında idam fetvası çıkarılacak kadar büyük bir durum yoktur ortada.
hem "geceyarısı çocukları" beni kitap okumaya yöneltmişken rushdie ne kadar kötü bir yazar olabilir ki?
1989 yılında yazdığı şeytan ayetleri romanından sonra başına 3 milyon dolar ödül konmuş yazar. kitap güney afrika, pakistan, suudi arabistan, mısır, somali, bangladeş, sudan, malezya, endonezya ve katarda yasaklanmıştır. iran ingiltere ile ilişkileri geliştirmek adına rüşdi hakkında fetvayı kaldırsada radikal gruplar pek takmamıştır bu kararı.
meşhur kitap dandiktir, öykü tadında birşeyler yazmıştır, bilinçli olarak seçilmiş başlıklar ve içeriğinde özgürlük-demokrasi falan feşmekanının arkasına saklanır, amacı islama saldırmaktır, kitabı fransızcasından okudum son derece traştır,
verilen fetvaya göre, "dünyayı salman rüşdiden kurtarma çabasında ölecek her kimse, şehit olacak ve cennete gidecektir"...
asiri sekilde nefret ettigim pislik insan; herseyden once hindistan'in merve ildeniz'i padma lakshimi ile birlikte bu bile kendisinden nefret etmeye yeter. onun haricinde, asiri megaloman bir insan, bir ropotajini okudum da hey gidi pete dunham sen bu adami sikertirdin de artik aramizda degilsin dedim kendi kendime..
sadece tek bir kitabını okusam da beni yarattığı büyü ve gerçek arasında dolanan dünyasıyla etkileyen yazar. cümlelerle dans ediyor, kelimeleri eğip büküyor. top sakallı alnı açık gözlüklü bir adam, üzerinde rengarenk bir elbise, elinde tahta kaşıkla bir kazanı karıştırıyor. baharatlar, çiçekler, hayvan ve insan uzuvları, farklı farklı duygular serpiştiriyor içine ve hindistan oluveriyor kazanın içindeki sıvı. öyle bir amcamız işte, geceyarısı çocuklarını bitirdikten sonra onu hep bir büyücü olarak hayal ettim, ancak bir büyücü kelimelere renkler kazandırabilir, hem başını döndürüp hem de okuyucuyu en son durakta memnuniyetle indirebilir. Ölene kadar sürecek olan ölüm fetvasına inat o cesur kitaplar yazmaya devam etsin. şeytan ayetlerini türkçe okuyamamaksa hala üzer beni.
''utanç'' romanı muntazam bir doğu toplumu eleştirisidir.pakistanı konu etsede gelişen olayların içerisinde ve yazarın göndermelerinde kendi ülkemizi görmek hiç de zor değildir.gelişmemişliğin sebebleri ise hep aynıdır. ''öfke'' romanında ise; bu defa batı, yazarın eleştirel bakış açısından nasibini alır. kapitalizmin aslında nasıl da kendi kendini öğütmekte olduğunu,insanın bu keşmekeşte; nasılda çaresiz öfkesiyle baş başa kalakaldığını kendine has üslubuyla resmeder.
henüz yeni kesfedilmis ve neden daha önce tanisamadik diye hayiflanilan yazardir kendisi.
inanilmaz bir yazim dili vardir cünkü. inanilmaz güzel hikayeler anlatiyordur cünkü.
1947'de Hindistan'da dogmus. ana dili Urduca yani, Ingilizce'yi sonradan ögrenmis. Cambridge'de tarih okumus.
kitaplarini Ingilizce yaziyor. bir yabanci dilde, insan kendisini nasil bu kadar özgür ifade edebilir anlamak mümkün degil. sonradan ögrendigin bir dille, nasil bu kadar uzun ve büyüleyici cümleler kurabilirsin cidden merak eder insan okurken.
daha cok Hindistan mitolojisinden izler tasiyor kitaplari. inanilmaz fantastik, inanilmaz mistik, inanilmaz güzel.
dünya capindaki basariyi "Geceyarisi Cocuklari" ile yakaliyor. 20. yy'in klasiklerinden biri sayiliyor bu kitap hala. Hindistan'daki politik konulari da elestirmesinden dolayi da Hindistan'da yasak.
arkasindan, bu kez Pakistan'da ayni akibete ugrayan "Utanc" cikiyor sahneye, Geceyarisi Cocuklari kadar etkileyici olmasa da, yine de cok hos bir kitap olarak.
ve dünyayi birbirine katan "Seytan Ayetleri" ile, neredeyse, tanimayan kalmiyor kendisini humeyni tarafindan hakkinda cikarilan ölüm fetvasi yüzünden.
"Harun ve Hikayeler Denizi" ve "Soytari Salimar" diger önemli kitaplari bunlarin yaninda.
şeytan ayetleri kitabı yasadışı yollarla yayınlanan kitabın yazarı. kara güneş basım isimli yeni kurulan yayınevinin katkılarıyla basılmıştır. yasa dışı bir yayınevi olduğu söyleniyor. ne adresi ne de kurucularının kimlikleri bilinmemekte. kitaba ulaşmak isteyenlerde mail atarak ulaşabiliyorlarmış. mail attım merakla bekliyorum. kağıt olarak basılacak mı bilmem ama söylentiye göre wikileaks usülü dağılacakmış kitap. yani internet dökümanı halinde.
salman rusdie geçen yıl artık saklanmayacağını duyurmuştu. zira yıllar önce hümeyni öldürülmesi yönünde fetva vermişti. salman ın bu açıklamasının ardından fetvasının hala geçerli olduğunu duyurmuş. merakla bekliyoruz neler olacağını.
enteresan * bir şekilde güzel kadınlarla birlikte olmaktadır. padma lakshmi ile evlenip, riya sen ve daha ilginç olanı olivia wilde ile adı çıkmıştır. olivia wilde diyorum ya yuh.
oryantalist denince aklıma hep bu herif gelir. hani şu batının doğuya bakış açısı. bu adamın yazdıklarını okuduğunuzda hep bir doğu eleştirisi vardır. kimi romanında hindistanı kimisinde pakistanı vesaire kendi uslubunca eleştirir.
ingiliz kraliyeti tarafından sovalyeliğini de unutmamak lazım çünkü yazdıklarının arkasında kimin olduğunu ve durduğunu bilmek lazım. yıllarca doğunun kanıyla beslenmiş ingiliz imperyalliği. edward said veya cemil meriç deyimiyle oryantalizm batının sömürgeciliğinin bir kolu. işte bu da adamı. çünkü dönme kendisi her şeyden dönme. dönme olduğu için batılı tarafından korunup kollanmakta. mesala shame romanındaki ömer hayyam şakil karakterine anneleri tarafından söylenen şu manaya gelen cümlesini gördüğümde nedense yazarın kendisi aklıma geldi.
orhan pamuk'un salman rushdie'leşme sürecine gelecek olursa bunu yamulmuyorsam ilk atilla ilhan dile getirmişti. rushdie'ninde pamuk ve türkiye hakkındaki söylediklerine de ortada gerçi. rushdileşmesi gayet doğal.