bir devrin adamıdır.
onun da devri geçecektir elbet. o zaman kendisini kimler hatırlayacaktır, göreceğiz ömrümüz yeterse.
ben neler gördüm, ki daha sadece 36 yıllık bir ömürde.
ne darbeciler, ne papatyalar, ne ak güvercinler, ne demirel destekçileri...
tarih en acımasız yargıç. anladığım bu benim.
kendisiyle ilgili düşüncelerimi çocukluğuma dönerek anlatacağım.* sabah gazetesinin sabah gazetesi, atv nin atv olduğu yıllardı. bir çok ev gibi bize de her gün sabah gazetesi günlük alınırdı.* gazeteyi babamdan sonra elime ilk alınca önce bizimcity'i sonra sizinkiler'i okurdum. atv akşam haberlerinin başlamasını ve bitmesini yine bizimcity için beklerdim. akranım bir çok insan benimle aynı düşünceler içindedir. güç-iktidar nasıl bir şeydir ki etrafında böyle koyunlar toplanıyor.
artık atv'yi nerdeyse hiç izlemiyorum, bir yerde sabah görürsem okumaya yeltenmiyorum bile.*
bu adam ne anti-laikçidir ne de muhafazakardır. komik olan muhafazakar kesmin onu öyle sanıp, gaza gelip "helal olsun" demesidir. yaptığı tek şey hükümet'e hizmet etmek yani güce, paraya oynamaktır. kemalist ve milliyetçilerin de kendilerine düşman bellemesine gerek yok onu. tamamen bilinçsizce içi boş olan, gündemin nabzına göre şerbet veren bir adam salih memecan. beynine oksijen gitmediğini sağır sultan biliyor. hâlâ işlerini ciddiye alan varsa bıraksın.
karikatürist olmak tarafsızlık, objektiflik gerektirir. birilerine sopa olmak için ise odun olmak gerekir. işte salih memecan bir karikatürist değil, odundur, sopadır.
beş para etmez bir karikatüristtir. karikatürist de demeyecektim de aslında başka tanım bulamadım. siyasi görüşü beni ilgilendirmez aga. ister ak partili olsun ister bok partili. ama karikatür denemelerinde en ufak bir espiri kırıntısı zeka parıltısı bile yok.