doğada kendiliğinden yetişen bitkisinin ekilip dikilememesi tamamen yabani yetişmesinden ötürü zaten eskiden de çok pahalı olan kilosunun artık uçuk rakamlardan satılıyor olmasından (ve tabii aynı zamanda dondurmaya kıvam veren madde olmasından doğan talepten )mütevellit öyle sağda solda bulmanızın pek mümkün olmadığı bulduklarınızın da illaki nişasta tozunun tarçınla kamufle edilmiş şeyler olacağı artık unutmamız gereken nostalji.gerçek sahlep bitkisinin kökleri çok serttir ve kendisi için özel yapılmış değirmenle öğütülerek toz haline getirilebilir(di).
bileşiminde yetiştiği bölgeye göre %11-44 glikomannan, %8-19 nişasta, %1.4 şeker, %1.5 azot, %2 gül, %8 rutubet bulunan kışın vazgeçilmez içeceği olarak tabir edilen gıdadır.
özel bir içecek olagelmiştir salep benim için. yapılışında kullanılan orkidenin dünyanın en güzel çiçeklerinden biri oluşu mu, hazırlanmasındaki incelikler ve gereken emek mi bilemem, ama salepin hep özel bir yeri vardı bende.
kahve vardır mesela, değerli ve güzel bir içecektir. hazır kahveyi saymazsak, filtresi ayrı güzel, buharlısı ayrı güzel, cezvelisi ayrı güzeldir. ama kahve genel geçer bir içecektir aynı zamanda. tek başına iken içilir, biten işin üzerine yorgunluk kahvesi olarak, arkadaşla sohbet ederken, yağmura ya da kara karşı düşünürken, tamamlanacak işler için uykuyla savaşırken... formatı da farklıdır, sek içilir, şekerli içilir, sütle, kremayla, çikolatayla, lokumla.
severim salebi, sıcaktır, samimidir, asildir. hakkını veremeyecek, elinde eğreti duracak adamı yakıverir ilk yudumda, içmesini beceremeyenin burnuna dolduruverir tarçını. on yıl falan önce idi, migros'un rafında sek'in hazır salebini gördüğümde zıp zıp zıpladığım. çok sevinmiştim, çünkü salep yapması zahmetlidir ve dışarıda her mekanın salebi iyi değildir. gerçi hazır olanın da tadı süper olmaz, ama yine de daha sık içebilmek güzeldi.
salep farklıdır, sadece kışın içilir mesela. sıcak servis edilir, tarçınsız içilmez. buz gibi havada sıcacık içiliverir, boğazdan aşağı akarken sadece içini değil, ruhunu da ısıtıverir insanın. karşılıklı salep içtiğim insanlarla bir şekilde aram daha da iyileşir, bağlarım daha da sağlamlaşır hep. karşılıklı birer salep içip muhabbeti kestiğim dostum, bir daha görüşmediğim komşum olmamıştır hiç. amerika'ya da gitse, izmir'e de, ankara'ya da gitse, istanbul'a da, aram hep süper kalmıştır bu insanlarla. ve hep istediğim şeylerden biridir, bir gün evlenirsem, eşimle karşılıklı salepleri yudumlarken karşılıklı kitap karıştırmak ya da müzikle ilgili muhabbet etmek.
hani derler ya "kırk yıl hatırı vardır" diye; saleptir o, kahve değil. için, bakın bakalım, nasıl da kaynaştırıveriyor karşınızdaki ile.
hastası olduğum içecek. ben bunu yazın da içerim fakat yazın sek salepler olmuyor. en sevdiğim içecektir. sadece bir dönemde içebilmek kötüdür. mesela benim en sevdiğim tatlı da güllaçtır fakat ramazan ayı dışında güllaç daha ben görmedim. böyle de bahtsız bir insanım işte. her neyse; çok fazla tarçın eklendiğinde boğaza kaçma tehlikesi yaratabilir. hani sıcak olduğu için hüüppmms yapıyoruz ya, işte o esnada. (bkz: kendimden biliyorum)
salep değil sahlep olduğunu an itibari ile öğrenip cahilliğimden utandıran, tarçınlanmışı enfes, ya çok seveni ya da hiç sevmeyeni olan sıcak içecektir.
bir defa annemden tarçınlı yapmasını istemiştim. elinin ayarını tutturamamış, içini tarçın doldurmuş. sıcak olduğu için de hüpleterek içiyoruz tabi. o sırada tam hüp yapmışken bütün tarçınlar boğazıma yapışmaz mı? o gün bu gündür sade içiyorum.
Yazın içeceği nasıl limonataysa, kışın içeceği de tartışmasız saleptir.
Bardağa koyarsın, biraz üflersin ağzın yanmasın diye. o sırada üzerinde hafif bir kaymak oluşur işte ona biterim abi. tarçın bana dokunduğundan, o gül ile bülbül gibi birbirinden ayrılmayan ikiliyi ayırmak zorunda kalıyorum ancak ayırmayanları da kıskanmıyor değilim. *
Üzerine dökülen tarçının nefes borusuna kaçmasıyla, insanı öksürmekten bir hal edebilecek sıcak içecektir. Marketlere, sıcak süte ya da suya dökülen toz olarak, düşmesiyle değerini kaybetmiştir.
Kahve Dünyası sahlepi türk kahvesi ile karıştırmış sahlepli türk kahvesi olarak satıyor. Her ne kadar sade sahlep ya da sade kahve gibi leziz olmasa da denenebilecek farklı bir lezzettir. Bir nevi icattır.