malatya'da babamın da görevli olduğu sıralarda (95-96) tanıştığım, oğlu ile yakın arkadaşlığımdan dolayı kendisi ile bir çok defa muhabbet ettiğim general. o zamanlar tugeneraldi. müthiş kibar, vatanını çok seven bir insandı. ne darbe ne şeriat isteyen gönlüm kendisinin bu şeylerde bir parçası olamayacağına ısrarla ve sonsuza kadar inanacaktır. umarım bugünleri atlatıp kuvvet komutanlığı da yaparak çok sevdiği türk ordusuna ve vatanına arzuladığı şekilde görevini layıkıyla yapmış olarak veda eder.
yüzbaşıların bile gitmeye üşendikleri yerlere üşenmeden gidip denetleme yapan rütbelilere kan kustaran, lakin erlere karşı oldukça kibar sayılabilecek bir üslubu olan, helikopterle yardım gitmesi gereken yerlere helikopter gönderilmeyen ülkemde; her daim helikopterle ve oldukça kalabalık bir grupla gezen, canı sıkıldıkça tanklara paslanmasınlar diye şehir turu attıran eski komutanlarımdandır kendisi.
bazı sik kafalı dümbeleklerin "terörist" olduğunu iddia ettikleri şanlı şerefli kazım karabekir paşamız emaneti 3. ordu komutanımız.
ulan dümbelek kafalılar, velev ki bu adam dediğiniz gibi terörist, madem ki terörist emrinde koskoca bir savaş makinası var mı? evet var...
istese tanklarını, toplarını yürütüp ankara'yı kafanıza yıkar mı? anında yıkar...
ama saldıray paşa ne yapıyor? tüm bunlara gülüp geçiyor. görevini ifa etmeye devam ediyor.
zira kendisi de çok iyi biliyor ki bu tertibin altından alnının akıyla çıkacaktır...
yaşanan bu komediyi en iyi mehmet tezkan özetlemiş, okumadan geçmeyin; http://www.milliyet.com.t...206276/default.htm?ver=77
oğlunun firmasının depolarında ne kadar kalmış mobilya varsa hepsini milletin parasıyla orduya kakalayan şanlı komutanımız. teröristlerle çarpışan askerimize yardıma gidemeyen uçaklarımız, saldıray efendinin davasının görüldüğü adliye binasının üstünden tam zamanında geçmesini bilmiştir..
