üniversite okumak için şehir dışına çıktığımda babamın sitemvari bir şekilde bana sarfettiği söz.
-oğlum finalleri oldunuz mu ?
+olduk baba
-nasıl geçti ?
+iyiydi baba zordu biraz ama yaptım geçerim herhalde *
-ne zaman açıklancak ?
+ne açıklancak *
-sınavlar oğlum sınavlar...
+heee haftaya açıklanır herhalde bakalım *
-yalan atmış olmayasın geçen gün baktım ben internetten *
+yooo baba sen eski derslere bakmışındır
-orda saldım çayıra mevlam kayıra it gibi geziyosun eşşoğlueşşek haberleri alıyorum ben dayından.
insanları din , dil, ırk vb. farklılıklardan dolayı ayıran bir birey olmamama rağmen , genellikle doğu kökenli olup büyükşehire göç etmiş, yurdum insanının çocuk yetiştirme stratejisidir.
evililik müessesesini tamamen fabrikasyon çocuk imalatı gibi algılayan bu insanlar, henüz daha yürümeyi yeni öğrenmiş çocuklarını sabahın köründe sokağa atıp , akşamın bir vakti eve girmelerine göz yumarak garip bir ebeveynlik örneği sergilerler. karşı binamızda oturan ve her gün nüfusları artan bu insanlar yüzünden mahalleye girdiğimde, disneyland'daki çocuk sayısından fazla çocuk ile karşılaşmakta ve '' aaaa bu çocuk dün yoktu demekki bu da ev hayatını noktalayıp yürüme yetisini kazanmış '' diyerek olayı algılamaya çalışmaktayım.
saldım çayıra mevlam kayıra tarzı çocuk yetiştiren bu ebeveynler , bazen bu çocukların eline sepetle saldıkları bir domates ve yarım ekmek vererek bu stratejiyi delerler. madem böyle bir strateji belirledin , bırak çocuklar avlansın, apartmanın arka tarafındaki boş arsada sebze yetiştirsinler, kendi ayakları üstünde dursunlar dimi ama. sepetin içinde yolladığın yarım ekmekle, helikopterle , ırak'taki savaş mağdurlarına kokuşmuş yardım malzemesi atan ve ardından da onların hayatını karartan savaşın, merkezi olan zihniyetten ne farkın kalıyor.
sonuçta diyeceğim şudur ki ; çocuk yapmak 5 dakikalık bir aktivite gerektiren basit bir olay , ya yetiştirmek ? işte o bu kadar kolay değil. saldım çayıra mevlam kayıra stratejisi ile büyütülen her çocuk bu toplum için ilerde asalak bir birey oluyor. sonra bağırıyoruz nerde bu devlet benim çoçuğum işsiz diye. e peki sevgili hanım abla , saygıdeğer bey abi , sen bu çocuğu nasıl eğittin , ne verdin , nasıl bir ürün sundun da buna talep bekliyorsun.
sağlık, beslenme ve eğitim gereksinimlerini karşılayabileceğinden kat be kat fazla sayıda çocuk yapan ve dolayısı ile ülkedeki eğitimsiz, işsiz insanlar ordusuna yeni bireyler kazandırmaya namzetebeveynlerin; bahse konu davranışını betimlemek için kullanılan bir deyimdir.