efendim turk filmlerinde sik sik gorulen davranistir. kör genc kizin gozlerinin acilmasi icin culsuz genc para bulmaya calisir fakat bulamaz. bir takim karanlik isler cevirir yahut feridun colgecen tipli zengin ama gaddar adami gasp eder. velhasil kelam olur boyle vakalar turk polisi yakalar sozu gecerli olur salak kisi yakalanir. ve sultanahmet cezaevinde 5 sene yatar. tabi ki kizin ameliyatla gozleri acilir. efendim uzatmiyalim genc mapustan çikar ve kizi gormeyi gider. kiz onu tanimaz ve gururlu genc artistik patinaj yapip kimligini soylemez . artik kart efendi (5 sene bu boru değil) kol saati almis vaziyette köprü alti beşinci dubada ikamet eder.*
ölümcül bir hastalığa tutulan filmimizin esas kızıdır. ölümüyle sevdiceğini üzmek istemeyen esas kız, "ahaha ben seni aslında hiç sevmedim, bir oyuncak gibi oynadım seninle" diyerek esas oğlanı kendinden uzaklastırmaya calısır, sanki böyle daha az üzecekmiş gibi..
bu gibi sahnelerde seyirci "ulan salaklıkla fedakarlıgı karıstıran insan, ölsen adam bu kadar üzülmezdi, sen asagıların asagısı, bayagıların bayagısıymıssın meger diyerek yuregimizi parcalamazdı" der ama nafile.. esas kız seyirciyi duymaz..
sonrasında ölümcül hastalıgın ölümcül olmadıgı, esas kızın iyileştiği, esas oğlanınsa onu affetmesinin ancak filmin sonuna tekabul ettiğini söylemeye gerek bile yoktur herhalde..
