Düne kadar 'şerefsiz' olduğu kanısına sahip değildim aslında. arasıra atasözünde ismini zikretmek dışında iplediğim bir hayvan da değildi. Bir kaç kez sabahın körü taş atıp kafasını yarmışlığım vardır, bet sesinden irkilip uyandığımdan ötürü. Ankara'da çok rastlanır bunlara.
Dün bahçede bir güvercin gördüm; Boynu bükük, tüyleri kabarıktı. Gölgeye çekilmiş öylece duruyordu. Anladım ki çok hastaydı *. Ne yapabilirim diye düşündüm. Suluğun içine bir aspirin kırıp yardımcı olmak istedim. Elimden bu kadar geliyor lan, ne bileyim baytar mıyım ben? Neyse, suluğu güvercinin önüne ittiriverdim. ittirdim çünkü kuş gribi falan olur da hayvanat, mazallah döte geliriz deyu. Kuşun bırak kaçacak, kafasını eğip su içecek hali yoktu.
O saatten sabaha kadar gözüme uyku girmedi **. Kedi medi öpelemesin yavrucağı deyu gözüm hep penceredeydi. Sabah vıyak vıyak bir sesle irkildim. Bir de ne göreyim! yukarıda tanımını yaptığım şerefsiz hayvandan üç adeti söz konusu güvercine saldırmış. Tüyler havada uçuşuyor, aynı çizik filmler misali. "de gedin amua goduklarım" diye taşa sarılıp fırlattım. Tabi yine şerefsizce vıyaklayarak kaçtılar. Hayvan delik deşik olmuş bir vaziyette nalları silkeledi. Ne istediniz olm hasta kuştan? Delikanlı da değil bunlar ayrıca.. Sevmem, pis..
Ötücü kuşlar takımının Kargagiller ailesinin Sakasağanlar türüne ait bir kuştur. Kafası,boynu ve göğüs kısmı menekşe rengi ve parlak yeşil tüylerle kaplı parlak siyah renkte, karın ve omuz kısmı beyaz renkte, kanatları mor veya yeşil parlaklıklarla bezenmiş koyu siyah ve kanat primerleri beyaz renktedir. Kuyruğu yeşil veya daha farklı yanardönerli renklerle kaplı koyu siyahtır. gaga ve bacaklar tamamen siyahtır. Erkekler dişilere göre daha büyüktür,genç bireylerin renkleri yetişkinlerle benzerdir ancak parlak renkler daha az gözükmektedir.
birbiriyle alakasız olayları belirtmek için kullanılan türklere has özel bir deyimimsi cümlede adı geçen kuş türüdür.
ayrıca ;
(bkz: saksagan)
(bkz: dam ustunde saksagan vur beline kazmayı)
her sabah daha güneş ufuktan doğmadan penceremin dibinde taramalı gibi saydırıp beni rüyamın en heyecanlı yerinde sıçratan kuş müsveddesi.
Ulan saksağan, her sabah daha güneş ufuktan doğmadan taramalı gibi saydırıyon ya. Elime geçme sen yoksa denenmemiş işkence yöntemlerini üzerinde deneyecem...
bir sihirbaz gibi peleriniyle karşılar saksağan bizi metalik yeşil siyah ve beyazı bütünleştiren tüyleri sek sek zıplayan neşeli bir kuştur. en az papağanlar kadar sesi taklit edebilen o berbat sesine rağmen kendinden hiç gocunmayan kargagillerden bir cinstir aynı zamanda sesinin nedenini tahmin etmemek zor değil. parlak şeylere ilgili bu kuşlar bulduklarını yuvalarını götürüyorlar bu yüzden de pek çok insanın saksağanları takip ettiği söylenir altın mücevher bulabilmek uğruna. saksağan gibi umursamazca zıplamak sekmek istiyor insan insanlardan kaçmak kimi zamanda özgürce dolaşmak. doğa işte iyisiyle kötüsüyle bize her şeyin örneğini çarparcasına gösteriyor kozmik rüyanın bir parçası saksağanlar bile insanın ne denli bağımlı olduğunu hatırlatıyor. o kuş özgürlüğe uçarken neşesinden her daim bir şey eksiltmezken biz karamsarlığa bırakmışız kendimizi.
Şehir yaşamına adapte olan en güzel kuş türlerinden biridir. Yahu renkleri bir harika ya. Uçarken kuyrukları, yelpaze gibi açılıyor ya.. Daha da bir güzel oluyor. Bir gün bahçemize gelen saksağanlara ağ atıp yakalayacağım, kafese koyup besleyeceğim. Bu arada gözlemlerime göre grupça yaşamaktadırlar. En az ikişerli kişi takılırlar. Evet.
Sesi bana hoş gelen, karga familyasından bir kuş.
Bu sabah bir tanesinin yarım simit taşıdığına şahit oldum. Sonra simidi bizim bahçeye düşürdü. iki tane daha saksağan geldi. Hepsi denedi yeniden taşımayı ama beceremediler. Çıktım dışarı uçuştular sağa sola iki tanesi tepemde bekliyordu. Tırsa tırsa da olsa simidi üçe böldüm. içeri girdim hemen camın önüne geçtim. Beni izleyen iki saksağan aldılar simitlerini gittiler. Diğeri ne yaptı bilmiyorum ama yardım etmek güzel hissettiriyor.