istanbulun şirin semtlerinden Üsküdar da dik bir yokuşun başında yer alan, büyükçe bir mezarlığın (Bülbülderesi Mezarlığı) içindeki mezar taşlarından birinin üzerinde yazılı bu sözler. Üzerleri fotoğraflı, kıbleye göre yerleştirilmemiş, ziyaretçilerinden dua veya fatiha istemeyen bu mezarlarda, bir zamanların en gizemli topluluklarından birinin mensupları yatıyor. Selanikliler sokağının başındaki Fevziye Hatun Camisinin hemen yanından girilen bu mezarlık, Bülbülderesi adını taşıyor. Kim bilir; belki upuzun servilerinin serin gölgeliğinden, belki de Tevrat;daki Mesih, bülbüllerin en çok öttüğü yere gelecek& ibaresinden seçtiler burayı kendilerine kabristan olarak. Kim bilir belki de pek çok kişinin söylediği gibi artık kimse hatırlamıyor bile, Selanikteki o günlerini ve gizli dinlerini;. Ya da belki de hâla bazıları her sabah gün doğarken deniz kıyılarına çıkıyor ve bekliyorlar, kendilerini kurtaracak Mesihleri;ni. işte onlar Türkiyenin kaderini etkileyen Sabetayistler