o ölüm döşeğindeyken, üstelik de daha dün sarıldıysan son kez, duasını aldıysan, kokusunu duyduysan eğer, anlaşılır bu koskoca dünyanın anlamı...
pişmanlıklarla dolu saatler geçer o ilaç kokan koridorlarda. keşke daha çok sevdiğimi söyleseydim, daha çok sarılsaydım keşke, hem de daha sıkı, sımsıkı...
Doktorlar ümit vermiyor, ve her geçen gün biraz daha soğuyor cennet kokan ellerin...
O derin sessizlik ve o ürpertici gecelerin sabahlarında hep aynı sorular kafanın içerisinde dönüp duruyor. kokusunu unutur mu insan sevdiğinin? fotoğraflarıyla uyusam yüzünü unutur muyum? peki ya sesini? Bana kızım deyişini nasıl hatırlayacağım söyler misin?
Bugün bana kızım demeyişinin 8. günü...
8 koskoca gün kokundan uzak...
ilaçlar çalmış o gül kokunu...
Son kez gözlerini aç ne olur, son kez kızım de. hiç unutmayacağım ben seni, sesini, bembeyaz saçlarını, saçlarımı okşadığın pamuk ellerini, kokunu en çok, geceleri korkunca aklıma getirdiğim dualarını... ben seni unutmayacağım aslında. Bir kerecik dilekler kabul olsa yanında olmak isterdim, gittiğin cennetine götür beni dedim sana son isteğimde, şimdi bekliyorum belki yanında beni de götürürsün diye...
Küçükken bana söylediğin gibi Sakın bensiz gitme bir yerlere...