şiddetli çarpışmalar sonrası mangal dağı 30 ağustos 1921 tarihinde düştü,
mangal dağı düşünce batı yönünden taarruz eden yunan kuvvetleri de türbe tepe'yi düşürdü, güney ve batı yönünden taarruz eden yunan kuvvetleri birleşerek daha sonraki gün de çal dağı'nı aldılar.
bir kişi hariç herkes "savaşı kaybettik" diye düşünürken, o bir kişi çıktı ve;
"hatt-ı müdafaa yoktur; sath-ı müdafaa vardır. o satıh bütün vatandır.
vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz.
onun için küçük, büyük her birlik, bulunduğu mevziden atılabilir.
fakat küçük, büyük her birlik ilk durabildiği noktada, tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder.
yanındaki kuvvetlerin çekilmeye mecbur olduğunu gören birlikler, ona tabi olamaz.
bulunduğu mevzide nihayete kadar sebat ve mukavemete mecburdur."
diyerek bir milletin, bir vatanın tarihini değiştirecek teşhisi koydu.
ulu önder'in bu emri derhal bütün birliklere "cephe emri" olarak tebliğ edildi.
mangal dağı'ndan, türbe tepe'den, çal dağı'ndan sökülüp atılan birliklerimiz bir miktar geri çekiliyor, mevzi alıyor tekrar muharebe ediyordu.
yenildiklerinde biraz daha geriye çekiliyorlar, yeniden mevzileniyor ve yeniden savaşa tutuşuyorlardı...
yunanlar cepheyi yarıp ankara yolu'nu açtıklarını zannederken, aslında türk ordusu'nun kararlılığı ve azmine karşı mağlup oluyordu.
türbe tepe tam 8 el değiştirdi. nihayet mangal dağı da 12 eylül 1921 tarihinde geri alındı. mangal dağı'nın geri alınması ile yunan kuvvetleri artık yapacak bir şeyleri olmadığını, savaşı kaybettiklerini anladılar, 13 eylül günü de sakarya nehri doğusunda kalan bütün yunan askeri unsurları nehrin batısına süpürüldü ve net bir zafer kazanıldı.
burada 1000'den fazla şehit verdik.
ruhları şad olsun...
bu vesile ile bugün sakarya zaferimizin 98. yıldönümüdür. istedim ki sakarya zaferimizin kazanıdığı ana muharebe merkezi olan cephenin en kilit mevzisi olan mangal dağı üzerinden bu şanlı zaferimizi kutlayalım.