sakarya meydan muharebesi

entry73 galeri7
    47.
  1. bu savaşla ilgili bir belgeselde savaş esnasında çekilmiş bir kaç saniyelik vidyo vardı. Yunan topçuları bizimkileri bombalarken heme yanı başlarına bir top düşüyor ve kimse yaralanmamasına ya da ölmemesine rağmen iki topun başındaki 7-8 adam tabanları yağlayıp tüyüyor. Ulan savaşı kazan ya da kaybet ama az onurlu ol cesur ol lan. Asker denir mi bunlara şimdi? Insan en azından karşısındaki şerefli türk askerini görür de onu taklit etmeye çalışır.
    3 ...
  2. 46.
  3. ismail Habip Sevük Sakarya Meydan Muharebesi'nin önemini, "13 Eylül 1683 günü Viyana'da başlayan çekilme, 238 sene sonra Sakarya'da durdurulmuştur." sözüyle tasvir etmiştir.
    2 ...
  4. 45.
  5. Sonucunda Mustafa Kemal Paşa'ya Tbmm tarafından ''başkomutan'' ünvanı verilen savaş. Kaybedilen kütahya-eskişehir muharebelerinden sonra Türk ordusu için ya tamam ya devam niteliğinde bir muharebe olup başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün meşhur ''hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır'' sözüne de sahne olmuştur.
    7 ...
  6. 44.
  7. bikaç seneye kalmaz "yoktur" denmeye başlar, sıra henüz gelmedi.
    5 ...
  8. 43.
  9. Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır stratejisiyle verilmiş olan mücadeledir.
    7 ...
  10. 42.
  11. aynı zamanda diğer adı subay savaşı 'dır.

    19 eylül 1921 tarihinde BMM tarafından Başkomutan Mustafa Kemal Paşa 'ya mareşal rütbesi ile gazi ünvanı verilmiştir.
    4 ...
  12. 41.
  13. 95 yıl önce bugün başlayan , 13 Eylül 1921'de sona eren , Türkler'in asırlar sonra SALDIRIYA geçtiği ilk savaş.
    2 ...
  14. 40.
  15. Çocukken ankarada sakaryadaki balıkçıların orda olduğunu sanıp hayal kurardım. Atatürk geldi düşmanı yendi diye.
    5 ...
  16. 39.
  17. düz mauser tüfekten ziyade ağır makineli tüfekler arasında geçen bir savaşmış.
    Görselden bunu öğrendik.
    sanırım karşı siperdeki askerler de birbirlerine mermi yerine top güllesi atıyorlardı.

    Sayılarda bir karışıklık olmasın?
    0 ...
  18. 38.
  19. Sakarya Meydan Muharebesi'ne gönüllü olarak katılmak için müracaat eden Kayseri Lisesi öğrencileri.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1070492/+
    16 ...
  20. 37.
  21. savaş stratejisi anlamında bir bölgenin değil,tüm yurdun savunulmasını öngören savaştır. "hattı müdafaa yoktur,sath-ı müdafaa vardır"sözüne ilham kaynağıdır kendileri.
    0 ...
  22. 36.
  23. ne günah işledik de bu yobazlarla aynı ortamlarda yaşıyoruz be ?
    0 ...
  24. 35.
  25. Sakarya zaferinden utananlar, yunan izmire çıktığında alkışlayan sokağa dökülen kişilerdi. Pek saşırmamak lazım.
    5 ...
  26. 34.
  27. Bu savaşın adından dolayı yaygın bir kanıyla Sakarya'da geçtiği sanılmaktadır.
    Oysaki Sakarya Meydan Savaşı Sakarya Irmağı'nın doğusundaki, Ankara'ya bağlı Polatlı ve Haymana arasındaki alanda yaşanmıştır.
    Yani Yunan ordusu savaş sırasında Ankara'ya kadar gelmemiştir. Savaş zaten orada başlamıştır.
    Bu alan, 8 Şubat 2015 tarihli resmi gazetede de ilan edildiği üzere Sakarya Meydan Muharebesi Milli Parkı olarak belirlenmiştir.
    Sakarya Meydan Savaşı biraz da Lojistik ve ikmal savaşı olarak adlandırılır. Yunan Ordusu demiryolu şebekesi boyunca ilerlemiş ve sonra da aynı hatlar üzerinden geri çekilmiştir.Türk ordusu o hatları diri ve çalışır durumda tutabilmek için insanüstü gayret sarf etmiştir.

    Sakarya Meydan Savaşı, Kurtuluş Savaşı'nın en dramatik iki ayında yaşanır aslında. Birinci ve ikinci inönü Muharebeleri'nin başarısına rağmen, Kütahya ve eskişehir Muharebeleri kaybedilmiştir. Bunun üzerine bir de 30 bin civarı askerin firarı, ordu üzerinde büyük bir moral çöküntüsü yaratmıştı. Bu şartlar altında Mustafa Kemal, ismet Paşa'nın Eskişehir'in güneybatısındaki Karacahisar'daki karargahını ziyaret eder ve ona doğuya çekilme direktifini verir. Bu cesur kararını da Nutuk'ta şöyle açıklayacaktır:
    "Düşman hiç durmadan takip ederse, hareket üssünden uzaklaşacak ve yeniden menzil hatları kurmaya mecbur olacak; herhalde beklendiği birçok güçlüklerle karşılaşacak; buna karşılık bizim ordumuz toplu bulunacak ve daha elverişli şartlara sahip olacaktır. Bu şekildeki çekilişimizin en büyük sakıncası, Eskişehir gibi önemli yerlerimizi ve birçok topraklarımızı düşmana bırakmaktan dolayı kamuoyunda doabilecek menevi sarsıntıdır."

    Bu karar hem askeri hem de siyasi riskler içeriyordu. Başarısız olunduğu takdirde, Yunan ordusu yok yere Anadolu'nun içine kadar girmiş olacak, Kurtuluş Savaşı da muhtemeler kaybedilecekti. Bu risk alındı. Ölüm kalım savaşına hazırlanmakla geçen iki ay boyunca Mustafa Kemal başkomutanlık yetkisiyle donatıldı ve her bir evin elinde avucunda ne varsa orduya vermesini emreden Tekalif-i Milliye Kanunu çıkarıldı.

    Sonrası tarihin gördüğü en büyük direnişlerden biri... Yunan ordusu ile neredeyse 100 kilometrelik bir cephede sürdürülen, günler süren bir savunma savaşı. "Bitti" denilen bir yerde yeniden başlayıp taaruza geçen bir ordu... Durtepe'de bitirilen bir mücadele...

    Kurtuluş Savaşı yıllarında, toplumsal bilinçaltına en çok işlemiş konu belki de şudur: Vurulup düşenlerin, düştükleri yerde kalmaları.Diyarbakır'dan, Bursa'dan, Giresun'dan, Kayseri'den, Adana'dan geldiler. Savaşıp öldüler... Kimin, nerede yattığı bilinmiyor. Bu yüzden, şairlerin dizeleri bu bilinçaltından ses veriyor. Mehmet Akif Ersoy'un istiklal Marşı'ndaki "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme,tanı; düşün altında binlerce kefensiz yatanı" bunun ifadesi. Yine aynı yerdeki "Şüheda (şehitler) fışkıracak toprağı sıksan şüheda" da.

    Savaş koşullarında, çok kısa sürede çok hızlı davranmak gerektiği için, ivedilikle, koyun koyuna gömülmüş binlerce şehit... Hele 22 gün 22 gece süren ve mevzilerin sürekli el değiştirdiği Sakarya Savaşı'nda daha da süratli davranmak zorunda kalınmış. Bu yüzden hemen her yer toplu mezar. Bazı noktalarda elbette ki birbirine karışmış bulunması çok büyük olasılık olan Yunan askerlerinin de mezarlarını, kemiklerini bulmak büyük olasılık.

    Orman ve Su işleri Bakanlığı'nın Bitlis Eren Üniversitesi'yle birlikte geçen yıldan beri yürüttüğü jeoradarla arama çalışmalarında içinde 1.500 - 2.000 şehide ulaşılacağı tahmin edilen 34 şehitlik saptanmış durumda. Sakarya Savaşı'nda Türk Ordusu'nun dış dünyayla bağlantısını sağlamak, hem yaşananları kaydetmek hem de Yunan askerlerinin köylülere yaptığı zulmü kayıt altına almak için Halide Edip Adıvar'da görev yapmıştı. Tırnaksız isimli köyde bulunan ve "Türk'ün ateşle imtihanı" adlı eserini burada kaleme alan Halide Edip Adıvar bu kitabında yaşanan korkunç boğazlamanın yanısıra ilginç detaylara da yer verir. Bir Yunan doktoru tarafından Üç yaralı Türk askerinin yaralı sarılmış, yanlarına aynı doktor tarafından ekmek ve su bırakılmıştır. Bir diğer ilginç savaş anısı ise belki de birbirini boğazlamak için aynı mevziye düşmüş bir Yunan ve Bir Türk askerinin birbirlerine sarılmış halde bulunan cesetleridir.

    Dünya Savaş Tarihi'nin belki de en son meydan savaşlarından biri olan Sakarya Savaşı elbette sadece ve tek başına Mustafa Kemal'in eseri değildir. Ama bugün küçümsenen dehası bir savaşın gidişatını değiştirmeye yetmiştir. Elbette ki sadece kendisinin değil bir milletin de varolma mücadelesi anlamına gelen bu savaşta bir insan olarak duygusal hezeyanları olmuştur. Ama bu savaşın gidişatını değiştiren "Hattı müdafaa yoktur; sattı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Küçük, büyük her birlik, ilk durabildiği noktada tekrar düşmana karşı cephe oluşturup savaşmaya devam eder. Yanındaki birliğin çekilmeye mecbur olduğunu gören birlikler, çekilen birliğe uymayacaklardır.Bulundukları mevzide mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeye ve düşmana karşı koymaya devam edeceklerdir." diyerek verdiği emir dünya savaş tarihine geçmiştir. Bugün onun askeri dehasını küçümseyerek zeferin mimarını başka isimlere mal etmeye çalışanlar sadece kendi atalarına karşı bir ihanet içindedirler. Elbette ki bir savaşın içinde en küçük neferinden generaline kadar bir çok kişinin payı vardır. Ama bu savaş kaybedildiği takdirde Fevzi Çakmak ya da Kazım Karabekir'in değil; Mustafa Kemal'in başı yanacaktı ve mağlubiyetin sorumlusu olarak o görülecekti. Bu yüzden Galibiyetin mimarı olarak onu ortaya koymak sadece adilane bir deyiştir.

    Bugün şehitlerimizin kemikleri tespit edilerek bir şehitlik oluşturulmaya çalışılıyor. Aynı şekilde, bir plana dahil olmamasına karşın Yunan askerlerinin de kemikleri tespit edilerek onlara da bir mezarlık oluşturularak tıpkı Çanakkale'de olduğu gibi bir olgu yaratılması da isteniyor.
    Sakarya Meydan Muharebesi'nde resmi şehit sayımız 5.713 olarak belirtilmiştir. Bunların çok azının mezarı bellidir. Civardaki köylerde artık erkek kalmadığı için savaş sonrası kadınlar savaş meydanındaki şehitlerimizi alarak köylerine defnetmişlerdir. Bununla birlikte bir de Sakarya şehitliği'nde 140 mezar bulunmaktadır. 1950 ve 1960'lı yıllarda şehit mezarlarının buraya taşındığı bilinmektedir ama kimin nerede yattığına ilişkin bir belge yoktur. iki mezar hariç... Savaş alanında bulunup da isimleri mezar taşına yazılabilen sadece iki şehidimiz vardır. Bunlar Üsküdarlı Teğmen Osman Efendi ile Çankırı Kurşunlulu Ali Oğlu Er Rıza'dır. Bu iki şehidimiz de birkaç yıl önce yapılan kazıda künyeleriyle birlikte bulunmuştur.

    Savaş alanında yapılan kazılarda ta Romalılardan kalmış ama define avcıları tarafından yağmalanmış mezarlara da rastlanmıştır. Kısacası bu alanda Romalılar, Yunanlılar ve Türkler koyun koyuna yatmaktadır. Bugün burada yatanlar, Floransa'da, Paris'te, Barcelona'da dolaşmayı bir statü sembolü olarak gören torunlarının ilgisini beklemektedirler.
    (17.01.2015 tarihli Hürriyet Gazetesi'nden alıntılar içermektedir)
    5 ...
  28. 33.
  29. 32.
  30. erlerin önemli bir kısmının firar etmesi sebebiyle yenilmekten son anda kurtulup, eriştiğimiz zaferimizdir.

    evet, türk ordusunun subay kayıpları 1. dünya savaşı'nda da, istiklal harbi'nde de düşman ordularının subay kayıplarına göre yüksekti. sebebi askerin önemli bir bölümünün zihniyetinin yakup kadri karaosmanoğlu'nun "yaban" romanında anlattığı gibi olmasıydı. subaylar, erler gevşemesin diye, hücum ve savunma hatlarının içindeki en tehlikeli bölgelerde görev yapmak zorunda kalıyorlardı. milliyetçi fikirler subaylar arasında daha yaygın olduğu için, onların ekserisi erlerin bir bölümünden daha gayretliydiler.
    2 ...
  31. 31.
  32. “mustafa kemal paşa’nın muharebeyi idare ettiği siperlere girdiğimde; ‘gelin hanımefendi, harbediyoruz, duatepe’ye hücum ediyoruz’ dedi. biraz sonra duatepe alınmıştı. üstünde bir tek türk askerinin, güneşin altında, elinde bayrakla ayakta durduğunu gördüm. işte o an, türk’ün makus talihinin artık değiştiğini hissettim.”
    halide edip adıvar...
    https://www.youtube.com/watch?v=SpQGDCUPcy4
    3 ...
  33. 30.
  34. Subaylar savaşi olarakta bilinen savaş.
    0 ...
  35. 29.
  36. 22 gün 22 gece devam etmiştir.
    atatürk bu savaş için; melhame-i kübra (büyük kan seli) demiştir.
    0 ...
  37. 28.
  38. en az inönü savaşları kadar önemli savaş. zira inönü savaşları düzenli ordunun ilk savaşıdır ve bu savaşın zaferle sonuçlanması halka, orduya ve meclise gaz vermiştir.
    yunan'ın sakarya'ya nasıl geldiği mevzuu da kütahya-eskişehir savaşlarına bakılarak anlaşılabilir. yunan birlikleri çok uzun bir hattı tutan nispeten az sayıdaki birliklerimize tek noktadan saldırmış, cepheyi yarmış ve iki parça olan ordumuza kanatlardan kuşatma harekatına girişmiştir. sonunda fevzi ve mustafa kemal paşaların üstün gayretleriyle ordu sakaryanın doğusuna çekilmiştir.
    0 ...
  39. 27.
  40. polatlıya kadar gelen yunan ordusuna karşı son kaledir sakaryanın doğusu ve son kale yıkılmamıştır.
    1 ...
  41. 26.
  42. milli mücadelenin asıl kazanıldığı savaştır. inönüler hikayedir. inönüler zaferse yunan nasıl oluyor da sakarya'ya kadar gelebiliyor?
    0 ...
  43. 25.
  44. Bazı at kafaları sayısal değerlere bakarak "o kadar da büyük bir savaş değil" diyor.

    Savaşı büyük yapan asker sayısı değil sonuçlarıdır.
    2 ...
  45. 24.
  46. Fevzi çakmak paşanın etkisinin büyük olduğu muharebe.
    0 ...
  47. 23.
  48. yunanlıların taarruzdan savunmaya geçmelerine neden olan savaştır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük