insanın beceriksiz olmasıyla alakalı bi durumdur. elinden hiç bir iş gelmez hep eline yüzüne bulaştırır. bazı zamanlar tehlikeli anlara ve olaylara sebebiyet verir.
insanın sık sık kendi kendisini yaralamasına sebep olan özellik.
örneğin 15 yaşında bir olaya çok sevinip "heyyooo" diye bağırarak yumruklarım sıkılı halde yüzüstü kendimi yatağa atmam ve gözümde şimşek çakması. (kendi kendini yumruklayan tek insan benim)
dedemin en yakın arkadaşı ve halamın kayınpederi yerde duran sofraya bodoslama basıp "kim koydu lan bunu buraya" demiş bir adamken onun torunu olan kuzenimin ondan daha sakar olmasını başka hiçbir kavram açıklayamaz zira.
bugün fazlaca başıma gelen, bazen eğlenceli olabilen bazen de vahim yaralanmalarla sonuçlanabilen eylemdir efenim.
öncelikle annemin "balkonda böcek var" sözü üzerine böceği görmek için balkona çıktım. sonrasında annemin hazır balkondayken domates fidelerini sulamamı istemesiyle bi güzel suladım. kalan suyu da iş güzarlık yapıp tepeden dökmemle saksıdaki bi miktar toprak etrafa, ayağıma ve malum böceğe çamur olarak sıçradı. sonra balkondaki küçük fırçayla böceği alıp aşağı atmak istedim. fırçanın tüylerine takılan böceğin düşmesi için fırçayı önce balkon iplerine sonrasındaysa balkonun korkuluğuna vurmamla annemin ordaki çay bardağı, içindeki çayı etrafa dökerek yere düştü. aynı anda balkondan çayıyla içeri girmekte olan abimin elindeki çay bardağı da annemin çaydan yandığı için yerinden sıçramasıyla intihar edince balkon; çamur, çay ve cam kırıkları yuvasına döndü.
evet tüm bunların sebebi o böcek. kesinlikle ben değilim, kesinlikle..
ölene kadar "karizmatik" sıfatını alamazsınız. en özel gününüzde bile devirecek bir şeyler bulur ya da etrafta bir şey yoksa kendinizi devirirsiniz. o yüzden insanların gözünde en fazla "ay ne sevimli şey hehe" olursunuz.
yapıldıktan sonra iki seçenek vardır. bir; gülüp geçmek diğeri de küfür etmek. genelde yetişkinler ilkini yapar ikincisi tercihiniz ise en kısa zamanda seks yapmalısınız..
kompile zarar bir hale gelmek. hem kendinize hem çevrenizdekilere eziyet.
art arda günlerde hem elinizi yakmış, hem düşüp kolunuzu "az kalsın kırılacak" duruma getirmiş, hem de kafanızı duvara çarparak şişmesine sebep olmuşsanız; iyisi mi ölün daha büyük zararlara sebep olmadan.
kafamda dikişlerin, elimde, çenemin altında, dizimde benim bile bilmediğim izlere sebep olan hastalık.
dikkatsizlik ve umursamamakla alakalı olduğunu düşünüyorum.
bazen hiç keyfiniz yokken ve sinirliyken sizi güldürebilir, bazen de çok keyifliyken sizi sinirden kudurtup sam amca gibi kulaklarından ateş fışkıran küçük alev topuna dönüştürebilir türden duygular yaşatan küçük-büyük olaylar grubu.
en basitinden bir örneği anlatalım.
dağınıklıkta ve kirlilikte zirve yapmış ev izin gününün tümünü harcayacak şekilde temizlenmiş, ve pırıl pırıl olmuştur. akşam saatleri yaklaşırken yine akşam oldu anasını satıyım, gün ne çabuk bitti diye söylenerek kendimi de temizlemiş, buz gibi ıce tea'mi alıp bir sigara yakıp bilgisayar masamın başına kurulmuşum. bardağı sağ tarafıma sigarayı sol tarafıma koydum. her ikisinden de ilk fırtı alıp elimi mouse'a götürecekken elim bardağa çarptı foşuurt, şangır... yalnız bardak kırılmadı... zarar; klavye, bilgisayar masası, bilgisayar masasının altındaki notlarım defterlerim, kitaplarım, yerdeki kilimim ve zemin. lan hay a.q. yeni temizlik yaptım olacak işmi bu şimdi diyerek paldır küldür temizlemeye giriştim. kilimi yıka, kitapları sil, klavyeyi temizle yeri sil bilmemne bilmemne. oh bitti. dedim şimdi keyif sigarası, lan yandım bide ıce tea içeyim... yine aynı bardak, bu kez sigara sağ tarafta ıce tea sol tarafta. insan bir fırt alır dimi, alır öyle yer o boku. yok... bu kez soldan gitti bardak neyseki klavye temiz. ama sol tarafta yerde duran abajur, bilgisayarın takılı olduğu uzatma kablosu,ve yine sol altta duran çorap sepetim pert. yaklaşanı yakarım cinsten bir kızarma...
şöyle ki, karnım acıktı yemek yiyecektim. tepsinin içinde yiyecek, içecek var. önümde masa, masada laptop. laptop'ta bir şeyler bakarken elim çarptı zeytin kabının kapağını düşürüyorum. düşürürken görüyorum bunu havada yakalamak için hamle yapıyorum. halbuki bırak düşsün bok var di mi. tepsi yana doğru kayıp kucağımdan düşmeye başlıyor. zeytin kabının kapağını siktir edip tepsiyi tutmak için yan dönüp ona hamle yapıyorum. bu sırada kolum masaya çarpıyor laptopu düşerken görüyorum. tam tepsiyi de siktir edip laptop'a doğru hamle yapacakken duruyorum olayın farkına varıyorum. bırakıyorum hepsi düşüyor rahatlıyorum amına koyim.
şu başlığı getirene kadar ki kendisi 8 harften müteşekkil basit bir kelime, tam iki kez yanlış yazmaktır.
bir de kullanılagelen eşyaların bahtsız kişinin elinde patlaması ve ihalenin kişinin üzerine kalması diye tabir edilen bir durum var ki o sakarlık ötesi bir durumdur, sakarlık bir kaderdir sevgili dostlar bir alın yazısıdır, sakarlıkla yaşamayı öğrenmek gerek.
sakar insanın orasında burasında ne zaman olduğunu bilmediği morartılar vardır muhakkak o kadar ki ben buramı ne zaman çarptım dedirtir kişiye. işte öyle bir şeydir sakarlık.
Bazi insanlarin, genelde sevdigi deger verdigi insanlar yaninda oldugunda basina gelendir.
Bu benimdir.
Ya hu niye boyle oluyor biri aciklasin! cildiriciim.
normal şartlarda ufak tefek kazalar yapmak, sağa sola çarpıp ıvır zıvır devirmektir. ama tabi normal şartlarda!
benim olayım ise bambaşka. çünkü benim yaptığım şey sakarlık değil.
bilirkişiler de ne diyeceklerini bilmediklerinden kısaca "doğal afet" diyorlar.
böyle deyince sürekli bir yerleri kırıp döküyorum sanılmasın.
nadiren oluyor, ama bulunduğum yerden kasırga geçmiş gibi iz bırakıyorum ardımdan.
mesela bugün pişi yapıyordum (bkz: pişi). elimde de maşa vardı ama aslında o an bir işime yaramıyordu.
(hayır koy kenara değil mi? yok! illa bir felakete yol açacağım ya, elimde tutuyorum! neyse...)
maşayı tavanın içine düşürdüm ben. o arada yağ sıçradı -ki yağın sıçrayış anını görüyorum-
ayağıma gelecek diye akrobatik hareketler yaptım, dengemi kaybettim.
elimi bir yere dayadım, dayadığım yer hala altı yanmakta olan tavaydı.
elimi tavaya yapıştırmak suretiyle bir güzel yaktım.
sonra o anki acıyla elim kolum karıştı, yine tavaya çarptım.
tava kaydı, yağ ateşin üzerine doğru sıçradı.
ateşe bir haller oldu perdeye sıçradı.
perde alev aldı ve yanmaya başladı.
mutfak bir anda savaş alanına döndü! çığlığıma annem geldi, dehşete düştü kadın.
çünkü tüm bu saydıklarım sadece 5 dk içinde gerçekleşti...
hayır bıraksaydım yağ sıçrasaydı ayağıma değil mi? ne olurdu yani?
en fazla 2 3 damla yanık oluşacaktı, o da birkaç gün içinde geçecekti...
lanetli miyim ki ben acaba?
allah benim belamı vermiş bence.