Demek ki bazan ruh halinden mütevellit meydana gelebiliyormuş, yeni tecrübe ettim.
Yakışıyor, yakışmıyor, sakalsızlığı seviyorum sevmiyorumların dışında, sakalı salmak bir ruh bıkkınlığı olmalı. Kesesin gelmiyor demek ki, kim uğraşacak şimdi? Kessen ne olacak? Kime beğendiriyorsun kendini?
Saldım gitti. Sarı, açık sarı, kahverengi, beyaz, siyah hatta, panayır gibi. Zaten birkaç güne yola çıkacağım, bu saatten sonra ne kendime ne de kime yaranacağım? Uzasın gitsin.
Çirkin erkek eylemi. Yani ben beybi feys olduğum için ihtiyaç duymuyorum. Buradan kızlara tavsiyem, bir tur tıraş olsunlar,öyle sevgili olun. Sonra sakalın altından ilyas Salman çıkıyor üzülüyorsunuz.
ay da bir kere uzayan sakallarımdır. Uzayınca güneşte resmen turuncu olmaktadırlar. (bkz: xabi alonso) tarzına dönüşmekte o yüzden bu akşam üzülerek keseceğim.
köselerin yapamadığı eylemdir. bir tarihte bir köse bana diklenmişti, "layn biz anadolu çocuuyuz..." demişti al al yanaklarıyla. ben de "ulan her tarafın anadolu olsa ne yazar, traş bıçağını görsen mertek sanırsın," diye cevap vermiştim.
şaka bir yana, bizim ülkede sakalı çıkan her ergen, genç hemen büyük görüneyim diye sakal uzatmaktadır. ama sakalın şöyle bir dezavantajı vardır, kimisine yakışır kimisine yakışmaz. bu yüzden olması gereken eğer yakışıyorsa sakal bırakmaktır.