bu herifin eğitimden anladığı yoktur. bi bok değildir eğitim konusunda. onun maksadı eğitim programı yapıyorum ayağanı paranın mına koymaktır.
eğitim programı yapıyoruz, gençlere tercihlerinde yardımcı oluyoruz diye bilmem hangi kolejin müdürünü, bilmem hangi özel üniversitenin dekanını, rektörünü bir ton para alarak programına çıkartır.
genç-menç hikaye. e eğitim konusunda da bi bok bilmiyorsun, o zaman çıkart bilmem hangi özel sikin müdürünü programa. bari saf milleti kandır size yardımcı oluyorum diye. gelen bok gibi para da cabası.
1954 yılında doğan sait gürsoy, ilk ve orta öğrenimini galatasaray lisesi’nde tamamlamıştır.
burada bir duralım.
galatasaray 'a bir sınavla falan girmemiştir.
gidip kayıt olmak yetmiştir.
bu okuldan da zar zor mezun olmuştur .
daha sonra girdiği üniversite sınavını kazanamamıştır.
bir yandan üniversite okuma hayalleri kuruyor ancak kazanamıyor , bir yandan da kendine iş bakıyordu .
e, ne yapacak işsiz kalacak değil ya!
fırsatları kollamayı iyi bilir.
küçük bir dershanesi olan bir arkadaşının yanında durup öğrencilerle diyalog kurmaya başladı .
o zamanki dershaneler şimdikiler gibi zincir dershaneler değildi ; bir , hadi bilemedin iki şubesi ancak vardı bir dershanenin.
dershaneleri gezip patronları ile tanışıyor ve kendine bir yer edinmeye çalışıyordu .
dershaneciler uyanık olur, bundaki cevheri keşfeden uğur dershanesi patronu enver yücel ( o sıralar sadece aksaray 'da küçük bir dershanesi vardı ) , '' gel benim dershanemde öğrencilere tercih danışmanlığı falan yap, arada bir müdüre de yardım edersin'' dedi.
işte tam aradığı işi bulmuştu.
ancak bir sorun vardı , sadece lise mezunuydu.
ona da şöyle bir çözüm buldu enver yücel, rehberlik öğretmeni olarak çalışacak ancak ofisboy olarak görünecekti resmi olarak.
bu fırsatı kaçırmadı ve çok da iyi kullandı .
hakkını teslim edelim: çalışkandı ve öğrencilerle ilişkisi iyiydi.
lise mezunu olduğunu herkesden bir sır gibi saklıyordu.
zaten bir patron diplomaya değil o elemanın kendine sağladığı yarara bakar.
o sıralar sabah gazetesinde yazan fatih altaylı ( ki, galatasaray'dan tanışırlar) sayesinde de sabah gazetesinde eğitim yazıları yazmaya başladı .
hatırladığım kadarı ile ücretsiz yazılardı bunlar; ne de olsa yazılarında hem kendi reklamını hem de çalıştığı kurumun reklamını yapıyordu .
zaten asıl amaç da o değil miydi?
gazetede adı çıkınca ünü de arttı . o zaman fiyatı da artmalıydı .
uğur dershanesinden sonra, değişim dershanesi , sonra tekrar uğur dershanesi, daha sonra final dergisi dershanesi, sonra tekrar uğur dershanesi nde çalışmıştır .
sonra özel üniversiteler patlar her yerde. önce yeditepe, sonra bilgi, ardından diğerleri...
para artık buralarda vardır .
said gürsoy da özel üniversitelere tercih danışmanlığı yapar.
diploması hâlâ yoktur tabi , e artık o işi de halletmenin zamanı gelmiştir.
galatasaray yabancı diller yüksekokulu’na girer ve oradan mezun olur.
artık yıllardır özlemini duyduğu üniversite hayalini gerçekleştirmiştir.
pek yaptığı işle ilgili bir bölüm değildir ama olsun, bir üniversite diplomasına sahiptir artık , mutludur.
şu anda ne mi yapıyor ?
söyleyeyim:
istanbul bilgi üniversitesi’nde eğitim danışmanlığı yapıyor.
sabah gazetesi’nde eğitim yazarlığı yapıyor ve ayrıca, cnn türk’te ‘’başarıya doğru’’ adlı eğitim programını hazırlayıp, sunuyor.
yazılarında ve televizyon programında, parayı aldığı patronun menfaatlerini kollamaktır derdi.
bir öğrenci açısından akıl danışılacak son kişidir kendisi. sait gürsoy için sizin menfaatleriniz değil parayı aldığı kişinin menfaatleridir önemli olan .