ama sanki büyükada da balık tutmayı, martlarla konuşmayı düşlüyor gibiydi. kim yüklemişse yüklemiş ona bu sıkıcı hayatın monoton düzenini. çok yaşamaz katlanamaz bu sıkıntıya.
lise yıllarında " anasıyanık " diye dalga geçilen, sonraları ise o gençler tarafından ne büyük bir yazar olduğu anlaşılan, Türkiyenin yetiştirdiği en büyük edebiyatçılarından...
öykülerinde evet hiç okumayanların da bildiği kadarıyla insani durumların bazı kesitlerini kağıda döker gerek geniş bir zamana gerekse de dar bir zamana yayaraktan...
bir de öykülerinin zeminini oluşturan yapının altındaki kılcal damarlar görülmesi gerekenlerdendir; örneğin ''hışt hışt'' öyküsündeki 'çağrılmayan yakup'u, ''mahalle kahvesi''deki sakinlerin çok küçük bir soruyla nasıl da bir saatli bomba sessizliğine dönüşmelerini... ve daha bir çok şeyi.
kalabalıkların o babadan kalma trajedisini sıradan insandan yola çıkarak, onun ruhunun dehlizlerine girerek, göz kapaklarımızın içine bir dağ gibi yerleştirir. o(,) trajedinin çekirdeğini, minesini ortaya çıkarır.
modern türk hikayeciliğinin kurucularındandır. bana göre de en önemli yazarı, üstadıdır. insanların, doğanın, yaşamın fotoğrafını çeker kelimeleriyle hikayelerinde.
öyküleri okunduktan sonra kolay kolay sindirilemeyen, her hikayesinin üzerine bir cigara yaktıran durgun deniz mavisi gözlü yazar. ayrıca çehov tarzı öykülerinin içinde ki etkiyi en iyi yansıtan yazar.
Ölümünden Sonra Yayınlanan Derlemeler - Toplu Eserler - Çeviriler - Uyarlamalar - Yazışmalar;
01. 1. cilt Semaver - Sarnıç, 1970, Bilgi Yayınevi
02. 2. cilt Şahmerdan - Lüzumsuz Adam, 1970, Bilgi Yayınevi
03. 3. cilt Medar-ı Maişet Motoru, 1970, Bilgi Yayınevi
04. 4. cilt Mahalle Kavgası - Havada Bulut, 1970, Bilgi Yayınevi
05. 5. cilt Kumpanya - Kayıp Aranıyor, 1970, Bilgi Yayınevi
06. 6. cilt Havuz Başı - Son Kuşlar, 1970, Bilgi Yayınevi
07. 7. cilt Alemdağda Var Bir Yılan - Az Şekerli, 1970, Bilgi Yayınevi
08. 8. cilt Tüneldeki Çocuk - Mahkeme Kapısı, 1970, Bilgi Yayınevi
09. 9. cilt Balıkçının Ölümü - Yaşasın Edebiyat (Yazılar), 1977, Bilgi Yayınevi
10. 10. cilt Açık Hava Oteli (Konuşmalar, Mektuplar), 1980, Bilgi Yayınevi
11. 11. cilt Müthiş Bir Tren (Öykü), 1981, Derleyen, Bilgi Yayınevi
12. 12. cilt Yaşamak Hırsı (G. Simenon’dan çeviri roman), 1982, Bilgi Yayınevi
13. 13. cilt Şimdi Sevişme Vakti (Şiirler), 1986, Derleyen, Bilgi Yayınevi
14. 14. cilt Sevgiliye Mektup (Hikayeler, Yazılar, Mektuplar, Konuşmalar), 1987, Bilgi Yayınevi
15. 15. cilt Bitmemiş Senfoni ve Sait Faik Kaynakçası, 2001, Bilgi Yayınevi
16. Havuz Başı / Son Kuşlar, 2001, Yapı Kredi Yayınları
17. Alemdağda Var Bir Yılan, 2002, Yapı Kredi Yayınları
18. Birtakım insanlar, 2002, Yapı Kredi Yayınları
19. Havada Bulut, 2002, Yapı Kredi Yayınları
20. Havuz Başı, 2002, Yapı Kredi Yayınları
21. Kayıp Aranıyor, 2002, Yapı Kredi Yayınları
22. Kumpanya, 2002, Yapı Kredi Yayınları
23. Lüzumsuz Adam, 2002, Yapı Kredi Yayınları
24. Sarnıç, 2002, Yapı Kredi Yayınları
25. Semaver, 2002, Yapı Kredi Yayınları
26. Son Kuşlar, 2002, Yapı Kredi Yayınları
27. Şahmerdan, 2002, Yapı Kredi Yayınları
28. Mahalle Kahvesi, 2003, Yapı Kredi Yayınları
29. Karganı Bağışla, (Mektup ve Kartpostallar) 2003, Yapı Kredi Yayınları
30. Şimdi Sevişme Vakti ve Diğer Şiirleri, 2003, Yapı Kredi Yayınları
31. Toplu Öyküler - 1 (Semaver, Sarnıç, Şahmerdan, Lüzumsuz Adam), 2002, Yapı Kredi Yayınları
32. Hikâyecinin Kaderi, 2005, Yapı Kredi Yayınları
33. Seçme Hikâyeler-Sait Faik Abasıyanık, 2005, Yapı Kredi Yayınları
34. Öyle Bir Hikâye, 2002, Yapı Kredi Yayınları
35. Büyüyen Eller, 2007, Yapı Kredi Yayınları
36. Haritada Bir Nokta, 2007, Yapı Kredi Yayınları
adada denizin kıyısında karşılıklı oturup, ortak yudumladığımız bir şişe şarap eşliğinde, kitaplardan okuyup öğrendiğimiz o mükemmel anlatımıyla bir şeyler anlatsa da dinlesem dediğim güzel insan, üstad.
öykülerinin toplandığı semaver adlı kitabı okuyanda çok güzel bir tat bırakıyor. abasıyanık öykülerine biraz geç başladım ama bir çırpıda hepsi bitecek gibi. hem yalın hem süslü anlatımıyla öykülerine lezzet katıyor.
çehrenle
-ayaklarını sandalyeye dayayıp-
bana iki satır bir şeyler söleyeceksin:
"bugün ne yaptın, çalıştın mı?"
istesen sonra kalkar, gezmeye gidersin
bensiz...
sen bilirsin.
Çıplak heykeller yapmalıyım.
Çırılçıplak heykeller
Nefis rüyalarınız için
Ey önümden geçen ak sakallı kasketli,
Yırtık mintanından adaleleri gözüken
Dilenci
Sana önce
Şiirlerin tadını
Aşkların tadını
Kitaplardan tattırmalıyım
Resimlerden duyurmalıyım, resimlerden...
Şu oğlan çocuğuna bak
Fırça sallıyor
Kokmuş manifaturacının ayağına
Dörtyüzbin tekliğinden
On kuruş verecek.
Seni satmam çocuğum
Dörtyüzbin tekliğe,
Ne güzel kaşların var
Ne güzel bileklerin
Hele ne ellerin var, ne ellerin.
Söylemeliyim,
Yok
Yok... meydanlarda bağırmalıyım.
Bu küçük
Güllerin buram buram tüttüğü
Anadolu şehri kahvesinde
Kiraz mevsiminin
Sevişme vakti olduğunu.
Resimler seyrettirmeli, şiirler okutturmalıyım
Baygınlık getiren şiirler
Kiraz mevsimi, kiraz
Küfelerle dolu Pazar.
Zambaklar geçiriyor bir kadın.
Bir kadın bir bakraç yoğurt götürüyor
Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
Belediye kahvesinde hâlâ o eski, o yalancı
O biçimsiz bizans şarkısı.
Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem,
Nasıl etsem nasıl yapsam da
Meydanlarda bağırsam
Sokakbaşlarında sazımı çalsam
Anlatsam şu kiraz mevsiminin
Para kazanmak mevsimi değil
Sevişme vakti olduğunu...
Bir kere duyursam hele güzelliğini, tadını,
Sonra oturup hüngür hüngür ağlasam
Boşa geçirdiğim, bağırmadığım sustuğum günlere
Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı boyacı çocuğunun
Oğlu bir şiir okusa
Karacaoğlan dan
Orhan Veli den
Yunus'tan, Yunus'tan