herkesin baktığını görene şair deniyor ve şair kadar şiir tanımından bahsediliyor kulaktan kulağa fısıldama oyunlarında. oysa, hepiniz çocuk oldunuz, bilirsiniz, nasıldır bu oyunun sonu. "şiir kadar şair vardır" diyor sondaki, eşeğin kulağına su kaçıyor bir kez, sonra bilen de alıyor eline kalemi bilmeyen de. herkes başkası olma potansiyelini içinde zaten taşıyor. taşıyor başkaları birilerinden. bunun bilmesi nedir ki demeyi çok iyi biliyoruz, her şeyden biraz, bir şeyi tam bilmeden yaşamayı seviyoruz. biraz şair olabiliyoruz, biraz doktor, biraz siyasetçi ama hiç tam birisi olamıyoruz. çünkü biz sadece kulaktan kulağa fısıldama oyularından besleniyoruz.
yarın gökyüzü pembe olur mu bilmiyorum, sadece bırakın fısıldamayı önümüzü görelim diyorum!
kafası karışık güzel insanlardır onlar, bir çiçeğin açışı bile çığlıktır kulaklarında,
kelimeler onlara verilmiş binbir yapboz parçasıdır yaşamın tahtasında
Hayatı tek kelimeyle ifade edebilecek güce sahip yaratıcılık abidesi insan. Şairler üzerine onlarca tanım yapılmıştır. Zor zanaat bildiklerinizi, gördüklerinizi, yaşadıklarınızı yoğurup küçük ama değerli bi tasta sunabilmek. Genç bir şairin en büyük hayali benim gibi 'usta bir şair' diye hitap edilmektir sanırım.
şair, yeryüzünü aşkınyüzü yapıp üzerine sırtüstü uzanan, düşünen, hisseden, okuyan ve yazan insanlardır.
şair, kimsedir.
şair, şiir yazan değil, şiirin sözcük anlamıdır.
şair, yaşamı okumaktır.
hani böyle çakma gitaristler vardır ya, evde eşşek gibi teknik çalışıp seniyede onyuzbin nota basabilen ve fakat sahnede, provada odun gibi solo atıp olayın içine edenler..hah işte bunların şair versiyonları da daha etkileyici olacam diye ağzından salyalar saçarak onlarca imge kullanır, her nasılsa bedeninde eşek kulaklarından daha az hacim kaplayan kalbinin farkına vardığı güzelliğin de içine eder. imge yerine simge manyağı yapar okuyanı.
allaan salağı sen ne kadar etkileyici bi sey yazdiğinı düsünüyorsun ama anlaşılmaz bi zibidi olduğunun/algılandığının farkında bile değilsin. ama sırf bu yüzden birileri sana aşık olabilir. hadi yine iyisin lan.
ve asla unutmayın. kendine bu sıfatı layık görenlerin pek çoğu belediyede form doldururken meslek kısmına "şair" yazmaktan çekinmeyen saygıdeğer şaklabanlardır.
bir şairi osuruğundan bile tanırsınız zira. merak etmeyin. di mi can ağbi?
eğer ciddiye alınmak için gereğinden fazla çaba gösteriyor, ne bileyim boyle sezar gibi rol kesiyorsa gidin anasına babasına, sahip cıkmaları gerektiğini salık verin. sahip çıkılmıyorsa hala, sahtekarlıktan şairliğe evrilmesini sağlayın.
birçok kişinin ortalıklarda öyle omuzunu kasa kasa gezerken söylediği sıfattır. şair olduğunu söyleyenler aslında hiç olmamışlardır. hep kenarında durmuşlardır şiirlerin. ateşin içinden geçmeye korkup aslında sadece kendilerine şair denmeyi arzulamaktadırlar. ne yazdıklarının hiçbir önemi yoktur. o sıfat hayatlarının anlamı olacaktır.