madem ki yokluğum cehennemin öbür adıydı, bana sıfat bulup kurtulmasaydın. yanaydın da yandığın yerden umudum ışısaydı.
abi çok soyut konuşuyorlar kıl oluyorum.
kimsenin yıkıntı temizlediği yok. beni kurduğun yerde, kafamda tuğla parçalanıyor, sırtıma kiremit düşüyor. ben sana demedim mi beni ıssız bir yere oturt? etim ne budum ne, benle boşluk mu doldurulur demedim mi?
abi sevgililerine yazdıkları şiirleri bana okuyorlar.
aslan parçası ya. lan oğlum sen çok baba adamsın. kardesim benim, hakkını nasıl ödeyeceğim.
sittir et lan ibneyi. geçen bişey istedim burun kıvırdı. adam değilmiş.
abi anladım ki aramız kiminle iyiyse, ona göre iyi adamız.
seni ölünceye kadar seveceğim. hayatımın anlamı sensin. sensiz yaşayamam. sen olmasan ben ölürüm. bu ömrü seninle geçireceğim. herşeyimsin.
abi anladım ki herkes kendi küçük kıyametini yaşıyor, herşey yerle bir.
yahu ben de ordan afacanın biri bağrınmıştı kendince, kimdi acaba derken, baktım ki uçurulmuş çoktan; arada kaynamış, yazık. ama azmettim buldum; hemencene girmiş bişiler nikimin altına, ne şeker. herkes hakkettiğini almalı; isimleri nası ayırdığım merak ediyosa, edebi performansımla adonis performansımı birleştirerek, yetmez arka arkaya kaç özel ismi ayırabildiğimi en arkaya geçip kendisine sıra gelene kadar seyrettirmek vacib oldu. yahu bilemedim doğrusu vacibdi di mi? yamulmayalım biz de, bunca yamulmuş yeter.