Beyoğlu'nda, istiklal Caddesi üzerinde, Galatasaray'dan Tünel'e doğru sol kolda no. 317-323'tedir. Cadde üzerinde bulunan kiliseye ait apartmanların arasındaki kemerli kapılardan geçilerek ulaşılan avluda yer alır. neogotik yapıya sahiptir.
Kilise ve apartmanlar istanbul doğumlu mimar Giulio Mongeri'nin (1875-1953) eseridir. Fransızca Saint Antoine Kilisesi olarak bilinen, ancak italyan rahiplerin yönetiminde olan kilisenin asıl adı San Antonio'dur.
Concordia Tiyatrosu ve Bahçesi'nin yerinde inşa edilen yapının temel atma töreni 23 Ağustos 1906'da yapılmış, ancak bina maddi olanaksızlıklardan 15 Şubat 1912'de bitirilerek açılabilmişti. Ahşap olan bu kompleks 1699'da II. Mustafa (1695-1703) siyasi sorunlardan dolayı tekrar yapılmasına izin vermemiş ve yerine 1960 öncesi imar faaliyetleri sırasında yıktırılan ahşap Yeni Cami'yi yaptırmıştır.
istanbul italyan kolonisinin inşa etmeyi kararlaştırdığı Saint Antoine Kilisesi ve Apartmanları için Lombardia gotiği de denen bu üslupta bir tasarım teklifi geliştirdi. Tasarımını Milano'da C. Boito'ya da takdim etti ve hocasının övgüsünü aldı. istanbul italyan kolonisi tarafından kabul edilen önerinin mühendislik projeleri italyan asıllı Edoardo de Nari tarafından hazırlandı. Yardımcı mimar Arif Hikmet Koyunoğlu idi. Uygulama yüzyıl dönümünde istanbul'un en faal inşaat şirketlerinden olan Guglielmo Semprini'nin müteahhitlik şirketi tarafından gerçekleştirildi. Bu uygulamada Mongeri ve de Nari de şirkete ortak oldular.
ilk olarak 95'te abimle gittiğim kilisedir. mum yakıp, sıralarda oturmuştuk. sonra abim sana bir şey itiraf edeceğim; ben hristiyanım aslında demişti, bununla da kalmayıp mum yakıp, sıralarda oturduğum için benim de artık hristiyan olduğumu söylemişti. hüngür hüngür ağlamıştım; çocukluğun saflığı, abiliğin acımasızlığı.
istiklal caddesi üzerinde bulunan kilisedir. dikkatli bakmadığınızda caddeden geçerken göremeyebilirsiz, kendini biraz geriye çekip gizlemiş gibidir. kırmızı taş tuğla ile yapılmış cephesi ile dikkat çekmektedir. güzel hoş küçük bir avlusu vardır. mimarı giulio mongeri'dir istanbul doğumludur. italyan neogotik üslubuyla yapılmıştır.
içeri girerken görevlinin şapkanızı çıkarmanız konusunda uyarı yaptığı bir katolik kilisesidir. noel ağaçlarıyla süslüdür içi ve dışı ve mumlar yakılmıştır dört bir yanında. ayrıca içinde ve avlusunda hazreti isanın doğumunu ve çarmıha gerilişini tasvir eden heykeller vardır.
aziz antuan duası vardır kiliseye gidenler mum yakıp dileklerde bulunurlar ve aziz antuana dua ederler.
ey kudretli ve ebedi tanrım, aziz antuan'ın aracılığıyla sana inananlara gerçeğin müjdesini veren,
fakirlere yardım eden, acı çekenleri teselli eden sen, bizim de hayatımıza onun verdiği örnekleri izlememizi ve zor anlarımızda koruyucumuz olmanı sağla. amin.
denilir ve dileklerde bulunulur. her salı saat 11:30 'da türkçe ayin yapılmaktadır.
bi pazar günü tesadüfen girip pazar ayinine denk geldiğim, pak çehreli sarışın çocukların kendi inanışlarına göre kulağa hoş gelen ilahiler söylediği, suyun içinde yanan mumların ayrı bi ambiyans oluşturduğu ihtişamlı yapı.
öyle hoşumuza gittiki, bu pazar kalabalık halinde ayin e katılacağız nasipse. bi zibidi dışında kuralları çiğneyen yoktu. foto çekmeyin dediler çekmedik, sessiz olun dediler sessiz olduk. onlarda bizim camimize saygı gösteriyorlar haklarını yememek lazım.
istiklalin ortasındaki "gavur yapmış haa" dedirten yapı. duvarlarında kendi inandıkları şekilde mesihin çarmıha gerilişine gidişinin canlandırılışı vardır. eğer sağ tarafından başlayıp, dönerek giderseniz bunun farkına varırsınız. bi' de kitap satan bir kısmı vardır ki geçenlerde hristiyan diyalogculardan birinin kitabına rastladım, kuran ve hakikatlerinden bahseden bu kitabı yazan italyan elemanın amacı islamın hakikatleri ile hristiyanlığı daha iyi yaşamak imiş. *
metalci taksim gençliğinin gitar çalıp şarap içmesine izin verilen yer.
izni veren neden veriyor, giden anası babası müslüman çocuklar neden gidiyor acaba?
(bkz: japonlar yapiyor abi)
seytanin avukati'nda yer alan, milton*'in parmagiyla dokunudgu kutsal suyu siyaha cevirme sahnesini canlandirmaya calisan sahsimi linc edici gozerle izleyen gunahkarlara sahip kilise. hayir yani ters hacim var diye giremezmiyim oraya? *
(bkz: japonlar ilginc ya)
fotoğrafçı olmaya çalışan gençliğin değişik kareler yakalamak için sık sık uğradığı mekan. ya da belki oraya gidip de elinde fotoğrak makinesi olan herkesin kendisini birden fotoğrafçı hissetmesi gibi birşey.
Kilisenin bulundugu alanda eskiden zamanin onemli eglence yeri Concordia Tiyatrosu bulunuyormus. Tiyatronun yikilmasinin ardindan (23 Agustos 1906) st Antuan Katolik kilisesinin yapimina baslanmistir. 1912 yilinda ibadete acilmistir. Kilisenin en onemli ozelliklerinden biri de Istanbulun ve Turkiye'nin en buyuk orgunun burada bulunmasidir.
Ayrica kliseye kusbakisi bakildiginda hac seklinde bir gorunumu vardir.
istanbul'daki en ünlü ve mimari açıdan güzel kilise olduğu söylenir. günün her sati mum dikilip dua edilebilir, mumlar kilise içinde satılmaktadır. daha doğrusu mumların durduğu masada bir de delikli kutu vardır, siz mumu alır ücreti kutuya atarsınız. ardından mumu dikip duanızı da edersiniz, adağınızı da adarsınız.
mimarisinin tüm güzelliğine, tüm heybetine, kutsallığına ve bir ibadethane olmasına sevgimin, saygımın yanı sıra, pek ibadet etmek için kullandığım bir yer olmamasına rağmen yılın belli bir dönemi sık sık uğrarım açıkçası. yaz sıcağında istiklal'de pişim pişim pişen bünyeyi bu mübarek mekana attın mıydı bitti kardeşim! bu ne ferahlık! kızgın kumlardan serin sulara! insan ister istemez tepede çarmıha gerilmiş isa'ya bir göz kırpıyor içeri girince. yalnız içeride ağır bir koku var, onu bir konuşmak lazım..du bakalım.