şimdi bir adam düşünün fikirlerinin örtüştüğü bir kurumum bünyesinde işini yapıyor, iyi ya da kötü.
ve bir adam düşünün tarzını, düşüncesini yansıtarak kendi kitlesine yıllarca süregelen bir program yapıyor.
millet bodrum' a çekim yapmaya giderken bu kapasitesiz diye nitelendirilen adam çoğumuzun ömrü billah gidemeyeceği ülkelere gidiyor. amma gerekli amma gereksiz gördüğü topluluklar, gezdiği gördüğü yerler hakkında bilgiler veriyor. 'ki verdiği en gereksiz bilgi bile kimin selülitli olduğu, kimin üstsüz güneşlendiği bilgisinden daha gereklidir.'
oturup harala gürele ayna programını izlediğimden değil ama pakize suda bile belgesel tadında program yapıyor ise...neyse ya ben bir şey demiyorum.
ayıptır söylemesi gerek jest gerek mimik
gerekse diksiyonu ve konuşma tarzıyla komik olan programcı.
robotvari yürüyüşü, 'hav ır yuuu' şeklinde 'how are you' diyişi
ve daha birçok özelliğyle nev-i şahsına münhasır kişilik.
zaman zaman 'dünyayı zorla gezdiyorlar işim de pek zor' dercesine bakışı,
bir ülkenin en heyecan verici yönü meyveleriymişçesine
önce elle kontrol edip sonra da 'sizin için yiyorum' diyişi...
anlatmakla biticek gibi değil en iyisi izleyin bir ara.
samanyolu tv'de çalışan bir arkadaşı ziyaret için gittiğimde kendisiyle programının odasının bulunduğu katta karşılaştığım, beni hiç tanımamasına rağmen selamını esirgemeyen insan. öyle ya da böyle seviyorum bu adamı. bilinen büyük ülkeleri değil de hiç duymadığımız ülkeleri kısmen de olsa tanıtıyor. burkina faso'yu kim duyacak yoksa o da olmasa.
programının eski divan edebiyatındaki gibi belli kalıpları vardır.
-45 derece sıcaklıkta kot pantolonla yürürken program sunulmaya başlanır.
-ülke tanıtılmaya başlanır.
-türk telekom wirefon sayesinde aile üyelerinden biri aranır.
-juillete hanım, abdurrahim bey tarzında söylemlerle ilginç kişiler tanıtılır.
-bir aile'ye konuk olunur, yemekler tanıtılır(afrika'da değillerse)
-türk okulu tanıtılır, eğitiminden bahsedilir.
-bir türk öğretmen tanıtılır.
-varsa oraya üniversite okumaya gitmiş türk öğrencilerle muhabbet edilir.
-program biter.
bunun dışında yemekleri yedikten sonra suratının ekşimesi ve akabinde "gerçekten çok güzel sayın seyirciler" demesi beni benden alan hareketlerinden biridir.
Senelerce tvde beklediğim ve samanyolu tvde izlediğim yegane program olan 'ayna'nın sunucusudur.
Bazıları şimdi çıkıp diyebilir ki; yok feto'nun okullarının propagandasını yapıyordu, yok efendim cemaati insanlara sevdirmeye çalışıyordu falan, umrum değil. velhasıl senelerce izlediğim programında bunların hiçbir önemi yoktu benim için. Zaten o vakitler pek bir çocuk sayılırdım. Yani mevzudan pek ayıktığım söylenemez lakin halen ara ara, stv kapatılmadan önce, eski veya yeni bölümlerine denk geldiğimde tvye çakılı kalır izlerim ya da izlerdim demeliyim. Belki de birçoğumuzun hayalindeki yaşam ve insandı bu adam. Benim kesinlikle hayalimdeki hayatın oluşmasına katkısı yadsınamaz. En azından bizleri farklı coğrafyaların varlığından haberdar etmiş ve bir nebzede olsa içimizi programıyla ferahlatmıştı kendisi. Gidemesek de veya hiç gidemeyeceksek dahi 1 saatliğine de olsa hayallerimizi evimize taşımıştır. Ve gariptir benim ilgimi en çok afrika programları çekerdi. Sebebini pek bilmem, belki de o ülkeler hakkında pek bilgimiz olmamasıdır. Sanki coğrafi keşifleri yeniden yapıyormuş gibi bir his veriyordu bana.
Her neyse bugün içimizde dünyayı dolaşmaya dair bir özlem var ise, en azından az da olsa bu dinmişse ve bilmediğimiz coğrafyalardan harita dışında birazcık da olsa bilgi sahibiysek bu senin eserindir sayın saim orhan. Bizlere sunduğun programlar için sana şükranlarımı sunuyorum, umarım en azından senin programın devam eder *
Ayna Cumartesi gecesi saat 23.00 da, unutmayın gençler.
arapçayı suriyelilerden daha iyi konuştuğuna inandığım belgeselci.
aslında tam olarak bir belgeselci sayılmaz. belgeselci dediğin rahmetli barış manço gibi olur. bu adam bir yeri tanıtmıyor pek, gittiği yerden böyle kıyıdan köşeden insan portreleri sunuyor. havana' da çiftçiler nasıl kahve yetiştiriyor? tahran' da taksi şoförlerinin sıkıntıları nelerdir? delhi' de kulak temizleyicileri nasıl çalışıyor? bunları gösteriyor. zaten insanlar da bunları merak ediyor. bu yönüyle acun ılıcalı' nın bir nevi muhafazakar versiyonu gibi. şiirsel bir dille yapmaya çalıştığı sunumları ufak çapta bir edebi facia olsa da kendisini severek izliyor, programlarının güzelleşerek devamını diliyoruz.
bir zamanlar samanyolu nda efsane belgeseller çeken efsane adamdır, keşke hâlâ çekse de izlesek.
ayrıca twitter daki twitleriyle de ülkesinin yanında olduğunu ve darbeye karşı olduğunu kanıtlamıştır.
gittiği ülkelerde acundan farklı, karıdan kızdan uzak durup ülkeyi tanıtan, mutlaka birkaç türk bulup ülkenin durumunu anlattiran muhafazakar şanslı gezin.
(bkz: cemaatin firari gezgini)*
