saidi kürdi nin vatan haini olduğu gerçeği

entry2 galeri0
    1.
  1. Bu kadar büyütülen Saidi Kürdi kimdir :

    Sait, kürt cemaatından, şafii mezhepli, nakşi tarikatlı, okur fakat yazmaz, imla bilmez, seksen sene içinde yaşadığı millet olan Türkün lisanına hakkıyla vakıf olamamış, felaketten felakete sürüklenmiş, bir hapishaneden diğerine sürülmüş ve bugün seksen yaşını geçmiş ihtiyar bir adamdır.

    Devletin büyük makamlarını uzun bir zaman ellerinde tutan bir zümre, bu adamcağızı lüzumsuz yere mahkemeden mahkemeye ve hapisten hapise sürükleyerek kahramanlaştırdılar ve zamanın müçtehidi mübeşşiri haline getirdiler. Halbuki Deli Saidin ilim ve diyanetle ne alakası var? Halk, üzerinde bu kadar ısrarla durulan bu şahısta bir şeyler var zannile büyüttükçe büyütmüş ve bu güne kadar gelmiştir. işte bu idare zümresinin milletin başına sardığı belalardan birisi de budur. izam etmeyi bu gençlik onlardan öğrendi. Bu da antitez olarak böylece doğdu.

    Hayatı ömrünün üçte birini hapishanelerde, polis ve jandarma nezaretinde geçiren bu şahsın akibetini, Sultan Abdulhamit Hana dil uzatan insanların çektiği ve düçar olduğu azap ve felaket muvacehesinde görüyoruz.

    Elmalılı Hamdi ve benzerleri gibi selahiyetli din adamlarının nedametleri Mason Cemiyetinin reisi olan Rıza Tevfiki bile intibaha getirmiş ve nedametini izhar etmiştir. Saitte buna ait bir satır yazıya rastlamak hala mümkün olamamıştır. Hatta, baştan başa Sultan Abdulhamit Hana hücum eden iki mektebi musibetin Şehadetnamesi isimli kitabı yeniden basılmış ve mahkemede hürriyet aşıkı ve kahramanı olduğuna delil gösterilmek istenilmiştir.

    Sait, Kürdistan Azmi Kavi Cemiyetinin arzusu üzerine mahalli Kürt kıyafeti ile, boynunda dürbün, belinde tabanca ve kama, ayağında lapçin ve başında poşu olduğu halde istanbula gelmiş ve büyük bir cüretle Cuma selamlığında Padişaha cemiyetin Sait imzası altında yazdığı ve esası kürtçe tedrisat yapacak mektepler açmaya dayanan arizayı takdim etti. Memleketin ve milleti islamiyenin ittihadını bozmak gayesine matuf olan bu hareketi canianesinden dolayı haklı olarak tımarhaneyi boyladı. Sonra affolup memleketine yollandı.

    Kürtçülük uğrunda kendi padişahına sövecek kadar akıl ve iymandan bi behre (nasipsiz) Sait, bugün sahneye müçtehidi mübeşşir veya kutbu azam olarak çıkmış görünüyor ve cehelei nas da bu delinin etrafında haleleniyor. Kendini Kuranı aziymmüşşanın müdafii gibi gösteren Sait bizzat kendisi Kuranı aziymüşşana muhalefet etmektedir. Gaybı yalnız Allahın bileceğini, Kuranı Keriymin kaç kere tekrar etmiş olmasına rağmen Sait, Hazreti Alinin Celcelutiyye kasidesinde risalei Nur ve Siracünnurun geçtiğini, bunu keşfettiğine bizi inandırmak ister (ikinci Şua, Sahife 53).

    insanın aklına öyle geliyor ki Acaba ben de Risalei Nur adlı bir kitap yazsam o zaman kasidedeki siracünnur kastı acaba hangimizin kitabı olur? diyorum.

    Risalelerin yazılışı da pek acayiptir. Bilmem kaçıncı Lemanın kaçıncı şuasının şu meyvesi zühre yıldızından gelmiş beşinci noktası olarak yazılıyor. Sonra bunlar birleşerek Kuran cüzlerine imtisal derecesine, Lemaat, Şuaat, Mektubat vs. Olacakmış.. Sözleri de Sözcat olmasa bari.

    işbu reddiyeyi, hasreti ile yandığım vatanıma ve uğrunda bir ömür çürüttüğüm dinime ihaneti düşünen gerillacı asi Saide son ihtar olarak yazdım. Damarında bir damla Türk kanı olan her Müslümana, bu adamın Mason ve Komünist kadar tehlikeli olduğunu ehemmiyetle hatırlatırım. Ve selamü aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü.

    Mustafa Sabri (* )Kürd Saidin Mezhebi Hakkında Reddiye Armağanı, 2.bâb

    &

    "ingiliz Hükümetinden, kuvvetli, mütefennin, her surette müterakki, hami-i insaniyet bir hükümetin mevcudiyetini hala mutasavver mir?"

    Nisan 1909 tarihli Volkan gazetesi.

    Tımarhaneye kapatılmasına yol açan yazılarından ve sözlerinden bazıları :

    Risale-i Nur'un "Hizmet Risalesi" bolumunde gecen sozler:

    "Risale-i Nur'a karsi cikilamaz (itiraz) . yapilacak her itiraz en ulu kisilerden , Kutbu'l Azam'dan da gelse aldirirs edilmemeli.

    Kuran-i Kerim ve Risale-i nur Rahman ve rahim olan Allah'in bir indirisidir." Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur'un indirilisi aziz ve hakim olan Allahtandir....iste o nur hem Kuran-i Kerim dir hem de Risale-i Nurdur

    --

    Risale-i Nur'un 129 parcasi Kuran'dan uzanan elektrik telinin ucuna takilan 129 elektrik lambasi gibidir...Bu oyle bir kitaptir ki insanlari karanliktan isiga cikarsin diye sana indirdik (Secde suresi). Burada bahsi geçen nur, benim risalemdir.

    --

    "Risale-i Nur" u ovmektedir: "Risale-i Nur Kuran'in aynasidir, bir mucize niteligindedir." (Sonmez Risalesi)

    &

    Said Nursinin Hristiyanlığa ve misyonerliğe bakışı, dinler arası diyaloğun ilk tohumları:

    Birinci Dünya Savaşında bizimle savaşmış da olsa, bir Hristiyan ölmüşse şehit sayılır, ahirette mükafatı vardır. (Kastamonu Lahikası,s.45)

    Ne dinden olursa olsun bir nevi şehit hükmündedir. Mükafatı büyüktür, belki onu cehennemden kurtarır. Elbette şimdi fetret gibi karanlıkta kalan ve Hz. isaya mensup Hristiyanların mazlumlarının çektikleri felaketler, onlar hakkında bir nevi şehadet denebilir. (Kastamonu Lahikası,s.75)

    Hatta o mazlumlar kafir de olsa, ahirette kendilerine göre o dünyevi afattan çektikleri belalara mukabil rahmet&i ilahiyenin hazinesinden öyle mükafatları var ki, eğer perdei gayb açılsa o mazlumlar haklarında büyük bir tezahürü rahmet görünüp,Ya Rabbi şükür elhamdü lillah diyeceklerini bildim ve kati surette kanaat getirdim. (Kastamonu Lahikası,s.45)

    Müslümanlık Hristiyanlık ittifakını bozmaya çalışanlara karşı üç zümre; Nurcular, Hristiyan ruhaniler ve misyonerler uyanık olmalıdır. (Emirdağ Lahikası I, s. 1712, Tarihçe Hayat, s.43den nakleden Prof. Dr. Yumni Sezen, Dinlerarası Diyalog ihaneti, Kelam Yayınları)

    Misyonerler ve Hristiyan ruhanileri, hem nurcular çok dikkat etmeleri elzemdir. Çünkü herhalde şimal cereyanı, islam ve isevi dininin hücumuna karşı kendini müdafaa etme fikriyle islam ve misyonerlerin ittifakını bozmaya çalışacak. (Lemalar,111,141)

    ---

    Kürei Arzın şimdiki en büyük devleti Amerikanın bütün kuvvetiyle din hakikatlerine taraftar çıkması ve islamiyetle Asya ve Afrikanın saadet ve sükünet ve müsalaha bulacağına (barış bulacağına) karar vermesi ve yeni doğan islam devletlerini okşaması ve teşvik etmesi ve onlarla ittifaka çalışması, kırkbeş sene evvel olan müddeayı isbat ediyor, kuvvetli şahit olur.(Tarihçe Hayat , 88, Arabi Hutba i Şamiye Eserini tercümesi / Birinci Kelime / Haşiye, içtimai Reçeteler II/101, Arabi Hutbe i Şamiye Eserinin Tercümesi / Birinci Kelime/Haşiye)

    Tercümesi: Amerikanın dünyanın en kuvvetli devleti olduğunu ve dini hakikatlere sahip çıktığını iddia ediyor ve Amerika, Asya ve Afrikada islamiyetle beraber huzur ve saadet geleceğine karar verdi, Amerika yeni doğan islam devletlerini okşadı ve onlarla ittifak etti diyyor.
    2 ...
  2. 2.
  3. yazarın hadi copy paste yaptın bari eklere karşılık gelen numaraları silmesinin gerektiği başlık

    "Birinci Dünya Savaşı’nda" nedir yani?
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük