2.Abdülhamit'in deli diye tımarhaneye kapattığı, Atatürk'ün ise milletvekili yaptığı şahıstır kendisi. Geçmişe bakınca 2. Abdülhamit'in daha doğru karar verdiğini anlıyor insan, keşke hep tımarhanede kalsaymış. "Bana söylendi, bana ilham geldi... yaz gardaşım..." diyerek vahiy aldığını iddia etmekte islam'la alakalı olmayan en kafir şeyh lakaplı ibn Arabi'nin düşüncelerini topluma risale-nur adı altında boca etmektedir.
Bu türk düşmanı haini türk tasavvuf büyükleriyle aynı kefeye koymak, onlarla birlikte değerlendirmek en hafif tabirle ahmaklıktır. Biz biliyoruz ki hainliğin, takiyeciliğin en bariz halidir.
islamı istismar ettikleri gibi tasavvuf büyüklerini de ediyorlar. Her şeyden önce said nursi tasavvuf geleneğini reddeden bir modernisttir. Kendi geleneğini yaratma çabasındadır. Mason, reformcu isimleri risalelerde över. Türk düşmanıdır, cumhuriyet düşmanıdır, osmanlı düşmanıdır, tasavvuf düşmanıdır.
işte sevgiymiş, hoşgörüymüş geç bunları. Bunların özü türk tasavvufunda. Nurculuk ise takiyecilik ve bu topraklara ihanet yoludur.
Reformcu Mason abduh ve afganiyi risalelerde seleflerim diyen böylelikle türklerin inancı olan sünni/hanefi/maturidi anlayışa göre de kıpkızıl sapık olan nursuz.
Said Nursi, 23 Mart 1960 tarihinde 82 yaşında Şanlıurfa'da öldü. Naaşı Halilürrahman Dergahı'nda kendisine ayrılan yere defnedildi. Ancak iki ay sonra 27 Mayıs 1960'da bir askeri darbe oldu. Milli Birlik Komitesi hükümeti Bediüzzaman'ın kabrinin nakledilmesine karar verdi.
Milli Mücadele döneminde Said Nursi Hazretleri ingilizlere karşı mücadele ettiği için, hakkında idam kararı çıkmış ve Mustafa Kemal tarafından Ankara'ya davet edilmiştir. Hatta hizmetlerinden dolayı mecliste bir merasim ile karşılanmıştır.
Osmanlı Rus harbinde gönüllü albay olarak talebeleri ile Ruslara karşı savaşmış, bir çok talebesi ve öz yeğeni şehit düşmüş, kendi de yaralı olarak Ruslara esir düşmüştür.
Osmanlının bir çok sosyal olayında müspet hareketleri ile isyancıları bir nutuk ile hizaya getirip fesatların önüne geçmiştir.
Cumhuriyet döneminde kendisine yapılan onca haksızlık ve zulümlere rağmen, asla asayişi bozacak ve toplumu menfi anlamda yönlendirecek girişimlerin içinde olmadığı gibi karşısında durmuştur.
Üstad Hazretleri, Şeyh Said'i isyanından vazgeçirmek için oldukça çaba göstermesine rağmen, bazı ahmak ve cahiller halen Said-i Nursi ve Şeyh Said’i aynı kişi zannediyor. Sizin ifadelerinizden de anlaşılan, o asker Şeyh Said ile Üstad Hazretlerini karıştırıyor. Nutuk'ta Üstad Hazretleri ile ilgili hiç bir ifade geçmiyor.