ben tanımadığım için sevmiyorum. tanısam belki sevebilirdim.
sevmeyenleri pek çoğu da tanımamalarına rağmen sevmiyorlar sanırım. tanıyıp da sevmeyenini pek görmedim çünkü.
bilemicem.
cumhuriyet döneminde o kadar uğraşılacak sorun varken, bi de bunun fes başıma fes başıma diye sorun çıkarması. sanırsın o takkeyi kafasından çıkarsa beyni de takkeyle çıkıp gidecek, ölecek.
bi de atatürk' ü putlaştırmayın diye bozuk atıp bu efendiyi kıble yapan müslümancıklar var, o daha fena. asla tartışmayın, gördünüz mü hızla kaçın derim.
islam'da, evliyaların kerametlerini açıklamaları yasaklanmış olmakla birlikte, açığa çıktıklarında sırra kadem bastıkları bilinmektedir. bahsi geçen said nursi'nin, yaptığı veya yaptığını söylediği bütün kerametleri anlatması. örnek:
"Bir Zaman Eskişehir Hapishanesinin Penceresinde Oturmuştum
Karşısında bulunan Lise mektebinin büyük kızları onun avlusunda gülerek raks ederken, onları, o dünya cennetinde cehennem hûrileri hükmünde gördüm. Fakat birden elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Onların gülmeleri elîm ağlamaları suretini aldı. Ondan bu gelen hakikat inkişaf etti (meydana çıktı). Yani, elli sene sonraki hallerini manevî ve hayalî bir sinema ile gördüm ki: O gülen altmış kızdan ellisi; kabirde azab çekiyorlar, toprak olmuşlar. Ve on tanesi, yetmiş yaşında çirkinleşmiş, herkesin nazar-ı nefretini celbediyorlar (tiksintili bakışlarını çekiryorlar). Ben de onlara ağladım."
daha sonra, namaz vakti geldiğinde kelepçelerin kendiliğinden düşmesi vesaire. bu sebepten ötürü, kendisi şarlatan mıdır bilemem, fakat, düşündükleri ve kamuoyuna aksettirdikleri kadar yüce biri değildir.