biri önüne geleni ve hatta moğolları, maya'ları, aztekleri, sümerleri bile türk ilan etmiştir diğeri "bütün müslümanlar kardeştir bu kardeşliğe ihanet edenlerin yeri cehennemde ateştir" demiştir.
birisi taraftar toplayabilmek için hilafeti, içten içe kin beslediği hilafeti koruyacağını ilan etmiştir. sonra bulduğu taraftarlarla kazandığı zaferleri kendisine mâl etmiştir. hilafeti de yıkmadan geçmemiştir. diğeri ise sadece "gelen gelsin ağalar" diyerek binlerce talebe toplamıştır.
biri "savaştım yendim ve bu memleketi onlardan kurtardım" diye övündüğü ingiliz ve fransız sefirleriyle dolmabahçe sarayı balo salonlarında kadeh tokuşturmuş, valsler yapmış, diğeri yasak olduğu için ahırlarda izbelerde namaz kılmak zorunda kalmıştır.
ama şu bir gerçek ki; türkiye'de güneş açısını değiştirmiştir. gizlenen gerçek tarih, yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaktadır ve buna karşılık uydurulmuş resmi tarihin maskesi düşmektedir.
çünkü tarih çok acımasız bir bilimdir. ne kadar saklarsanız saklayın eninde sonunda gerçekleri çıkarıp yüzünüze tokat gibi geçirir.
biri "bütün müslümanlar kardeştir" diyerek içinde yaşadığı müslüman halkı "kürdistan teali cemiyeti" ve "darül hikmetül islam" örgütü eliyle abd'ye satmış, diğeri de aynı halkı said nursi gibi üfürükçü şerefsizlerin elinden kurtarmak için hayatını ortaya koymuştur...
" kürei arzın şimdiki en büyük devleti amerikanın bütün kuvvetiyle din hakikatlerine taraftar çıkması ve islamiyetle asya ve afrikanın saadet ve sükunet ve müsamaha bulacağına karar vermesi ve yeni doğan islam devletlerini okşaması ve teşvik etmesi ve onlarla ittifaka çalışması, kırk beş sene evvel olan müddeayı ispat ediyor, kuvvetli şahit olur.
son 10 yıldır toplumda bulundukları konumları birbirlerininkiyle değiştirilmek istenmektedir. Sanki Said Nursi vatanı milleti kurtaran aydınlığa ulaştıran, Atatürk ise isyanlar çıkaran halkı gericiliğe sevkeden biri olarak gösterilmeye başlanmıştır.
ikisini de bize yanlış tanıttılar,
birisi memleket için, vatan için, canını verenlerin zaferini sahiplendi,
diğeri vatanı için canla başla mücadele ettiği halde, 28 sene hapis ve sürgün de yaşadı, o zamanlar ülkesi için canını dişine katanların hepsine yapıldığı gibi, o da vatan haini ilan edildi, *
bana yada bu yazıyı okuyan sana yapılsa böyle haksızlık bilmiyorum ne oldurdu, ama hakkını helal ettiğini söyleyerek ayrıldı birisi, diğeri sadece toprak oldu gitti,
aralarındaki hükmü allah verecek ve sizde şahit olacaksınız, ve herkes sevdiğiyle beraber olacak, inşallah.
biri houdini gibi, kelepçeleri düşünce gücüyle (pardon namazın hatrıyla) açabilen bir sihirbaz, diğeri bu ülkenin kurtuluşuna önderlik etmiş özel güçleri olmayan bir "insan".
ama bazıları yanlış tanımamış herhalde, çözmüş olayı her nasılsa.
atatürk vatanı için canını verenlerin zaferini sahiplenmiş!
kaynak? yok!
canını verenlerin yakınlarının ya da gazi olanların demeçleri ortada. hepsi hakkını binlerce defa helal ediyor gazi paşa'ya...
diğeri* "vatanı için canla başla mücadele ettiği halde, 28 sene hapis ve sürgün de yaşamış".
kaynak? yok! hangi mücadelede bulunmuş, hangi vatan için mücadele etmiş? yok!
ha yok kaynak var aslında. kendisi ile yapılmış röportajlar var, demeçleri var, "kürdistan teali cemiyeti", "darül hikmet-ül islamiye", "teali islam cemiyeti" gibi nifak örgütlerinde yaptığı şerefsizliklerin dökümü var. abd'ti yağlayıp yücelten açıklamaları, daha da öncesinde alman generalleri için yazdığı güzellemeler var.
yani dostum, kaynak ararsan bol bol var. sana "yanlış tanıtma" çabasında olan varsa açar okur, araştırır, gerçek bilgiye ulaşmaya çalışırsın. eğer mal değilsen, beyinsiz koyunun teki değilsen basit bir araştırma ile binlerce kaynağa ulaşırsın. kimin ne olduğu, kaç paralık adam olduğu, kimin ipinin ucunda dans ettiğini daha iyi görürsün...
hangisinin toprak olup gittiği, hangisinin insanların kalbinde yaşadığı ise malum. cemaat zoruyla fon bulup hür adam adlı uyduruk film çekilmese said'i doğru düzgün hatırlayan bile yoktu. insanlar aptal değil, kimin ne mal olduğunu çok iyi biliyor.
son olarak, said kişisi 1950'li yıllarda abd ve israil'in sscb karşıtı propogandalarında kullanılmak üzere model olarak seçilmiş, dönemin türkiye hükumeti de bu arkadaşı seçim meydanlarında gezdirip dolaştırmıştır. abd için yaptığı son hizmet de budur.
not: abd ile ilgili olumlu demeç vermek ve savaş esnasında abd mandasını savunmak bir birinden biraz(!) farklıdır. ingiltere adına propoganda yapmak biraz daha farklıdır. evet araştırma yaptığınız yerlere teali islam cemiyeti faaliyetleri ile ilgili bilgi edinmek istediğinizi de belirtin onlar anlar. sapla samanı karıştırmayalım...
saçma kıyas. said nursi kim lan? bana göre kimse putlaştırılmamalı ama mustafa kemalle, islamcı ve bir özelliği olmayan adamı kıyaslarsan ayıp etmiş olursun mustafa kemale.
bu karşılaştırmanın varlık sebebi iki taraf içinde farklı gibi görünen aslında benzer duygulardan yola çıkıştır.
iki tarafta kişilerin kutsiyetini insan üstü seviyede tuttuğu sürece bu hiç bir işe yaramayan karşılaştırmalar sürüp gider.
kemalistler güçlüyken ayar veren kemal paşa, gericiler güçlüyken ayar veren saidi nursi oluyor.
bir siktirip gidin insanları kendi haline bırakıp.
said nursi zamanının en ileri derece cumhuriyetçilerinden biridir. hatda bazı müdafasında zamanındakilerin beşikteyken kendinin cumhuriyet sevdalısı olduğunu belirtir. yazdığı kitap ve mahkeme müdafaalarında hep bütünlük ve adaletten dem vuran bir allah adamıdır. cumhuriyetin kurulmasından sonra bazı yeni icraatlere karşı çıkması onu vatan haini yapmaz. ömrü hapishanelerde geçmiş bir zatın tek emeli cumhuriyet öncesi yapılan baskı ve zulümlerin başka isim altında başka kadehten müslümanlara içirilmemesi ve milletinin imanıdır. biri siyaseten bunu yapmaya çalışırken diğeri milletinin kurtuluşunu imanda görmüş. said nursi nin atatürk tarafından meclise çağrılması ve konuşma yaptırılması o zamanki said nursi kurtuluş savaşı katkısının isbatıdır. bazı fikir ayrılıkları olmuştur bu ne atatürk ü yükseltir ne de said nursi yi alçaltır. said nursi ye vatan haini diyenler okumaktan dem vuran zır cahiller veya kitap yüklü eşşeklerdir. kendi milletinden ziyade türk milletine övgüler yağdıran ve onunla alakadar olan bir zata iftira etmek nankörlükten başka bir şey değildir.
2. abdülhamitin delidir diye tımarhaneye attırdığı bir meczup ile devlet kurabilecek kapasitede zekaya sahip birisinin karşılaştırılmasıdır.
ot içerek kafasını güzelleştiren ve söyledikleri ile cahil cühelayı peşine takan birisi ile rakı içen ve içtikten sonra sapıtmayan aynı ciddiyetle devlet adamlığına devam eden birisinin karşılaştırılmasıdır.
radyo için çok ama çok bilimsel bir açıklama yapan( cinler, periler, melekler) birisi ile, geometri kitabı yazacak kadar bilgili birisinin karşılaştırılmasıdır.
lan etmeyin diyorum dinlemiyorsunuz gerçi bende de hata var tutamıyorum kendimi yazıyorum böyle başlıklara ama neyse. size değil kendime kızıyorum aslında.
bunlardan birisinin takipçi ve müridleri mustafa kemal atatürk'ün sadece bir "komutan" olduğunu ve savaşta fiili olarak rol aldığını sanmaktadır.
şimdi bu adamlara yakın dönem siyasi tarihi mi anlatacaksın, ortadoğu politikalarını mı yoksa mısır özgürlük mücadelesini mi? hindistan tarihini mi ya da siyaset felsefesini mi? atatürk'ün sadece bir "komutan" olduğunu düşünen ve bunu dile getiren adama "cin ali" den başlayarak okuma öğretmek gerekir ama o kadar zamanımız yok ne yazık ki...
said nursi'nin faaliyetlerini ise sayıp duruyoruz, anlamayan kendisi de kurucusu olduğu örgütlerin faaliyetlerine bakmakta özgürdür. tonlarca risale okumuş biri olarak da şu "okumadan laf atmayın yeaa" çiğliğinden bıktım. okuma yazmayı bilen bir siz varsınız sanki...
haine biat edenden fazla bir şey beklememek gerekir.
