isa tanrı tarafından görevlendirilmiş bir elçi (peygamber); saidi keko ise ruh hastası şarlatanın tekiydi. hz isa romalı bürokratlarla, zorluklarla mücadele etmiş, asla yalan söylememiştir. saidi keko ise anadolu işgal edildiğinde işgal altındaki istanbul'da göt büyüterek o büyülü (!) kitaplarını yazmıştır. saidi keko, kurtuluş savaşı'na katılmamış, savaş sırasında istanbul'da evinde yatmıştır.
aralarındaki tek benzerlik ikisinin de evlenmemiş olmasıdır.
resimlerden sanki fotoğraf gibi bahsedilmesi ressama hakaretdir, said nursinin o resmi rafet beleye ait değildir ve sanırım bilerek yapılmıştır örneklemeyi içermek için.
gün içerisinde bir yazarın * yazdığı yazıda dine hakaret ediyor, peygambere hakaret ediyor nidaları allahu ekber, ya allah bimillah nidaları ile cevaplandırırken aynı dini bütün peygamberseverleri burada da görmek istiyoruz ki zira isa da bir peygamberdi yanılmıyorsam kutsal kitaba göre.
iki yüzlülüğün fesatçılığın ve sahteciliğin bu kadarı anca böyle ortamlarda görülür.
tehlikeyi görünce şimdi savunduğu peygambere sövecek onlarca çakal var buralarda ve azıcık samimiyet öğrenmeliler.
Not: o çakallar çok bozulmuş anlaşılan. zorunuza gider gerçekler. insan sıfatı almanız için daha çok beklemek lazım malum evrim çabuk olmuyor.
o değil de dinler arası diyalog kavramı bana her zaman saçma gelmiştir. böyle bir şey olamaz. hoşgörü riyakarlığıyla yapılmıştır kanaatimce. islamın buna ihtiyacı yok.
ek olarak ateist arkadaşların! her zaman yaptıkları örneği gördük. neymiş:
-falancı din adamı sahtekar
+eeeeeee
-e yani onun inandığı din de saçma olur haliyle
+dam üstünde saksağan vur beline kazmayı
kıssadan hisse: din başka şey, ona inananların ya da inanıyor görünenelerin yaptıkları başka. you understand?
