said nursi deki inanılmaz mantık hatası

entry12 galeri0
    1.
  1. bu kardeşimiz radyoda sesin melekler tarafından getirildiğini söyler, ama işin aslında radyo havadaki ses dalgalarından derler sesi.

    neden böyle düşünmüş ki said hoca ?
    7 ...
  2. 2.
  3. mantık hatası, eserleri okuyup anlamadan kopyala yapıştır yapan cahil insanlar silsilesinde aslında.* desem ki bu radyo meselesi risale i nur külliyatının neresinde geçiyor, onu bile bulup getiremeyacek olanlar, birilerinde mantık hatası ararlar ki, şaşarım.

    şimdi izah ediyorum o meseleyi.

    önce şunu bir okuyalım;
    http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3776

    mesleye açıklama;

    müslümanların inanışı şöyledir ki: allah'ın yarattığı her şeye melekler nezaret eder. mesela biz "her yağmur damlasını bir melek indirir" derken, yağmuru etkileyen meteroloji kanunlarını reddetmiyoruz. diyoruz ki allahın icraatı olan kanunlara melekler nezaret eder.

    o yüzden tüm müslümanlar tüm tabii olaylardaki melekleri kabul eder. evet, radyo dalgalarının taşınma kanunu fiziksel olarak sabittir, bu o kanuna meleklerin nezaretine ters değildir ki.
    bediüzzaman'ın allah'ın varlığına ve birliğine sıkça kullandığı delillerden biri şudur: "eğer, basit, küçük bir şey; pek çok önemli vazifeyi yapıyorsa, demek o yapmıyor, ona yaptırılıyor"

    üstad şunu vurguluyor: bir hava zerresi mümkündür ki o anda binlerce farklı kişinin sesini taşısın, hem milyonlarca tv/radyo/telsiz yayınlarının dalgalarını aktarsın.
    o zerre akılsız, şuursuz olduğu cihetle demek ona bu işleri allah gördürüyor.

    bu gelen hadis-i şerifin meali gösteriyor. şöyle ki: bir melaike var. kırk bin başı var. her başında, kırk bin dil var. herbir dilde kırk bin tesbihat yapıyor.

    böyle hadisleri hepimiz biliyoruz.

    üstad bu anlaması zor hadise bir örnek veriyor:
    bir hava zerresi nasıl ki "sübhanallah" sözünü veya onun yayınını yapan radyo dalgasını 40 binler yere aktarabilir, işte o melek bu işe nezaret eden melek olabilir.
    üstad sadece bunu diyor ve anlaması zor bir hadisi akla yakın kılarak, efendimizin mucizesine işaret ediyor.

    bunun neresi size mantıksız geliyor?
    9 ...
  4. 3.
  5. eserlerini okumadan anlamadan diye kükremiş yağızın biri ama bu raporlu delinin( kendisi akıl hastanesinde yatmış bir delidir) hezeyanlarından oluşan külliyatı okusa millet bu ülkede barınamazsınız.

    --spoiler--
    "...pasa'nin alninda nohut nohut terler belirmisti, said nursi beiuzaaman radiyallahu anh hazretlerinin karsisinda hazan yapragi gibi titriyordu.cogu zaman emir erlerine ismet pasalara hakaret ve emirler yagdirdigi makaminda kuculup kalmis, ayaginin altindaki halinin puskulunu ecnepi potinlerinin kenariyla kah o yana kah bu yana salliyordu.
    radiyallahu anh ve la illa abidune kadesallahu siirahul aziz hasmetli hazretleri said i nursi (topragi bol, duacisi cok olsun) delici bakislariyla pasanin icinden gecenleri okuyordu.
    pasanin tuzagina dusmemis onu kundye getirmisti.
    - efendi diyecegin bir sey yoksa izninle ben selametle gidiyorum dedi.
    pasaya bogmaca salgini olmuscasina bir ates kapladi bogazi sisti, garip sesler cikararak vesaire vesaire biy biy biy..."
    --spoiler--

    said nursi'yi ve risale i nur'u, şerif mardin sosyolojik olarak incelemiştir. elbette sosyolojik bir olgudur. batı modernizmi karşısında acziyete düşen ve modernizmin karşısında imanı ile var olmak isteyenler için bir sığınak olmuştur risale i nur. bir anlamda din ile bilimi uzlaştırma çabasıdır (bkz: bilim ve iman). said nursi de bunu ifade eder. o dönemdeki materyalizm düşüncesine karşı yazmıştır risale i nur'u. tabi böyle bir şeyin ihtiyacı içinde olan bir kesim de peşinden gitmiş ve yüceltmiştir sözkonusu şahsı. risaleler bir kısım hikayeler ve örnekler verip devamında bunu dini bir takım dogmalara bağlama yöntemini tercih etmektedir. örneğin bahsi geçen çölde giderken canavar tarafından kovalanıp kuyuya düşen adam hikayesinin bir orjinalitesi yoktur. zira hem tolstoy'un anna karerina'sında geçmektedir hem de eski bir hikayedir doğuda. bir amerikan misyonerinin merzifon amerikan koleji hatıraları isimli bir kitapta, kitabın yazarı o hikayeyi bir imamın ağzından anlatmaktadır. ki aynıdır. bu hatıralar 1910'dan önceki bir zamanı anlatmaktadır. said nursi ise işaret ül icaz adlı eseri hariç risaleleri 1920'den sonra yazmıştır. sözkonusu hikaye yanlış hatırlamıyor isem risalede sözler kitabının 8. sözünde geçer. ama bunu bilmeden ondan okuyan biri hayranlığa gark olur. gerçi hayranlığa gark olacak bir şey de yoktur ya neyse. ama dönemin sosyolojik şartları ve inançlı kitledeki pozitivizme karşı mağlubiyet psikolojisi o ruh hali ile said nursi'ye ve eserlerine sarılmış ve geçen zaman içerisinde müritleri şeyhi uçurmuş, ulaşılmaz yapmışlardır.

    islam'a ve peygamberine alternatif yaratmaya çalışanların, kuran'a karşı yarattıkları alternatiftir. müslümanım diyen buna iltifat ederse dinden çıkar.

    çok önemli düzeltme : spoiler külliyat içinde bir önsözden alıntıdır. ikazı ile beni yanlışım konusunda düzelten cunku essegin nickinden dolayi nickli uuser'a teşekkür ederim ...

    ancak 5. şua'dan şu alıntıları kişisel yorumumla alıyorum



    " haşiye: aşağıda gelecek olan birinci mes'ele yazıldıktan hayli zaman sonra zuhur eden bir hâdise tam te'vilini göstermiştir. şöyle ki: hadiste " o süfyan bir su içecek, eli delinecek " denilmiş. yani bir çeşit su olan rakıyı su gibi çok içecek ve o sebepten batnı su tulumbası gibi olacak ve o su hastalığı yüzünden zulüm ve hile ile topladığı milyonlar mal su gibi elinden akacak, ecnebi doktorların boğazına girecek. mesmuatıma nazaran; üç senede üç milyona yakın liraları tedavisine gayet israf ile sarfeden " bir insan " asrımızda göründü, " bu hadîsin te'vilini bende görünüz" hayatının lisan-ı haliyle dedi. hem, bir su içecek eli delinecek olan kudsi söz ne kadar manidar ve mu'cizekâr ve yüksek ve cem'iyetli olduğunu vefatiyle bildirdi, gitti."

    1) ilk örnek yukarıdaki rakılı örnek. hatta kendince atatürk'ün siroz hastalığına bile laf var.

    2) "o süfyân, kendi başına frenklerin serpuşunu koyup herkese de giydirir. fakat cebir ve kanun ile tâmim ettiğinden, o serpuş dahi secdeye gittiği için inşâallah ihtida eder, daha herkes--yalnız istemeyerek--onu giymekle kâfir olmaz."

    fazla yorulmayın şapka inkılabı.

    3) allah!. allah!. allah!.. deyip zikreden tekyeler, zikirhâneler, medreseler kapanacak ve ezan ve kamet gibi şeâirde ismullah yerine başka isim konulacak."

    tekke ve zaviyelerin kapanması.

    4) "büyük deccal'ın ispirtizma nevinden teshir edici hassaları bulunur. islâm deccalı'nın dahi, bir gözünde teshir edici manyatizma bulunur."

    (bkz: ataturkun tek gozu niye bir gariptir)

    5) "hem şanlı ve kahraman bir millet, mağlûbiyeti hengâmında, böyle istidraclı ve şanlı ve tâli'li ve muvaffakiyetli ve kurnaz bir kumandanı bulunduğundan gizli ve dehşetli olan mâhiyetine bakmayarak kahramanlık damariyle onu alkışlar, başına kor, seyyielerini örtmek ister. fakat kahraman ve mücâhid ordunun ve dindar milletin, ruhundaki nur-u îman ve kur'an ışığıyle hakikat-ı hâli göreceği ve o kumandanın çok dehşetli tahribâtını tâmire çalışacağı, rivâyetlerden anlaşılır."

    fethullah gülen 'in atatürk için askeri ve siyasi deha dediğini hatırlayın.

    6)" şarkın en cesur ve kuvvetli ve kesretli kavmi ve islâmiyetin en kahraman ordusu olan türk milleti, o rivâyet zamanında horasan taraflarında bulunup daha anadolu'yu vatan yapmadığından, o zamandaki meskenini zikretmekle süfyâni deccal onların içinde zuhur edeceğine işâret eder."

    yani diyor ki: türkler'in içinden çıkacak.
    4 ...
  6. 4.
  7. deli raporunun o zamanlarda nasıl verildiğini bilip salağa yatanları bize gösterem olmayan mantık hatasıdır.

    zaten dünyada bir siz ateistler akıllısınız.
    1 ...
  8. 5.
  9. herkesten zeki olunca deli demişler amk. bu kadar basit olan durumdur.
    Not: ne oldu battı mı?*
    3 ...
  10. 6.
  11. "kompile" nidaları ufuktan yine yükselmiş. abdülhamid han gibi mütedeyyin bir padişah dahi bu meczup!un zırvalıkları karşısında dehşete düşüp, hakettiği tımarhaneye kapatılmasına hükmettiyse artık neyi savunuyorsunuz. abdülhamit han da mı ergenekoncuydu, ateistti.
    5 ...
  12. 7.
  13. said nursî'nin düşüncelerinin mantığı var mıdır ki hatası olsun?

    asıl mantık hatası risale-i nur'un "gaybdan ihtarlarla" yazıldığını düşünen zihniyetin düşüncelerinin herhangi bir yerinde mantık aramak olur.
    2 ...
  14. 8.
  15. sizin mantık diye algıladığınız, söylemediği halde kutulardan meleklerin konuştuğunu sanmanız ise şayet, allah size biraz daha mantık versin o zaman. bırakın bediüzzaman mantıksız kalsın. *
    0 ...
  16. 9.
  17. yanlış önermeler ile kafamızı karıştırmayın.

    önermeyi yapabilecek insanlar ağlamadan konuşabilen insanlardır.

    düşüncesi uğruna kendi topraklarında ölebilenlerdir.

    bakınız : (bkz: sokrates)
    2 ...
  18. 10.
  19. psikolojik rahatsız olduğu içindir. delilerde mantık aranmaz.
    1 ...
  20. 11.
  21. kendisini peygamber ilan etmesi başlı başına mantık hatasıdır.
    2 ...
  22. 12.
  23. sobayla konuşan adamdır kendisi. hapis yıllarında soba ile kendi arasına geçen diyaloğu kitabına yazmıştır. çarpar hepimizi şerefsizim.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük