aynı şekilde bir başka hurafe de Ruslara esir düştüğünde ölüm cezası ile cezalandırılır ve ölüm şekli kurşuna dizilme. sıra ile tüm tutsaklara sıkılır ve sıra el said'e geldiğinde tüfek tutukluk yapar askere kızan albay kendi tabancası ile ateş etmeye kalkar ama oda başarısız olur bu işlem bir kaç rütbeli arasında tekrarlanınca bizim el- said'i serbest bırakırlar( Rus generaller imana gelir) .
Bir gerçektir.
Yüce said nursi'nin sakalından düşen kılı saklayan bir müridi, bunu fransız bilim adamlarına satıp dünyanın en zenginlerinden biri olmuştur. Ve kurşun geçirmez camın icadının serüveni böyle başlamıştır.
Peki o mürit kim mi?
izliyoruz...
Said nursinin 19 kez zehirlendigi halde ölmemesini, zehirin göğsünde bir yere toplandığı,
Cezaevindeyken cumaya gittiği goruldugu,
Beddua ettiği bir valinin feci bicimde ölmesi,
Yağmur şiddetli yağdığı halde bir tek said nursinin islanmamasi vs vs.. Binlerce sözde mucize sakirtlerin arasında dolanıp durmaktadır. Fetoyle ne kadar da benzer değil mi?
Bir de bunların cantaci Necmi abileri darbe sonrası çıkıp biz fetoyle ayni değiliz karıştırılmak istemiyoruz diye açıklama yapıyor. Halbuki fetonun tohumu kendileri.
Burada said-i nursi'ye atıp tutan zavallılar açıp baksın o esere. Böyle bir ifade olmadığını göreceksiniz.
Ayrıca Allah dostlarının kerametleri olabilir. Fakat bu onların sahip olduğu güçler değildir. Bu noktada yanlış anlaşılıyor işte. Bu yüzden dalga geçmeye çalışıyor millet. Mucize denen şey Allah'a aittir. ALLAH dilerse o kişiye yaptırır onu. Peygamber efendimiz bile yahudilere, bilmediği bir konuda "size yarın cevap vereceğim" demiştir fakat vahiy gelmemiştir. Çok zaman geçmesine rağmen vahiy gelmeyince peygamberimizle dalga geçilmeye başlanmıştır. Allah ise biz seni unutmadık, sen inşaallah deseydin biz vahyi sana bildirecektik demiştir. Burada düşünenler için bir ders var. Mucizeyi peygamber dahi olsa o kişiden bilmemek gerek. Bu Allah'a ait bir şey. O dilerse en garip adama bile keramet verir.
bir allah dostuna dil uzatmanın size ne kazancı olabilir diye düşünüyorum sonra diyorum ki zaten bunlar doğmamış sıçılmış odlukları için bir kayıplarıda yok diyorum ve hepinizi allah havale ediyorum.
aklıma bana eksi işlemeyeceği gerçeğini getiren said-i kürdi yalanıdır.
görüyorum ki iki şerefsiz nurcu yazdıklarımı eksileyip kaçmış! bilsinler ki hiçbir zarar görmedim! lan bu keramet değildir de nedir?
lan hıyarlar, yazdıklarıma "cevab" veremeyince eksileyip kaçmaca öyle mi? tekrar soruyorum: hangi evliya kendi kerametini anlatmış ve hele hele yazıp, reklam etmiştir?
ulan şunca dini kitaplar okudum, hiçbir evliyanın kendi kerametini sağda solda anlattığına, kendi kerametleri hakkında kitaplar yazdığına şahit olmadım!..
ya söz konusu "keramet"in şahidi kim? abdülhamit han efendimizin "delidir" diye tımarhaneye tıktığı, kibir abidesi, yalancı peygamber said-i kürdi'nin kendisi!
ben kutsal biri değilim, hatta tam tersine ateistim, kevlar body armor takınca bana da işlemiyor kurşun. bana da tapın o zaman amk malları dedirten entry.
