bir çeşit sallamadır. bende bebekken taramalı tüfeğin namlusunu ağzıma alıp ayağımla tetiği çekmişim. sen bir magazin git ağzıma boşal... sonra bütün mermileri tualette çıkarmışım.
Şimdi bu kitapda aradım bulamadım da bıdı bıdı da yapan arkadaşlar hadi bu yok diyelim. Daha ilk cümlelerinden tuhaflık ortaya çıkıyor. Açın sikke-i tasdik-i gaybi linki bu
s:70 Risale-i Nur kur'an ın delilidir demiş. Yani Allah kelamına delil olarak kendi yazdığı kitabı göstermiş. Şimdi siz bu kitapta tutar da Risale Kur'an-ı Kerim'in delilidir diye arama yaparsanız tabi ki hiç bir şey bulamayıp ahanda yok öle bişey iftira atıyorlar said-i nursiye dersiniz. Ancak 70. sayfada açıkca
Risale-i Nur;
--spoiler--
Kur'ân'ın bâhir bir bürhanı ve kuvvetli bir tefsiri ve parlak bir lem'a-i i'caz-ı mânevîsi ve o
bahrin bir reshası ve ....
--spoiler--
diye devam ediyor. Bürhan Delil getiren şey, bir hükmün dayandığı gerçek gibi bir anlama geliyor. Bahir ise apaçık demek. Sadece bu cümleyi bile Risale takipçileri açıklamaya ya da kabul etmeye kalksalar yüzlerce ayeti kerimeyi inkar etmek zorundalar (mesela bakara 2) . Başka çareleri yok. Aslında Said-i Nursi'nin yazdığı bu kitabı tamamen okursanız kitap boyunca yazdıklarının insanlar tarafından kutsalmış, Allah sözüymüş gibi algınabilmesi için özellikle dini temeli olmayan ebced hesabı ve buna benzer şeylerle bilinçli olarak bir takım tesadüfler, tevafuklar, bağlantılar oluşturmaya çalışmıştır. Örneğin 72. sayfadaki 3. cümle başlığını dikkatle okuyun ayetlerdeki kelimelerin ebced değeri ile karşılıklarının kendi kitabına eşit olduğu gibi şeyler iddia etmekte. Yine aynı sayfa beşinci cümle ayetteki bir kelimenin yine ebcedle kendi adına denk geldiğini iddia edecek kadar mütevazi. Bu Kur'an ki Resulullah'ın can yoldaşı, arkadaşı, islam'a büyük hizmetleri olmuş Hz. Ebu Bekir Sıddıktan, Hz. Ali'den bir kere bile ismen bahsetmesin, ama Said-i Nursi den ebced hesabıyla bahsetsin. Bu tür şeylere inanmak bile çok tehlikeli. Kitap hep buna benzer şeylerle dolu.
Bunlara inanıp bu herifleri ilah belleyenler memlekete çörekliğinde söylemiştik. Bir akıl hastasının peşinden gidiyorsunuz diye. O zaman bizi yine "mahkemeyle davayla" tehdit etmişlerdi. Çünkü hükümet ellerindeydi onlarda onlardandi.
Bu akıl sağlığı bozuk kürdün hikayelerini kurandan çok okuyanlar şimdi zombi gibi geziyor ortalıkta hala varlar.
