ermeni komitecileri tarafından şehid edilen büyük islamcı fikir adamıdır. ertuğrul düzdağ'ın yine harikulade bir işçiliğiyle sunduğu nadide eserinden aciz aklımla anladığım kadarı ile aziz hatırası karşısında eğilmek bizler için bir vazifedir.
Türk çocuklarının, ruhu için dua etmemesi gereken soysuz. islamcılık adı altında yaptıkları devleti resmen batırmıştır.
herkesin ittihata yıktığı almanseverlik bu şerefsizde ilk olarak başlamıştır. 1. dünya savaşına almanların yanında girileceğine dair gizli bir antlaşma yapmıştır.
enver paşa nın oyunlarına ve emrivakilerine kurban gitmiş, osmanlı'nın yetiştirdiği son zamanların en önemli devlet adamlarından.
fransızca yazardı yazılarını. islâm ve devlet birlikteliğini en iyi ondan okuyabilirsiniz.
hakkında bir şey bilinmeden sallanan sadrazam. kıymetli eserleri vardır.
almanlarla gizli anlaşma yapmamıştır. hatta savaşa girildiğinden kendisinin haberi dahi olmamıştı. divan-ı harpte yargılanmış, savunmasını kitaplaştırmıştır. zaten kendisi de ittihatçı idi. ittihat ve terakki'nin bir dönem başkanlığını yaptı. ama başkan, görünüşte yetkili idi. esas güç, merkez-i umum komitesindeydi. sonrasında zaten ittihatçılarla ters düştü, bunların kendisini ve kabineyi kullandığını anlayınca çekti gitti.
ben kendisinin yapıtlarını okudum ve boş bir insan olmadığını biliyorum. siyasî eylemlerini kimileri beğenmez. mısır'a hidiv olmak için ittihatçılık yaptığını söylerler. orası beni ilgilendirmiyor.
mühür onun adına vurulmuştu. dedik ya esas güç cemiyetin merkezi yürütmesindeydi diye... said halim gidip (kendi isteği ile) imza atmış değildir, mührü onun adına vurulmuştur. ittihatçılar kendisini kullanmışlardır.
"batılı düzeltir, bizimki yıkar. ıslah yerine yıkmaya uğraşır. yeni şeye ulaşan tecrübeleri olmadığı için zorbalığa yeltenir. keyfi hareketlerle inkılapçı, hakim-i mutlak olur"
Avrupa'da eğitim görmüş, islamcı sadrazam. Roma'da Ermeniler tarafından şehit edilmiştir. Buhranlarımız adlı eserinde kadın haklarından, Osmanlı'yı geri bırakan etkenlerden kısacası döneminin önemli meselelerinden bahseder. Önemli olan Müstebiti (Abdülhamid) tahttan indirmek değil istibdat zihniyetinin kökünü kurutmak yoksa yeni diktatörler türer demiştir. Partili bir meclisten yana değildir. Çünkü partilerin varlığı ona göre kişisel ve parti çıkarlarını devletin çıkarlarından önde görmektir ve birliği zedelemekten öteye gitmez. Döneminin diğer islamcıları gibi tamamen batıyı taklit etmeyelim tekniğini alalım, islam'ın özüne dönelim düşüncesindedir.
Birbirini çok eskiden beri tanıyan iki ittihatçı yaşlanmıştır. Artık tüm yaptıkları günün en güzel saatinde Hürriyet Tepesi'nde buluşarak saatlerce oturmakmış.
Saatler ilerleyince ittihatçılardan biri ötekine döner ve "Yaa!" der, öbür ittihatçı bir müddet bekledikten sonra cevaben "Yaa!" dermiş.
Bu "Yaa" nidasının içinde sayısız macera ve yaşanmış birçok hatıra gizliymiş. O kadar konuşulamayacak şey ancak bir "Yaa!" ile kaim olurmuş.
Derken iki ihtiyar eskilerden diye bir arkadaşlarını Hürriyet Tepesi'ne kendileriyle oturmaya davet etmiş.
Gelen misafir, olayları kenardan izlemiş ve bizim iki kafadar gibi hayatının hiçbir döneminde ittihatçı olmamış bir kimseymiş.
iki ihtiyar ittihatçı ile Hürriyet Tepesi'ne oturmuş; ama gel gör ki ihtiyarlarlar hiçbir şey konuşmuyormuş. Saatler sonra ihtiyarlardan birisi ancak "Yaa!" demiş, öteki de cevaben "Yaa!" karşılığını vermiş.
Misafirleri bu nidalardan hiçbir şey anlamamış; ama o da "ya ya" diye eklemiş.
Evlerine gitmek için kalktıklarında ihtiyar ittihatçılardan birisi diğerine dönerek "Bu adamı bir daha çağırmayalım, baksana çok konuşuyor" demiş.
Neredeyse her ittihat ve Terakki mensubunun hayatı bir film senaryosunu dolduracak kadar maceralarla doluydu.
Bu maceralardan nasibini fazlasıyla almış isimlerden birisi olan Said Halim Paşa, 1921 yılında gözlerden uzak bir hayat yaşamayı tercih ederek Roma'ya yerleşmişti.
Halim Paşa hatıralarını yazıyor ve güncel meselelerden uzak durmaya çalışıyordu.
Oysa yakın zamanda bir bildiri yayınlayan Ermeni Taşnak Partisi şu isimleri dünyanın neresinde olursa olsun bulup infaz edeceğine dair militanlarına yemin törenleri tertipliyordu; Enver Paşa, Cemal Paşa, Dr. Nazım, Dr. Bahattin Şakir, ismail Canpolat, eski Trabzon Valisi Cemal Azmi Bey ve Said Halim Paşa.
Said Halim Paşa, güneşi cebinde kaybeden ittihatçı kadroların ileri gelenlerindendi. Hepsinden fenası artık vatansız ve savunmasızdı.
Yerel italyan gazeteler, zaman zaman Halim Paşa'nın suikasta uğrayabileceğini yazıyordu.
Halim Paşa günün sonunda bir ittihatçı idi. Tehditlere karşı takındığı tavrı Cemal Kutay şöyle aktaracaktı: