Galata kantosuna ithafen şöyle bir şarkısı var ki bence çok edebi. Rap dinlemem, ama sözlerini ezbere bilirim bunun, ki son bölüm tamamen alıntıdır:
Bana mübeccel anlattı, ben dinledim düşsel leşleri,
Anlattı ben de dinledim on ikisi de deli olan kardeşleri.
Şair şairken yazdı bu şiiri düzayak hânesinde,
Bir şiir gelişti ve gece o Ceneviz Kerhanesi'nde.
Galata Çin'de değil, şâirin içindekinin,
Çiçek pasajında çiçekçi dükkanı var Milinski'nin.
Bir şiir biliyorsun, ayakta bira içebilir,
Bir şiir nerden baksan şâirini seçebilir.
Üç Galata gecesi diyorum, gözleri âhu,
Milinski söylesene, peki bu güzel avrat otu da kim yahu?
Kayıkta kızcağızı boş bırakmamışlar bir an,
Bu kahır o çiçek bahçelerine yaraşmaz Ivan.
Şairin uzak ablasızlığı ve içinde denizin,
Bacakları mübeccelin ve gül lekeli bi' benizin.
Şair: " Zırlamadan anlat! " dedi. (anlat!)
Anlat kimlerin yüreğinde kız kulesi gibi grev çivileri var...
Geceleri Galata'da gülerken bacaklarımız uzamış.
Alıştık artık ölüme...
Diyeceğim şu Ivan Milinski;
Ölüm için ayırdık geceleri gülerken,
Galata'da...
Parmak uçlarını kazıtan kadın parçasında Jefferson Airplane den white rabbit adlı parçanın bir kısmını kulanmistir cok da güzel olmuştur. Cok degerli bir sanatçıdır.
önceden milletle dalga geçmek için bu adama laf atıyordum ama hakikaten göklere çıkardınız bilmediğiniz üç beş kelime söyledi diye.
kendisi zeki insandır, eskiden komünist diyip sevmesem de artık komplekslerimi bir kenara atıp bir şeyler üretmeye ve üretene saygı duymaya karar verdim. bu adamı göklere çıkaranlar, onunla aynı seviyeye çıkmayı denesin. kompleks yapanlar da bir şeyler üretmeden milliyetçilik yapmasın. lütfen.
seviliyorsun saian. ama yanındaki kardeşlerin bana itici geliyor. bkz karaçalı bkz patron. bana itici geliyor sen sevebilirsin sadece fikrimi belirttim.
Susardık…yıldızları sayıp susardık, ne kadar dargınsak biz o kadar güzeldik
Ben Nazım'dan anlatırdım ya da Süreya'dan, içine ağlardın ben kalkardım mavi bir rüyadan
Demesin! Aynalar aynalıktan çekilsin veya karnının içindeki eski kırık çekmeceler veya.
Bir şarkı yağmur gibi doldurabildi bir semti
Bir semti tam on dört yerinden bir adam terk etti.
Gözlerinde bir kumsal biriktirdiğinden bu yana,
Eksik onca kenti tamamladığından beri yani
Birkaç öpüşünle binlerce düşü açıklarken hani
Ölüm kendini astı hiç silah sesi duymadım ben
Çığlık bazen en gösterişli susmak bir bakıma
Susması bazen bir sessiz çığlık bir kadının.