çok ilginç bir biçimde sahneye çıkar çıkmaz kaybolan korku-heyecandır.sahneye cıkacak kişi açısından çok olmumludur zira konsantrasyonun dağılmasını engeller insanı tetikte tutar.
sahnenin büyüklüğüne göre onlarca ya da yüzlerce kişinin gözünü dikip seni izlediğini bilmenin yarattığı korkudur. bu nedenle oyuncular ilk önce küçük rollerle sahne alırlar. tecrübe ilacıdır
dansçıyım ve dans ederken hareketimi unutmama, konsantrasyonumun bozulmasına ve sevdiğim tek şeyden zevk alamamama neden oldu. 1 yıllık emeğim ve harcadığım zamanım o sahnenin üstünde 10 saniyede müzikle uçup gitti. sanatımı yapamadım.. seyircilerin yüzlerine utancımdan zor baktım, gülenler vardı... hayatımın en kötü 10 saniyesiydi.
bebekliğimden beri sahnelerdeyim, dans olsun piyano resitallerim olsun... ona rağmen çıkmadan önce yine bir heyecan basıyor. gayet normal yani, kasmamak lazım.
sesimin güzel olduğunu söyleyenleri çok duydum. okulda müzik hocası bana solo söyleteceğini söyledi fakat insan içinde söyleyememekten dolayı kabul etmedim konsere çıkmamı istedi çıkmadım. kısacası çekingenlik yüzünden değiştirebileceğim şwyleri bok ettim.
birincisi çok çekingen birisiydim, ta ki üniversiteye kadar. üniversitede tonmeisterlık yapmaya başladım. ilk sınavım, bir söyleşide gerçekleşti ve yaka mikrofonu arızalandı. içeride yaklaşık 600 kişi vardı ve sahneye çıkmak zorunda kalmıştım. benim için çok zorlu bir süreçti. sonrasında yaklaşık 10 konsere çıktım ve günden güne bu korkudan uzaklaştım.
ikincisi ise; eğitmen oldum ve yaklaşık 8 sene boyunca 20 ile 100 kişi arasında gruplara eğitim verdim. hala daha çok sıyrılabildiğim bir korku değildir, kolay kolay geçmez. genelde ilk sahneye çıktığınızda vücudunuz adrenalin pompaladığı için heyecanlanırsınız. sonrasında yavaş yavaş nefesinizi kontrol altında tutmaya çalışarak bunu bastırırsınız. belli bir deneyim sonrasında alışırsınız ve bu korkuyu, heyecanı kontrol altına almayı başarırsınız. beden diliniz genelde sizi ele verir, elinizi nereye koyacağınızı bilemezsiniz.