genellikle 3 tekerlekli olurdu. Balkondan başka bir yerde sürdürmezdi annem. Benim bisikletin direksiyonun ortası delikti. Bende oraya kalem sokmuştum. Kalemi çıkartmaya çabalarken şanssızlık ya gözümün kenarını sıyırmıştı hala izi duruyor amk.*
19 yaşına kadar bisikletim olmadı benim. Içimde kaldı hep ukte olarak.
Daha sonra üniversite yillarimda topkapı bit pazarini keşfettim. Yıllarca her pazar kadıköy'den topkapı'ya gidip eski ve arşiv değeri olan plakları topladım sırf bir bisiklete sahip olma uğruna. Oradan bulduğum plakları akmar pasajinda sahaflara sattım uzun bir süre.
3. Sınıfa geldiğimde bir castello parası biriktirmiştim. Gittim eminönü'ne ve yılların özlemine kavustum.
Bisiklet; bana hem doğa bağımlılığı hem de çok değerli bir plak arşivi kazandırdi.
ulan adamlar internet kafe diyo çaldırdım diyo ya. Benim ilk bisikletim 94 Veya 95 yılının yaz ayında olmuştu. Eskiler bilir Hani şu göbekten frenli olan yarım gidon sert plastik koltuk. Hatta pinokyo derlerdi halk arasında. Üstelik sıfır da değildi, ikinci eldi. Ama olsundu sonuçta bisikletti.
Şimdi onlarca sıfır bisikletim olsa ne yazar o yıllara dönemedikten sonra.
Anında gelen edit: hala saklarim o bisikleti. Tekerlekleri dışında sapasağlam durmakta. Üstelik biraz solmuş olsa da orjinal renkte.
benim ilk bisikletim mavi ve beyaz renlerden oluşan dört tekerlekli bmx'di. bisiklete binmeyi öğrendikten sonra iki tekerlekli kullanmaya başladım. uzun yıllar bindiğim, defalarca kez düşüp bacağımı yara yaptığım ve büyük zevkle o yaraları kavlattığım unutulmaz bisikletimdir:) ikinci bisikletim abimden kalma her hafta bozulan, arkadaşlarıma bianchi diye yalan söylediğim bisikletimdi. üçüncüsünü ise fakültedeyken aldığım bianchi winddi. hiç unutmam beni bisiklet üzerinde görünce bütün makina fakültesindeki arkadaşlarım alkışlamıştı. son bisikletim ise merida oldu. durmak yok yola devam.